Öğrenmeden Uzman Öğretmen Olmak?

211

Kutu doldurmaca testine odaklanan eğitim, eğitemez diyorum. Peki, eğitimin derecesini ölçmek mümkün mü? Kutu doldurmaca bilgi ölçmüyor mu? Biz nasıl bir eğitimin peşindeyiz? Bu eğitim değilse hangisi eğitim? Acaba bilmek yetiyor mu?

Yetmiyor… Bilmenin, öğrenmenin dereceleri var. En altta ham rakamlar, kelimeler duruyor. Bunlara “veri- muta- data” diyoruz. Bunlar bir düzene sokulduğunda adı “malumat- information” oluyor. Malumat, ancak işe yarar hâle gelince “bilgi”ye dönüşüyor. O bilgiyle yeterince haşır-neşir olunduğunda, o bilgi yıllarca uygulanıp o tecrübelerden bir birikim elde edildiğinde de “bilgelik- hikmet” unvanı doğabilir. Bizim eğitimimiz, sanki ineceği pisti bulamadığı için “malumat” uzayında daireler çizen bir uçağa benziyor.

Bloom’un eğitim sınıflandırması

Bu düşünceler eğitime uygulanabilir mi? Millî eğitimle ilgili her şey gibi bu soru da hayatî. Öğrenmenin dereceleri varsa bunları bulmak ve ölçmek lazım. İnsanlar bu işi çoktan yapmış. Ta 1956’da Benjamin Bloom, Eğitim Hedeflerinin Sınıflandırması (Taxonomy of Educational Objectives) diye bir makale yazmış. Çalışmasında, öğrenme aşamalarını en ilkelden en işlenmişine doğru sıralamış. Sonra Bloom’a eklemeler, iyileştirmeler bir birini kovalamış. Her bilim alanında olduğu gibi… Bloom’la başlayıp geliştirilen yapı, bugün eğitimde standart sayılıyor.

Bloom, ilk makalesinde, eğitimi şu altı etiketle sınıflandırmış:

Bilgi=> Kavram=> Uygulama=> Çözümleme (Analiz) => Sentez=> Değerlendirme

Bu aşamaların her biri, bir öncekinden daha yüksek bir biliş düzeyi sayılıyor. Bloom’u izleyen araştırıcılar, sınıflandırmanın isimlerle değil, fiillerle yapılmasını daha uygun bulmuşlar. En üst iki aşamaya da yer değiştirtmişler. Sonuç, şu hiyerarşiyi veriyor:

Hatırla => Anla => Uygula => Çözümle => Değerlendir => Yarat

Zihin altı – üstü

Bu sınıflandırma, Maslov’un ihtiyaçlar sıralaması gibi bir piramit hâlinde gösteriliyor. Şekildeki gibi. Biliş, en temel bilgiden başlayıp daha karmaşık ve değerli zihin süreçlerine doğru yükseliyor.

Öğrenci önce bilgiyi edinecek. Bu fiil olarak “hatırla” talimatına karşılık geliyor. İşte ezberci eğitim, bu aşamaya saplanan, en ilkel düzeydeki eğitimdir. Kutu doldurmayı başarmak için bu seviye yeter. “Anla” aşamasına geçilmiyor, daha kötüsü böyle bir ihtiyaç da hissedilmiyor. Bloom’un sınıflandırmasındaki ilk üç aşamaya “aşağı düzey biliş” deniyor. Alt seviyede kalabilmek için bile hatırlama ve anlamadan başka, bir de hatırlayıp anladığını uygulayabilmek gerekiyor.

Fakat eğitimin gerçek değeri, üstteki üç beceride. Bunlara da “yukarı düzey biliş” deniyor: Öğrendiklerini çözümleme, değerlendirme ve yaratma. Okulda öğrendiklerinizi kendinize göre analiz edeceksiniz, değerlendireceksiniz, yani eleştireceksiniz. Nihayet onlara dayanarak yeni bir şeyler, yeni beceriler, yeni sentezler yaratacaksınız. Bloom’un orijinal sıralamasında “yarat” fiilinin isim hâli “sentez” idi…

Zor geldiyse çoktan seçmelisini yapalım

Kolay kavramlar değil. Bloom’un sınıflandırmasını öğrenmeye de Bloom sınıflandırması uygulayabiliriz. Değil mi? Önce aşamaları hatırlayalım. Sonra her birini anlayalım. En sonunda da buna dayanarak dersler, müfredatlar yaratalım. Zor ama değerli işler. Yok, eğer bu konuda sadece kutu doldurmacalı, çoktan seçmeli testi geçmek istiyorsanız o da mümkün. Bloom’un en dip aşamasında, “hatırla”da kalabilirsiniz. YouTube’de hem İngilizce hem Türkçe Bloom videoları var. Bunlardan biri de tam bizim yardımcı test kitapları gibi. Uzman Öğretmenlik Sınavı içinmiş. Bağlantıdan ulaşabilirsiniz. Bırakın bu zor işleri. Bütün yapmanız gereken şu cümleyi hatırlamak: “Bloom, öğretmenleri sevmeyen, öğretmenleri zora sokan KÜSDAH biriymiş.” Küstah’ı yanlış yazdın diyeceksiniz. Yok, doğru yazdım. Çünkü böyle yanlış yazınca kutu doldurmacada net puan kazanıyorsunuz. K= Kavrama, Ü= Uygulama, S = Sentez, D= Değerlendirme, A= Anlama, H= Hatırlama. (Biliyorum, biliyorum Ü değil U olacak ama idare ediverin.)

Hani fiiller? En önemlisi, hani aşağıdan yukarıya sınıflandırma; hiyerarşi nerede?

El cevap: Sen bu kafayla testten zor geçersin. Ezberle, uzman öğretmen ol! Al maaşını. İlla anlaman mı lazım?

Önceki İçerikMehmed Emin Yurdakul’un Bütün Şiirleri
Sonraki İçerikErdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu?
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)