Her dönemde uyanıklar vardır.
Olmalıdır da
Uyanıklığın ileri boyutu da
Karşı tarafı aptal yerine koymaktır ki
Hoş bir şey değildir.
Bizim insanımız
Tarihten beri misafirperver insanlardır
Ekmeğini paylaşmasını sever.
Misafir ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyar
Fi tarihinde uyanığın biri
Bir bahaneyle akşam üzeri yemek vaktinde komşunun evine gelir
Sofranın da kurulu olduğunu görünce de
“Nasibe bak nasibe, çeker çeker getirir” der
Ev sahibi meselenin farkında değildir
Sofraya buyur eder
Vatandaşta oturur canına minnet bir güzel afiyetle karnını doyurur
İşi bitince de müsaade ister çıkar
Yarın aynı saatte bir bahaneyle yine gelir
Sofranın kurulu olduğunu görünce
Yine nasibe bak nasibe çeker çeker getirir der
Ev sahibi yine iyi niyetle sofraya buyur eder
Bizim uyanıkta yine oturur bir güzel afiyetle karnını doyurur
“Nasipsiz lokma yenmez” der
Bir üç beş derken
Başlangıçta olayı hoş karşılayan ev sahibinin yüzü asılmaya canı sıkılmaya başlar.
Misafir ev sahibinin yüzünün asık canının sıkık olduğuna aldırmadan
Her gün aynı zamanda gelir
Aynı ifadelerle pişkin pişkin sofraya oturur
Karnını doyurur gider.
Ev sahibi, artık olayın farkına varmış bunun yüzsüz birisi olduğunu anlamıştır
Surat asmakla bunu uzaklaştıramayacağını anlayınca da
Onun anladığı dilden ona bir ders vermek ister.
Sağlam ve kalın bir sopa hazırlar
Bizim elaman yine karnını doyurmak için sofra zamanı gelir
Yine aynı teraneler
“Nasibe bak nasibe çeker çeker getirir”
Deyince
Ev sahibinin artık canına tak etmiştir
Sopayla arkadan bir vurur yüzsüz adam boylu boyunca uzanır
Sıra ev sahibindedir
“Sopaya bak sopaya vurur vurur yatırır”
Nasipsiz sopa bile yenmezmiş der
Bunu evire çevire bir sağlam döver
Nasip sopa meselesinde denge sağlanmış olur.
Peygamberimizde bir hadisinde “kellimun nase ala kederi ukulihim”
“İnsanlara anlayacağı dilden konuşunuz “
Diye buyurmuyor mu?
İnsanların sabrını fazla zorlamamak lazım
Aşırı uyanıklık noksanlığın alametidir
Siz ne dersiniz
İstediğinizi anlamakta
İstediğiniz yöne çekmekte serbestsiniz
Huzur dolu yarınlar temennisiyle