Öcalan Başkan Yardımcısı Olur mu?

5

Aranızda hiç mi siyaset bilimci yok? Hiç mi sosyolog yok?

Böyle sormuştum birkaç hafta önce. Soru sorarsanız ne olur? Cevap alırsınız diye mi düşünüyorsunuz? Tekrar düşünün. Soru sormanın karşılığında size haddinizi bildirirler. Hem de secili kafiyeli şekilde haddinizi bildirirler. Biz buna cevap değil küfür diyoruz ama onlar “sert cevap” diyorlar. Yetmezse “çok sert cevap” verirler. Herkesin ölçüsü kendine. Sert adamlar. Bir tek DEM ve Öcalan’a yumuşaklar.

Hatırlar mısınız? Şu sözü sık sık duyardık: “PKK’lı eşittir Kürt değildir”. Sonra HDP, DEM falan, o andaki adı ne ise onun PKK ile arasında mesafe koymasını, kınamasını isterdik. Denklem de doğruydu, talep de haklıydı.

İyi ki Öcalan var, DEM var

PKK eşittir Kürt değildir, DEM, terörle, yani PKK ile arasında mesafe koymalıdır söylemlerini bir tarafa koyunuz. Bir tarafta da bizim adı her ne ise şu anda içine düştüğümüz hâli. Bu ikisini lütfen bir karşılaştırır mısınız? Evet, bir zamanlar PKK ile Kürt eşit değildi. Fakat iktidarın şu andaki tutumu ile devlet eliyle PKK’nın Kürt’e eşitlendiğini görmüyor musunuz? Hadi o kendini fesh etmiş, yanlış konuşmayalım: “Kurucu Önder”in Kürtlerin önderi hem de kurucu önderi kabul edildiğini görmüyor musunuz? DEM Kurucu Önder’le arasına mesafe mi koydu? Nerde efendim. Tam tersine, DEM-Öcalan kankalığına şükrediyoruz. O yakınlık, o içiçelik olmasaydı “Terörsüz Türkiye” mümkün olur muydu? Hani biri vardı, Öcalan’ı paşa yapacaktı. O zamandan bugüne çok yol aldık. Acaba başkan yardımcısı mı yapsak? Lütfedip kabul eder mi?

PKK, tükendiği için, çaresizlikten mi silah bıraktı? Pişmanlıktan olmasın.

Öyle ya on binlerin kanı vardı elinde. Açıklamalar tam tersine işaret ediyor: Kurucu Önder ne diyor mealen: “Silahlı mücadelemiz hedefine ulaştığı için artık silaha gerek kalmamıştır. Silahı bu yüzden bırakıyor, silahlı gücümüz olan PKK’ye onun için fesh ediyoruz.” Bir nevi, düşman yenildiği için askerlerimizi terhis ediyoruz açıklaması. Hadi daha yumuşak ifade edeyim: Silah kullanarak siyasi hedeflere vardık, bundan sonra siyasetle aynı hedef için mücadeleye devam edeceğiz. Hiç pişmanlık, özür falan var mı bu sözlerde?

Galiba özür dilemek sonunda bize düşecek.

Başka vasıtalarla devam

Strateji biliminin kurucusu Carl von Clausewitz’in Savaş Hakkında (On War) kitabının ana fikrini bilirsiniz: Savaş, siyasetin başka vasıtalarla devamıdır. Bunun tersi de doğrudur. Öyle barışlar vardır ki onlar da savaşın siyaset vasıtasıyla devamıdır. Olan bundan ibarettir. Bu tahmin veya gizli bir plan falan değil. Açık açık söylenen budur. “Artık demokrasi mücadelemizi siyaset yoluyla sürdüreceğiz.” Söylenmeyen de şu: Suriye’deki 85 000 mevcutlu, eğitimli, ağır silahlı grup hâriç. Çok soruldu, Suriye’deki PKK ne olacak diye? Cevap geldi. “Silah bırakmak gündemimizde yok.” Buna cevaben çirkef diye küfretmek problemi çözmüyor.

Yoksa PKK itibarsızlaştığı için mi silah bıraktı? Mesela Diyarbakır’da? O Diyarbakır ki tam tarihini hatırlamıyorum, MHP, pek az farkla belediye seçimini kaybetmişti. Şu anda bırakın PKK’nın veya DEM’in itibarsızlaşmasını, bırakın MHP’nin (bu hâliyle bile) oy almasını, AKP, Diyarbakır’da geçen seçimde aldığı oyu bile hayalinde görür. Alırsa, o oyu verenlerden hesap sorulur. Ellerine sopa verilip hayvan gütmeye yollanırlar. İtibarsızlaşan Kurucu Önder ve DEM dışındaki herkestir. TC’dir itibarsızlaşan.

Burada kim var, kim var, kim var

Diyarbakır’da neredeyse belediyeyi kazanan MHP… Kürt ülkücüler. Onların 1970’lerde çıkardığı Kon Dergisi… Sonra ne oldu? Sonra iktidarın en tepesindekiler, kalkıp oturup şu konuşmaları yaptılar: Burada Kürt var, Türk var, Arap var, Çerkes var…

Dünyanın hiçbir yerinde devlet, vatandaşlarına dönüp, siz millet değilsiniz, siz bir ırklar karışımısınız diye nutuk atmaz. Mesela ABD Cumhurbaşkanı’nın, “Burada Amerikan var, İngiliz var, Alman var, Afrikalı var, Fransız var, Kızılderili var…” diye konuşacağını düşünebilir misiniz? Bunların hepsi vardır ama hepsi Amerikan’dır.

Siz Fransız başkanının halkına, “Burada Fransız var, Brötön var, Bask var, Oksitan var, Arap var…” diye konuştuğunu düşünebilir misiniz? Onlar vardır ama hepsi Fransızdır. Mitterand olmalı, bir başkanlarının dediği gibi, “Fransa’da sadece Fransızlar vardır.”

Milli birlik için ulus devletin söyleyeceği sadece tek söz vardır: Biz. Biz sözde Türkiye Yüzyılı’nda (Türk Yüzyılı değil ha!) bunun tam tersini yaptık, yapıyoruz: Onlar ve onlar ve onlar… Yani her biri için diğeri “onlar”.

Peki, “Biz”e, ne oldu? Türk milletine ne oldu? Siyasi İslamcı şöyle cevap verir: “Millet mi? Ne o? Millet, ümmet demektir. Milliyetçilik de ırkçılık demektir. Büyüklerimiz bize böyle öğretti.”

Önceki İçerikMilli Egemenlik Platformu Bildirisi
İskender Öksüz
İskender Öksüz 14 Eylül 1945 tarihinde İzmir'de dünyaya gelmiştir. 1966 yılında Ege Üniversitesi Kimya-Fizik Bölümü'nde lisans eğitimini tamamlamıştır. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun yurtdışı bursuyla ABD'de Yale Üniversitesi'ne kabul edilmiş, burada, Oktay Sinanoğlu'nun danışmanlığında, 1968'de yüksek lisansını 1969'da da doktora derecesini almıştır. İskender Öksüz 1968-1979 yılları arasında; Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde bölüm başkanlığı, rektör yardımcılığı ve rektör vekilliği görevlerinde bulunmuştur. Yine aynı yıllarda senato üyeliği (ADMMA), Türkiye Atom Enerji Komisyonu 7. Dönem üyeliği, Atom enerjisi konusunda bakan danışmanlığı ve Töre-Devlet Yayınevi yöneticiliği yapmıştır. Öksüz, 1981-1987 yılları arasında, Suudi Arabistan'da bulunan University of Petroleum and Minerals'da akademik ve idari görevler, bilgisayar destekli öğretim koordinatörü, yeni öğretim üyesi seçimi ve terfi komitesi üyeliği yapmıştır. 1987 yılından itibaren sağlık, bilişim ve eğitim sektörlerinde çeşitli firmalarda üst düzey yöneticilik yapan Öksüz, çeşitli şirketlerde yönetim kurulu üyeliği, genel müdürlük ve holding genel koordinatörlüğü yaptı. İskender Öksüz 2012 yılında Gazi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünden emekli oldu. Otuzun üstünde bilimsel yayını yedi yüzün üzerinde atıfı bulunan Öksüz, KÜBİTEM (Kültür, Bilim ve Teknik Merkezi) kuruculuğu, Türk Ocağı Hars Heyeti ve Yönetim Kurulu üyeliği, Millî Düşünce Merkezi Yönetim Kurulu üyeliği; Töre, Devlet, Bozkurt, Türk Yurdu dergilerinde makale ve başka yazıları yayımladı. Üniversiteler de dâhil olmak üzere çeşitli platformlarda konferans, söyleşi ve röportajlarda bulundu.[5][6] Ayrıca Son Havadis, Yeni Ufuk ve Ayyıldız gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Karar gazetesinde köşe yazarlığına devam etmektedir. İskender Öksüz, 5 Mayıs 2021 tarihinde vefat eden ünlü romancı Emine Işınsu ile evliydi. Eserleri[7] Millet ve Milliyetçilik Bilim, Din ve Türkçülük Alt Akıl: Aptallar ve Diktatörler Türk Milliyetçiliği Fikir Sistemi Türk'üm Özür Dilerim Niçin Geri Kaldık? Çin Dünyayı Ele Mi Geçiriyor? (Konuralp Ercilasun ile birlikte)