“Milliyetçiyim” ve “ulusalcıyım” diyen milletvekillerine diyorum ki; olmadı, yakışmadı size. Hem “milliyetçiyim”, “ulusalcıyım” diyeceksiniz, hem de size sunulan menfaatlere sırtınızı dönemeyeceksiniz. Elinizin tersiyle itemeyeceksiniz. Şahsi menfaatlerini aşamayanlar, millî menfaatleri, millî ve ulvî değerleri nasıl koruyacaklar? “Vatan, millet, din, iman” dediğinizde nasıl inandırıcı olacaksınız.
Son günlerde “vatan elden gidiyor, ülke bölünüyor, Sevr hortlatılıyor, Anayasadan Türklük çıkartılıyor, Türkiye Ortadoğu bataklığında savaşa sürükleniyor, ülkemize ve milli kimliğimize sahip çıkalım” diyordunuz. Bu asil düşünceleri savunan, bölücü ve Türk düşmanları ile mücadele ettiğini söyleyen Sizler, bugün milletvekillerine ayırımcılık, üstünlük ve saltanat kazandıran yasaya omuz vererek inandırıcılığınızı ve saygınlığınızı ne kadar kaybettiğinizin farkında mısınız? İçinizde çok sevdiğimiz, güvendiğimiz, milliyetçi, ulusalcı aydın bildiğimiz arkadaşlar var. Yazık, onlar adına çok üzüldüm.
Sanki memleket güllük gülistanlıkmış, ortalık sütlimanmış gibi, birbirinizi yiyordunuz, hizipçilik yapıyor, birbirinizi tasfiye ediyordunuz. Biz size “Şimdi zamanı mı? Gün birlik ve beraberlik günüdür, kavganızı ülke düze çıkınca yaparsınız” diyorduk. Ama yine de sevgimiz, saygımız devam ediyordu. Fakat şimdi iş değişti. Bütün “milliyetçi, ulusalcı, Atatürkçü ve samimi müslüman” vatandaşlar; “vatan elden gidiyor, Türklük siliniyor, Atatürk unutturuluyor, Cumhuriyet yok ediliyor, ABD-İsrail bizi savaşa sürüklüyor, din Vehhabi müslümanlığına dönüştürülmek isteniyor” gibi endişeler taşıyorlar. Ayrıca insanlarımızın çoğu kayıtdışı veya asgari ücretle, hediye paketleriyle gecekondularda, insanlık dışı ortamlarda, her türlü sosyal imkandan mahrum yaşıyor. Ülkenin on miyonun üzerinde işsizi var.
Böyle bir ortamda sizin, milletvekillerinin saltanatı ile ilgili yasanın çıkması için kaşla göz arasında muarızlarınızla anlaşmanız çok yanlış oldu. Onların dini imanı para. Fakat ben bu milletvekillerine kızmıyorum, onları ayıplamıyorum. Çünkü onların millî endişesi, gayesi, hedefi yok. Ama sizlere çok kızıyorum ve sizi ayıplıyorum. Çünkü sizin iddianız var. “Milliyetçiyim, ulusalcıyım” diyorsunuz. Dâva adamı geçiniyorsunuz. Millî ve ulvî fikirlerin sahibi görünüyorsunuz. İşte bunun için size yakışmıyor. Ya bu iddialarınızı bırakacaksınız ve “aslında bizim diğerlerinden farkımız yok” diyeceksiniz, ya da “ülke bu kadar hayati meselenin ortasında bir meçhule giderken ben bu işte yokum” deyip geri adım atacaksınız.
Milletvekillerine ayrıcalıklar, üstünlükler ve farklılıklar kazandıran yasa, Plan ve Bütçe Komisyonundan bir çırpıda geçmiş. Şimdi yasa tasarısı, Meclis Genel Kuruluna gelecek. Orada çıkıp “Biz yanlış yaptık, ülke ve millet zorda iken biz kendi derdimize düştük, nefsimize yenik düştük, ama zararın neresinden dönülse kârdır, biz imzalarımızı çekiyoruz” deyin. Biz de o zaman sizi tekrar bağrımıza basıp saygı duymaya devam edelim. Yoksa, sizsiz de biz “milliyetçiliğe, ulusalcılığa” sahip çıkarız. Dâvamıza hizmet ederiz.
Çünkü, millî ve ulvî düşünceler, kişiler ve partilerüstüdür. Lider, fikirdir, dâvadır. Vatanın menfaatleri söz konusu ise gerisi teferruattır.