Münkir Münafığın Soyu, Yıktı Harap Etti Köyü

208

Hiciv,
sanatta özellikle de edebiyatta bir kişinin veya durumun iğneleyici sözlerle
ve/veya alaycı ifadelerle eleştirilmesidir. Türk tarihinde gerek divan
edebiyatında gerekse halk edebiyatında hiciv sanatına çokça rastlanmaktadır.
Divan edebiyatında Nef’i ve Ziya Paşa’nın hicve çokça başvurdukları görülür.
Ziya Paşa’nın Terkib-i Bend’i hiciv türünün en güzel örneklerindendir.
Aşağıdaki beyitler Ziya Paşa’ya aittir.

 

            “Ey müftehir-i devlet-i yek-rûze-i dünya

Dünya sana mahsûs u müsellem mi sanırsın

 

****

 

            Bir gün gelecek sen de perîşan olacaksın

Ey gonca bu cem’iyyeti her-dem mi sanırsın”

 

            Türk halk edebiyatında ise hiciv
denilince akla gelen ilk isim şüphesiz ki Kazak Abdal’dır. Kazak Abdal 17.
yüzyılda yaşamıştır, Romanya Türklerindendir. Hayat hikâyesine dair muhtelif
rivayetler bulunmakla birlikte Turgut Koca’nın Bektaşi Şairleri ve Nefesleri
kitabında şöyle bir hikâye de anlatılmaktadır: Rus Çarı’nın kızı bir
çocuk doğurur. Fakat bu çocuk, annesinden süt emmez. Bu duruma ne hekimler, ne
de papazlar çare bulamazlar. Sonunda Deliorman dergâhından, Rusya’dan tuz
parası almak üzere gelen Demir Baba’ya: ‘Sen keramet ehli bir azizsin. Bu
çocuğu tutulduğu hastalıktan kurtar.’ diye yalvarırlar. Demir Baba da: ‘Bu
çocuğun süt emmesini sağlar isem, tekkeme nezreder misiniz?’ der. Kabul
ederler. Demir Baba çocuğa: ‘Em!’ der. Çocuk, anasının memesini emer.
Delikanlılık çağına erince, Demir Baba dergâhına gönderirler. Böylece Demir
Baba, çocuğu evlat edinir. Adını Ahmed kor. Bu çocuk daha sonraları Balım
Sultan’a giderek, el alır ve adı da 
Kazak Abdal olur.
(Kaynak; Vikipedi)

 

            Kazak Abdal’ın en meşhur şiiri
şüphesiz ki Eşeği Saldım Çayıra şiiridir. Yaşadığı dönemde halk yoksulluktan
perişan bir haldeyken devrin yöneticilerinin hem halk üzerinde baskı kurmaları
öte yandan kendilerinin zevkü sefa içinde yaşamaları Abdalımızı epeyce
öfkelendirir. Bir yandan zulüm, bir yandan yoksulluk öyle artmıştır ki,
insanların azıcık huzurlu bir rüya görmeleri bile hayra yorulamayacak hale
gelmiştir. Bu halet-i ruhiye nedeniyle Abdalımızın dilinden aşağıdaki sözler
dökülmeye başlar.

 

            Eşeği saldım çayıra

Otlaya karnın doyura

Gördüğü düşü hayıra

Yoranın da avradını

 

            Ama özellikle biri vardır ki
Abdalımız ona feci şekilde bilenmiştir. Kazak Abdal bu kişinin ismini vermiyor
ancak şiirinde tepeden aşağıya güzelce boyadığı (!) bu kişiden hırsını alamıyor
olacak ki ölüsünü bile boyamaya devam ediyor.

 

 

            Münkir münafıkın soyu,

Yıktı harap etti köyü 

Mezarına bir tas suyu, 

Dökenin de avradını

 

Şiirde muhatabın adı verilmiyor ancak bu kişi
insanlara nasıl bir kötülük etmişse, Abdalımız bu kötü kişinin
cesedine/mezarına hayrı olabilecek kişileri de bu boyama (!) halkasına dâhil
etmektedir.

 

Dağdan tahta indirenin,

Iskatına oturanın

Mezarına götürenin

İmamın da avradını

 

Abdalımızı öfkeden kendinden geçiren bu
bahtsız kim ola, kötülüğünün büyüklüğü ne ola ki Abdalımız sonraki mısrada
vites yükseltmekte ve olayı neredeyse bu bahtsızın derisine kemiğine kadar
götürmektedir.

 

Derince kazın kuyusun,

İnim inim inilesin

Kefenin diken iğnesin,

Dikenin de avradını

 

Sondan bir önceki dörtlükte Abdalımız
insanları ifsat eden yani halk arasında fesat çıkartan, gammaz ve malı olup da
yemez (cimri) bir güruhu da boya halkasına dâhil etmektedir. Besbelli ki bu üç
güruh, Abdalımızın asıl kızdığı bahtsız kişinin yancıları ve yardakçılarıdır.

 

Müfsidin bir de gammazın,

Malı vardır da yemezin

İkisin meyit namazın,

Kılanın da avradını

 

Finalde Abdalımız huzura ermiş görünmektedir.
Ancak motoru hala tam anlamıyla soğumamıştır. Sözü yine tam kendisine yakışan
bir üslupla hitama erdirir, altına da imzasını atıp muhatabına iadeli taahhütlü
olarak gönderir.

 

Kazak Abdal nutkeyledi,

Cümle halkı ta’neyledi

Sorarlarsa kim söyledi,

Soranın da avradını.

Önceki İçerikTürkiye’de Kötü Giden Hiç Bir Şey Yok!
Sonraki İçerikTürk Milletinde Güven Bunalımı
Avatar photo
1983 yılında Tokat Erbaa’da dünyaya geldi. İlk okulu Ankara’da, ortaokulu Bitlis Tatvan’da, Lise’yi Bursa’da okudu. 2001 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünü kazandı. 2003 yılında bu okulu terk edip Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. 2008 yılında bu okuldan mezun oldu. Yüksek lisansını 2019 yılında Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde tamamladı. Halen Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora eğitimini devam ettirmektedir. 2018 yılında siyasetle de ilgilenen yazar, 2019 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın üyesi olmuş ve 2023 yılında Kocaeli Aydınlar Ocağı’nın başkanlığı görevine seçilmiştir. 2018 yılında bu yana Kocaeli’de köşe yazıları yazmakta ve yazıları Kocaeli’nin muhtelif yerel basın kuruluşlarının yanı sıra Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinde yayınlanmaktadır. Yine 2018 yılından bu yana ülke genelinde barolarda eğitimler ve Kocaeli’de yerel STK’larda konferanslar vermektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır. ESERLERİ : A. YAYINLANMIŞ KİTAPLARI 1) Katılım Bankacılığı, Yetkin Yayınları, Ankara, 2020. 2) Tayyip Erdoğan Sonrası Türkiye, Melekler Yayıncılık, Kocaeli, 2020. 3) Türk’ün Ustalarla İmtihanı, Kitap Yurdu Doğrudan Yayıncılık, 2023. B. YAYINLANMIŞ AKADEMİK MAKALELERİ 1) Tahkim Sözleşmesinin Unsurları – Leges Hukuk Dergisi, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a Vefa Andacı, Ekim 2020, Y:11, S: 130, s. 112-133. 2) Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Birleşmiş Milletler Antlaşması’na (Viyana Sözleşmesi / CISG) Göre Taşıma Halindeyken Satılan Mallara İlişkin Hasarın İntikali – Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 335-360. 3) Nama Yazılı Pay Senetleri Üzerinde Önalım, Alım, Geri Alım ve Öncelik Hakları - Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II, Aristo Yayınevi, İstanbul 2021, s. 1-59. 4) Faiz ve Vade Farkı Kavramlarının Hukuki Niteliklerinin Karşılaştırılması – Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler, Dora Basım, Bursa, 2021, s. 19-41. 5) Anonim Şirketlerde Payın ve Pay Senetlerinin Devri - Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler II, Dora Basım, Bursa, 2022, s. 313-336. 6) Limited Şirketlerde Pay Devri – Bilimsel Araştırmalar, Yetkin Yayınları, Ankara, 2023, s. 113-130. 7) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinde Yüklenicinin Temerrüdü Nedeniyle Sözleşmeden Dönme, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Aralık 2023, S:28, s. 133-161.