Milliyetçilik ama Ya Liiyakat?

103

Aşağıdaki kısıtlı başlıkta da ifade ettiğim gibi özellikle
orta doğu başta olmak üzere; dünyanın birçok yerinde meydana getirilen küresel
ve emperyal projelerin asıl amacı öncelikle ülkemizin bulunduğu coğrafik
konumunun hassasiyeti ile önemini bilen küresel ve emperyal bazı güçlerin
dünyayı tek kutuplu bir ülke yönetimine sokma hazırlık safhasında İsrail’e
yandaş, paydaş bir KÜRT devletinin kurulmasını sağlamak,

Karadeniz’de ise; yeniden PONTUS devleti inşasını oluşturmak
için ülkemizi bölmek, parçalamak, ülke insanımızı ayrıştırarak bir birlerine
düşman ederek iç savaş çıkarma peşinde olduklarını ne zaman fark edeceksiniz?

İşte bu kapsamda; İstanbul Kanal projesinin yapılması hangi
ülkeye yarayacak? MÖNTRÖ boğazlar anlaşmasını ve LOZANI tartışmaya açmak
kimlerin ekmeğine yağ sürecek? Hangi ülkeler bunlardan aşırı ölçüde nemalanacak?
İşte anılan bu perde arkası, sinsi ve kurnaz proje ile planları çok iyi
okumamız gerekmez mi?

Eğer siz Lozan’ı tartışmaya açarsanız işte o zaman 2004
yılından beri Yunanistan’ın LOZAN’ a rağmen 19 adamızı işgal etmesine,
yerleşime açmasına, silahlandırmasına sesinizi çıkaramazsınız. Adeta GIKINIZ
dahi çıkmaz.

ÇARE: ileri teknoloji, iyi yetişmiş insan gücü
birlikteliğinde, çağdaş ve üretken bir toplum oluşumunu sağlamak için ezberci
bir eğitim sisteminden, yaz-boz tahtasına çevrilen milli eğitimden çok İVEDİ
vazgeçilerek üretim toplumunun ülkemize hâkim olması için okuyan, araştıran
insan bireylerinin topluma hâkimiyeti kapsamında yerli ve milli eğitim
sistemimizi uygulamaya sokmalıyız.

İşte bu çerçevede; endüstriyel anlamda gelişmiş ülkelerin
teknolojik üstünlüğünü kabul etmek zorunda kalmamak için hemen, hemen her saha
ve alanda ithalata dayalı tedarik sisteminden çok acil uzaklaşmalıyız.

İthale dayanan tedarik sistemini benimsemiş ülkeler geri
kalmaya mahkûmdur. Ülke olarak üretim, üretim, üretim çakma değil; gerçek
anlamda yerli ve milli olmaktan geçer.

İçinde bulunduğumuz dönemde gerçek güç; ileri teknoloji ile
donanımlı vurucu gücü yüksek, disiplinli bir ordu ile sağlanır.

Bazı küresel ve emperyal güçlerin kontrol ile güdümünde
olduğu bilinen bazı tarikat ve cemaatlerin emrine girmiş amiral ve ya
generallerle anılan bu gücü elde etmemiz asla ve asla mümkün görünmemektedir.

Sonuç olarak; ARGE çalışmalarına yüksek disiplin ile istihbarı
mahremiyet katarak önem verip; ilime, bilime, akla ve mantığa öncelik vererek
dizaynı bize ait marka değeri yüksek teknoloji içerikli ürün imali için bahse
konu bu projelerimizi çok İVEDİ oluşturup sanayicilerimizle buluşturarak gerekli
alt yapı hizmetlerini hazırlayarak ülke genelinde top yekûn bir seferberlik
ruhu ile ürettiğimizde o zaman nasıl kalkındığımızı her ülke sever sevinçle ve
özlemle izleme imkânı bulacaktır.

Çeşitli dolambaçlı yollarla siyasi etik dışı, siyasi ahlak
dışı, gerçek demokrasi ile asla bağdaşmayan, mevcut kanunların arkalarından
dolanılarak masa başı delegelerle ömür boyu oturulan koltukları muhafaza etmek
için Milliyetçiliği tekellerinde görenler nasıl Milliyetçi olabilirler acaba..?

Milliyetçilik: Vatanını, milletini, devletini sevmek;
vatanını ve milletini iktisadi, sosyal, siyasal alanlarda çağın gerektirdiği en
üst seviyeye çıkarma mefhumudur. Kuru, kuruya altı boş, kof söz ve söylemlerle
milliyetçilik olmaaaaaz.

Fikri zenginlikten yoksun, kendi öz değerlerinden bihaber ve
dar kalıplara mahkûm edilmiş, mevcut haliyle vizyonsuz, sığ bir milliyetçilik
anlayışı gerçek anlamda bizim öğrendiğimiz milliyetçilik asla olamaz.

Milliyetçilik aynı zamanda mertlik, dürüstlük içerir. Daha
dün söylenilen söz ve söylemleri inkâr ederek ani tornistan yapmak, kıvırmak,
fırıldak olmayı asla kabul edemez.

Milliyetçilik; haksız olan güçlüye karşı zayıf olanların
hakkını korumak, muhtaçlara sahip çıkmak, onları ezdirmemek, milletin
dertleriyle meşgul olup; sorunlarına çare arama gibi TÜRKLÜK değerlerimizden
asla ve asla uzaklaşmamaktır.

Milliyetçilik ideolojisi; ülkemizin muasır medeniyet
seviyesine erişmek için bilim, teknoloji, gerçek anlamda kaliteli eğitim,
gerçek demokrasi, adil, tarafsız ve yansız bir Yargı gibi evrensel insani
değerlerle harmanlanarak uygulamaya sokabilmek için çalışmaktır.

Dışarıdan savunma sistemi almak zorunda kalmayan, acil
ihtiyacı gereği savunma sistemi alıyor diye başka bir devletin yaptırımlarına
muhatap bırakılmayan ve dünya siyasetinde gerçekten caydırıcılığı olan söz
sahibi bir ülke haline gelmemiz için canla, başla çalışmaktır Milliyetçilik.

Yukarıda açıklamaya çalıştığım milli his ve duygularımızın
gereği olarak diyorum ki; iktidarı ile muhalefeti ile sivil toplum kuruluşları
ile (STK) içimizdeki çürük elmaları ayıklamalıyız.

Yüce MEVLAM’ ın yarattığı ve insanlık âlemine bahşettiği yeryüzü
nimetlerinden toprağın altındaki ölüler değil; üstündeki dirilerin istifade
edeceği gerçeğini asla ve asla unutmamalıyız diyorum.

Asil ve Yüce TÜRK Milleti; Ya siz ne diyorsunuz?