Milli İstiklâlsiz Kalkınma Olmaz!

101

İngiliz Kraliçesi’nin Türkiye’yi ziyareti birçok şeyi konuşulur hale getirdi. Kraliçe’nin özellikle Bursa ziyareti, Kur’an-ı Kerim dinlemesi, Sayın Gül’ü İstanbul Başkonsolosluğu’nda değil de uçak gemisinde kabulü dikkat çekmiştir. Ayrıca, İngiliz uçak gemisinin Montrö Antlaşması’nı çiğneyip çiğnemediği, izinsiz gelip gelmediği gündeme düşmüştür. Sayın Gül’ün Sayın Başbakanla beraber Suudi Kralını Ankara’da oteldeki odasında ziyaret etmesi de itibar kırıcı olmuştur.  


Son yıllarda Batılılarda birden ortaya çıkan Osmanlı hayranlığı, Türkiye’de yeni azınlıklar yaratma gayretleri ve bu yolda hayali bir AB üyeliği aracının kullanılması da gözlerden kaçmamaktadır. Dün Osmanlıyı yok etmek için el ele verenler, onu parçalayanlar, bugün Türkiye’yi milli devlet olmaktan uzaklaştırmak, üniter yapısını bozmak için Osmanlılıktan medet ummaktadırlar. Dün Osmanlıya utanmazca küfredenler, bugün nedense birden Osmanlıcı oluverdiler. Türkiye’ye verilmek istenen yeni düzene uygun olarak anayasa taslakları hazırlatan iktidar, TCK’ndaki 301. Maddeyi de kuşa çevirdi. Mütekabiliyete dayanmayan bir Vakıflar Yasası çıkarıldı. Terör örgütüne mayın satanların uzantıları, Türkiye’de bankaları alıp en kârlı yatırımı yaptılar.


Dış ticaret açığı artmaktadır. Dış ticaret açığının döviz gelirleriyle karşılanamayan kısmı olan cari açığı sıcak parayla ve özelleştirme gelirleriyle karşılamaya sığınılmıştır. Türkiye’ye hazır ve kârlı kuruluşları almaya gelen, doğrudan yatırımdan kaçan yabancı sermayenin dışarıya kâr transferlerine başlaması cari açığı daha da arttıracaktır. Devlet borçlandırılarak -bilhassa son beş yılda anormal artışlarla- dış politikadan ekonomiye kadar ülkenin hareket kabiliyeti sınırlandırılmıştır. Daha sonra halk borçlandırılmış ve sadece borcunu düşünür hale sokularak uyuşturulmuştur. Milli hassasiyeti köreltilmiştir. Ben merkezli yapılmıştır. Sürekli teşvik edilen tüketim kredileri karşılığında hiçbir ülkede olmayacak sayıda dev tüketim mabetleri (merkezleri) yükselmektedir. İşsizlik artmış; küçük, büyük firmalar kapanmış; üretme ithal et anlayışı egemen kılınmıştır. Türkiye’de 4,4 milyon genç okul ve iş dışıdır. Ülke ekonomisi kıskaca alındığından istihdam yaratıcı ve dışarının, küresel sermayenin menfaatlerine uymayan yatırımlar boğulmaktadır.


Birçok alanda olumsuzlukların karşımıza dikildiği bir ortamda biz, Batılı emperyalizme karşı milli direnişimizin, şanlı Milli Mücadele’nin başlangıcı olan Atatürk’ün Samsun’a çıkışını ve 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladık. Önemli birçok limanımızın, sanayi kuruluşumuzun ve bankamızın yabancılara peşkeş çekildiği bir ortamda…


Milli bağımsızlık hiçbir bedel karşılığı pazarlığı yapılabilecek bir değer değildir. O, piyasa fiyatı olmayan kutsal bir değerdir. Onun değerini ve anlamını anlamayanlar, içlerine sindiremeyenler, kendilerini ve ülkelerini açık arttırmaya çıkarırlar. Belli de farkında olmayarak… Milli bağımsızlığın yerine karşılıklı bağımlılık da konamaz. Hiçbir ciddi devlet karşılıklı bağımlılığa dayanamaz. Nitekim, AB’nin geleceğini tehlikeye düşüren de budur.  Her ciddi ülke milli gurur ve haysiyetine düşkündür. Kendini orta malı yapmaz.  Milli bağımsızlık asla dışa kapanma, kendini Dünyadan tecrit etme (soyutlama), siyasi-kültürel ve ekonomik ilişkilerini ortadan kaldırma veya en aza indirme değildir. Dış ilişkiler kendi milli menfaatlerini ona buna ikram etmek değil; karşılıklı farklı milli çıkarları ortak bir noktada birleştirebilmektir. Yabancılarla iyi pazarlık yapabilecek milli duruşa sahip olmaktır.


Cumhuriyet’le taçlanan Milli Mücadele’den zaferle çıkan, milleti yorgun, yıpranmış ve fakir bir halde olan kuruluş Türkiyesi sadece siyasi bağımsızlığı yeterli görmemiş, imkânsızlıklar karşısında pes etmemiş, siyasi bağımsızlığı ekonomik bağımsızlıkla takviye etmiştir. Bundan dolayı İzmir İktisat Kongresi 1923’te düzenlenmiş, Milli İktisat Politikaları ve sanayileşme hedeflenmiştir. Büyük Atatürk de milli istiklâl olmadan anlamlı bir kalkınmanın olamayacağını biliyordu. Bundan dolayı Milli Mücadele “Ya İstiklâl, Ya Ölüm” parolasıyla yapılmıştı.


Günümüzde ise; AB ve ABD’nin  emirlerine uyarsak, IMF ve Dünya Bankası’na teslim olursak, yabancı sermayeyi ülkeye çekeriz ve refaha kavuşuruz zannedilmektedir. Bu yanlış, maalesef seçim sandığından da geçmiştir.

Önceki İçerik1 Mayıs
Sonraki İçerikHayatı Yaşamak
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)