Mısır’dan Alınabilecek Dersler

57

Türkiye’de TSK’nın en itibarlı ve güvenilir bir kurum olduğu araştırmalarla ortaya çıktıkça, dışarısı ve işbirlikçileri bundan çok rahatsız oluyorlardı. TSK’nın itibar kaybetmesi için her türlü oyun oynandı. Kozmik odalara bile girildi. Ümraniye ve Balyoz davalarının 27 Mayıs,12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat gibi askeri darbe ve post modern müdahalelere doğrudan veya dolaylı bir tepki ve askeri vesayete karşı olarak ele alınması, davalara hukuki olmaktan öte;siyasi nitelik kazandırır. Bu durum adalet anlayışını da yaralar. Başbakan Başdanışmanı bir milletvekilinin bu türlü beyanları artık aranır hale gelen demokrasi adına ümit kırıcı ve düşündürücüdür.

Askeri vesayet kabul edilebilir bir şey değildir; ancak askeri vesayeti ağızlarından düşürmeyenlerin dış vesayetlerin eksenine girmeleri, iç ve dış politikaları güdümlü hale getirmelerine ne diyeceğiz? Çelişkili politikalar milli irade ile ters düşmez mi? “Ben sandıktan çıktım, halkın teveccühünü aldım, şu halde istediğimi yaparım” anlayışı kabul edilemez. Milli irade bölücü ırkçılığa akıl almaz tavizlerin verilmesi, ülkenin siyasi ve idari yapısının altüst edilmesi yönünde bir tercih mi yapmıştır? Seçim beyannamelerinde bugün yapılan yanlışların kaçı vardır? Seçim meydanlarında bunların kaçı halka söylenebilmiştir? Demokrasiyi kendi ellerimizle defolu hale getirip daha sonra da demokrasi havarisi kesilmek çok çelişkili bir durumdur.

Terör örgütünün kurulmasını istediği komisyonlar bir bir kuruldu ve yeni sözde demokratikleşme paketi ile ülkede egemenlik birileri ile paylaşılacak; teröre prim verilecek ve Türkiye,Türkiye olmaktan çıkarılacak. Suriye’de ve Mısır’da tasvip edilmez bir şekilde kendi halkına katliam yapanlar, gereğinden fazla ve şiddetle suçlanırken biz Türkiye’de daha çok dikkatli olmalıyız. Bugün Türkiye’de bütün kurum ve kuralları ile işleyen bir demokrasiden bahsedebilir miyiz? Bunun böyle olmadığı son yıllarda birçok örnekle ortaya konabilir.

Mısır’da Arap Baharı ile başlayan ve devam eden süreçte, ABD göreve getirdiği ve seçim sandığından çıkmasına yardımcı olduğu Mursi’yi isteklerini tam karşılamadığı gerekçesi ile götürüverdi. Yerine hazır yedeği ve isteklerini yerine getirecek olan askeri yönetimi getirdi. Önemli olan askeri müdahale ile yüzlerce kişinin öldürülmesi, demokrasi ve insan hakları değildir, esas olan ABD’nin çıkarlarıdır. ABD, AB, BM ve Güvenlik Konseyi, Mısır’da askeri yönetimin yaptığı katliamı kınayamadılar. ABD asker müdahalesini Mısır’da demokrasiyi yerleştirmek olarak açıkladı ve darbe lafını ağzına almadı. Güvenlik Konseyi katliamı kınayamadı. Böyle bir ortamda Türkiye’nin aşırı müdahil bir durumda olması ve Ortadoğu’nun jandarmalığına soyunması; Libya’da, Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi yanlış bir politikadır. Sürekli düşman kazanmak ve bölgede ilişkileri bozmak başarılı bir dış politika mıdır?

Konunun önemli bir yanı da, milletleşemeyen, millet olma şuurunu taşımayan, kalabalık olmayı aşamayan topluluklar üzerinde kolay oynanmasıdır. Bu toplumlar birlik ve beraberliklerini kuramamaktadırlar.Bu toplumlarda kaçınılmaz iç çatışma, mezhep ve etnik merkezli olmaktadır. Türkiye milletleşme sürecini güçlendirmezse, çözülmeyi bütünleşme zannederse,farklılıkçı ırkçılığı demokratikleşme olarak kabul ederse; Irak’ta, Mısır’da ve Suriye’de olup bitenlere kendi ülkemizde de tanık olabiliriz. Mutabakatların ve vatandaşlık bilincinin zayıfladığı,”biz” yerine “ben” merkezliliğin öne çıktığı toplumlarda istikrar, birlik ve huzur sağlanamaz. Türkiye’de farklılıkların öne çıkarılması ve abartılması içten çatışma alanlarını güçlendirmektedir. Bazıları bunu bize demokratikleşme diye yuttursa ve kaçınılmaz gösterse de ülkeyi yönetenler yanlış yapmamalıdırlar. Son yıllarda bu yanlışlar çoğalmıştır.

Milletleşme bütünüyle toplumu kucaklamak, etnik ve mezhep ayrımcılığı, taassubu ve millet altı oluşumları aşabilmektir. Bundan dolayı milletleşme olmadan demokrasinin işlemesi zorlaşır. Topal bir demokrasi ortaya çıkar. Bu bakımdan,Mısır olayları yasa ve anayasa değişikliklerinde ülkeyi yönetenlere ders olmalıdır. Demokrasi ve milletleşme, etnik ırkçılığa yenik düşürülmemelidir.

Önceki İçerikKaliteli Yaşamda Etkin Çalışma Yönetimi
Sonraki İçerikDemirel, Erbakan, Mursi, Erdoğan
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)