Milli Eğitim’de F@tih devrimi !

110

Eğitimde “Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi” olarak belirlenen ve kısaca “F@tih” olarak nitelenen projeyi açıklayan Başbakan; “Fatih, dalga geçenlere gereken tokadı atacaktır!” dedi?

Kim dalga geçiyor?

Kim tokat atacak?

Tokat atmanın bir Milli Eğitim projesinde işi nedir?

Başbakan’ın üslubu bu!

Ya; “Bizi eleştiren şizofrendir!” diyor, ya; “Ananı da al git!”diyor, ya da; “Fatih gereken tokadı atacak” diyor.

Neyse, biz konunun özüne bakalım.

Nedir bu “F@tih” projesi?

Üç yılda tamamlanacak projeyle her öğrenci bilgisayarı sınıfta kullanacak. 42 bin okuldaki 570 bin dersliğe dizüstü bilgisayar, projeksiyon cihazı, internet ve akıllı tahta sağlanacak.

Son derece güzel bir proje.

Adıyla da hiçbir aklı başında insan dalga geçemez.

Ancak, F’den sonra gelen “@” sanki kimilerince  “e” harfi olarak algılanıp, “Fetih” anlamıyla da kullanılabilir!

İkincisi; sanki proje açılımı bu kısaltma ad için “zorlanmış” gibi!?

Bunu da geçelim.

İlköğretimde sınıfları bilgisayarlar ve akıllı tahtalarla donatacaksınız ama ya “Eğitim Sisteminin içeriği?” ne olacak?

Bu teknolojik donatımla eğitim vermesi beklenen öğretmenlerimiz buna hazır mı?

Geçimlerini zor sağlayan, kişisel bilgisayar edinememiş, bilgisayar kullanım eğitimi görmemiş öğretmenleri bu sisteme sanıl hazırlayacaksınız?

Öğretmenlerimizin “kadro” ve “özlük hakları” iki önemli sorun olarak karşımızda.

“Sözleşmeli, geçici, kadrosuz, düşük ücretle” öğretmen çalıştırıyorsunuz!

Kadrolu öğretmenler bile aldıkları maaşlarla geçinemiyorlar.

Mutsuz ve mesleki açıdan kendisini geliştiremeyen öğretmenlerle bu yeni teknolojiyi nasıl buluşturacaksınız?

Öncelikle, her okulda bir ya da birkaç “bilgisayar öğretmeni” istihdam etmelisiniz. Böyle bir “kadro” oluşturdunuz mu?

Anımsayın; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi okullarda bilgisayar dağıttı. Ne oldu? Kimileri, bilgisayarları satmaya çalıştı! Çünkü, ya kullanmayı bilmiyor ya da yaşamak için başka öncelikleri var!

Sonra; son Milli Eğitim Şura’sında öne sürülen, kimi çağdışı istemlerle bu teknolojik atılım uyum gösterebilir mi?

Dünyadaki her türlü bilgiye “özgürce ulaşım” olanağı da sağlayacak mısınız? Yoksa, belirli siteleri kapatacak mısınız?

Daha da önemlisi; insanı aptallaştıran “ezberci” ve insanı “üretken kılmayan” güdük eğitim sistemini de değiştirecek misiniz?

Üniversiteye gelen gençleri inceleyin; pek çoğu, doğru dürüst kendi ana dillerini kullanamıyor, düzgün cümle kuramıyorlar! Çünkü, “çoktan seçmeli ezberci, çağdışı” bir eğitim sistemsizliğinin kurbanı olmuş çocuklarımız!

“Eğitim üretim içindir!” Eğitim, “nitelikli insan” yetiştirmek içindir! Eğitim, “kitlesel aptallaştırma aracı” değildir!

Önce, gerçek anlamıyla bir “Milli Eğitim Sistemi” oluşturun, sonra öğretmenlerimizi yeniden eski saygın kimliğine ulaştırın.

Bunlar gerçekleşmeden hangi teknolojik yeniliği getirirseniz getirin, olumlu sonuç alamazsınız!

Okul binalarının yapım ve donatımını hamiyetli işadamlarına, çocukların eğitimini – kimi-  cemaatlere bırakan; Atatürkçü öğretmenleri itip kakalayan; okulların aydınlatma, ısıtma, onarım giderleri ve hizmetli ücretleri için kaynak bulamayıp velilerin sırtına yükleyen anlayış, bu teknolojik atılım için kimlerden kaynak sağlayacak?

Projenin maliyeti nedir?

Maliyeti hayli yüksek olan bu proje için Bütçe’de kaynak ayrıldığını anımsamıyorum!

O halde, “sponsor” kim ya da kimler?

Bu ülkenin bir adım daha ileri gitmesi, çocuklarımız ve gençlerimizin en iyi şekilde yetiştirilmesi, hepimizin ortak arzusudur. Ama, kişisel hesap ve heyecanlarla değil, ciddi bir planlama süreci ile gerçekleşmesi koşuluyla.

Siyasal gösteri hesabıyla değil!