Milli Takım, Milli Kimlik ve Yargı

91

Günümüzde spor ve özellikle futbol küresel çapta ilgi odağı haline gelmiştir. Spor, farklı meslek ve statüdeki fertleri, sınıf ve tabaka farkı gözetmeksizin katılma ve paylaşma sağlayan, endüstrisi oluşan bir sosyal faaliyettir. Forma ve giyim kuşamdan, slogan ve tezahürat şekillerine, dayanışma ve ortak tavır ve davranışlara kadar bir bakıma çağımızın yeni bir cemaatleşme örneklerinden birisidir. Bu “cemaatleşme” keskinleşir ve belirli bir kulüp dairesini aşamazsa; Milli Takım taraftarlığı da zayıflar. Milli Takım’daki oyuncular kulüp ölçeğinden ele alınır. Başarıları ve başarısızlıkları bu açıdan değerlendirilir. Milli kimliği yıpratılmak, dışlanmak istenen ve anlaşılmaz bir şekilde tartışmaya açılan bir ülkede, Milli Takım taraftarlığı da zayıflar. İstanbul’da oynanan Türkiye-Hırvatistan maçında ortaya çıkan bazı istenmeyen olayları belki bu şekilde yorumlayabiliriz.

Anayasa üzerindeki tartışmalar ve çalışmalar sürüyor. Özellikle yargının siyasallaştırılması ve yürütmenin emrine verilmesi, hukuk devletiyle bağdaşmamaktadır. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını kaybetmesi, ehliyet ve liyakati esas almayan bir sonuç doğuran mevzuatın ortaya çıkardığı çarpıklık; görüştüğümüz bütün hukukçuları rahatsız etmektedir. Ehliyet ve liyakat bir tarafa atılmış, Türkiye’yi çok tehlikeli bir sürece sokacak “benim hakimim, senin hakimin” anlayışı, hukuku objektif kriterlerden uzaklaştırmaktadır. Mahkemeye değil de dava kazanabilmek için iktidar partisinin ilçe başkanına başvurulmaya başlanan, Güneydoğu’da devletin egemenliğini sarsacak şekilde örgüt yandaşlarının sözde adalet dağıttığı bir ortam acaba hukuk devleti midir?

Hukuk devletini parti devletine dönüştürmek, hakimin, atayana karşı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlayamayan bir anlayış ülkenin geleceği için büyük bir tehlikedir. Yargıcın kendine karşı bağımsızlığını koruyabilmesi kadar kendisini atayan makama karşı da bağımsızlığını sürdürebilmesi adaleti her türlü şaibeden kurtarır. Türkiye’de ters işler olmaktadır. Hakim ve savcı tayinlerinde objektifliği sağlayabilmek için önemli bazı mahkemelere belirli bir havuzdan kurayla hakim atanması herhalde uygun olabilir.

Yine anayasa çalışmalarında anayasanın başlangıç kısmına mutlaka “Milli Devlet ve üniter yapının korunması” ilave edilmelidir. Ülkenin bölünmez bütünlük ilkesi ve Devletin 6. maddedeki egemenlik haklarının savunulması devlet olmanın bir gereğidir. 

Almanya’da Alman kimliği, Fransa’da Fransız kimliği milli kimlik olmaktan geriye çekilip etnisite kapsamına sokulabiliyor mu? Bu konuda Türkiye bir istisna teşkil etmemelidir. Milli kimliği etniklik seviyesine indirmek ve etnik çağrışım yaptığını ileri sürmek toplumsal bir intihardır. Bütün ülkeden yana milletvekillerini parti tesanüdü ve çıkarını bir tarafa atarak dıştan kumandalı dönüştürme planına karşı hareket etmeye çağırıyoruz. İnsanları anayasa yoluyla birbirine ötekileştirmek demokratikleşme diye yutturulamaz.

Dün ve bugün bir kimlik dayatmasından kimse bahsedemez. Tam tersine; bir kimliksizlik dayatması ve dışarıya kararsız toplum manzarası verilmektedir. Aydınlar Ocağımız kamu menfaatine hadim cemiyet kapsamına alınmamıştır. Bunun sebebi de tüzüğünde “Türk Milliyetçiliği” ifadesinin geçmiş olmasıdır. 19 Mayıs 1976’da Cumhurbaşkanı Fahri Korütürk milli ve manevi değerlere dayananları “eksantrik” olarak suçlamıştır. 1944’de milliyetçiler işkence görmüştür. 19 Mayıs 1944’de rahmetli İnönü’nün nutku ortadadır. 1954’de Milliyetçiler Derneği kapatılmıştır.

Bütün bunlar Türk kimliğinin dayatılması mıdır?

Önceki İçerikDur
Sonraki İçerikHacı Bülent Atasayan ile sohbet
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)