Milletlerarası Politika Uzmanı Gazeteci Yazar SUAT GÜN, FİLİSTİN MESELESİ’nin Geleceğine Işık Tuttu.

168

(İKİNCİ BÖLÜM)

Oğuz Çetinoğlu: Filistin-İsrâil meselesi çözüme kavuşturulamazsa bölgede barış ve huzur olmaz. Çözüm, adı var kendi yok Kaf Dağı’nın ardında mı?

Suat Gün: Bu coğrafyada iki devlet arasında çözüm olmaz. İsrâil kurulduğu günden bu güne kadar terör ve zulüm üretmiştir, devlet gibi hareket edecek bir misyonu yoktur. Nihai çözüm tek devlettir. Bölgede ya İsrâil var olacaktır ya da Türklerin hâkimiyetindeki İslam coğrafyası var olacaktır. Tehdidi şimdiden görüp çıkaracakları genel bir savaşa hazırlık yapmak mecburiyetindeyiz.

Çetinoğlu: ABD, İngiltere, Almanya ve Rusya ile ‘süper güç’ olarak anılan ülkelerin duruma müdâhil olmaları ihtimali var mı? Varsa, hangi şartlar altında?

Gün: Amerika, İngiltere, Almanya gibi ülkeler İsrâil’in yanında hareket etmiştir. Bu ülkelerin hiçbir zaman Filistinlilerin ve Müslüman dünyanın yanında hareket etmesi beklenmemelidir. Amerika’da ve Batı Avrupa’da seçimle iş başına gelen bütün liderler hemen hemen tamamı İsrâil lobisinin küresel sermayenin kontrolünden geçtikten sonra bu makamlara gelmektedir. Yıldızını parlatmak istedikleri siyâsetçileri, ellerindeki muazzam medya gücü ile parlatıyorlar, itibardan, iktidardan düşürmek istediklerini, istedikleri zaman eleştirerek, suç dökümleri ortaya çıkararak, aşağıya indiriyorlar. Lewinsky skandalı, Wikileks Belgeleri bunun açık delilidir.

Epstein skandalı, ortaya saçılınca birçok Amerikan başkanı devlet adamı üst seviyedeki yöneticilerin Avrupa’daki yöneticilerin birçoğunun İsrâil lobisi tarafından (Mossad) çocukları ve küçükleri hedef alan fuhuş tuzağına düşürdükleri görülmektedir.

Rusya, Suriye ile askerî İşbirliği ve güvenlik anlaşması imzalamıştır. Bu antlaşmaya göre Rusya Suriye hava sahasını koruyacaktır, hiçbir devletin izinsiz girmesine müsâade etmeyecektir. Bu anlaşma yalnız ve yalnız Türkiye’ye karşı işlemektedir. İsrâil istediği zaman Suriye hava sahasına girmekte kendi ifâdelerine göre İran hedeflerini bombalamakta veya kendince tehdit gördüğü Suriye hedeflerini vurmaktadır. Rusya bu duruma hiçbir müdâhalede bulunmamaktadır. İsrâil’e karşı neden böyle yaptığını da hiç kimseye izah etmemektedir. Yâni Suriye Hava Sâhası Türkiye’ye  karşı kapalıdır İsrâil’e karşı sonuna kadar açıktır. Sizce burada gizli bir şey yok mudur?

Çetinoğlu: Filistin, tek başına savaşa devam ediyor. İsrâil’in ve destekçilerinin tek hedefi, Filistin’i haritadan silmek mi?

 Gün: İsrâil destekçisi devletler esâsen;  başta Amerika olmak üzere Amerika’yı yöneten İsrâil lobisinin elinde esirdir. Rothschieller İngiltere’de etkindir.  Bu devletlerin politikasına yön vermektedirler. Sadece Filistin’i haritadan silmek tek hedef değildir, İsrâil 1980’lerde yaptığı İDOD YUNON planıyla  bütün Ortadoğu parçalamaya iç  harbe sürüklemeye  ve Arz-ı Mevud’u kurmaya azimlidir. Türkiye’nin 22 vilâyeti de bu Arz-I Mevud denilen hedefin kapsamı içindedir. Bizim açımızdan esas nokta şudur: İsrâil Batıyı yedeğine alıp zorluyorsa; bölgede huzur, asayiş ve emniyeti bozuyorsa bu asla kabul edilebilir bir durum değildir.  Netice şudur ki; bölgenin büyük devletleri Türkiye, İran, Pakistan, Mısır gibi ülkeler bunu asla kabul etmeyecektir.  Er geç bölgede bir savaşa sebep olacaktır. Filistin’in haritadan silinmesi demek sıranın Lübnan’a,  Ürdün’e, Suriye’ye gelmesi demektir.  Bütün Ortadoğu’yu işgal etmek için, Türkiye ve İran’ın belinin kırılması hedefini kapsar.  Bu da er geç İsrâil’e karşı karşıya geleceğimizi gösterir.

Çetinoğlu: İran hakkında neler söyleyeceksiniz?

Gün: İran’ın 7 Ekim’de savaş başladıktan beri İsrâil’le çatışmaya girmekten kaçınacağı ortaya çıkmıştır. İran’ı durdurmak için Belücistan ve Güney Azerbaycan sorunlarını sahaya sürmüşlerdir. İran şu an Amerika’nın Irak’tan çekilmesine odaklanmıştır. Irak’taki Amerika İran için birinci derecede tehdittir. Nitekim Irak yönetimi Amerika’nın çekilmesini gayri resmî olarak talep etmiştir.

Çetinoğlu: Türkiye hakkında…

Gün: Gazze’deki çatışma bittikten sonra bölgeye Türkiye’nin asker göndermesi talep edilebilir. Türkiye’nin buraya gitmesi hâlinde bölgeye büyük ölçüde istikrar ve güven gelir, halkın haksız yere ezilmesi son bulur. Gazze gene çiçekleri ile ünlü bir cennet bahçesi hâline gelir. Amerika’daki İsrâil lobisi, Türkiye’nin Gazze’ye gitmesini istemediği takdirde bu çatışma devam eder. İsrâil Filistinlilerden arınmış bir apartheid devleti  kurmaya odaklanırsa bölgede asla barış olmaz. İçinde Türkiye’nin de İran’ında olacağı bir mahallî savaş çıkması kesinleşir.

Çetinoğlu: İsrâil durmaz, ancak durdurulur. Peki, kim durduracak? ABD’de Filistin’e desteklemek isteyenler var.

 Gün: Biliyorsunuz. Amerika’nın üniversitelerinde Filistin halkına destek gösterileri düzenlendi. Bu üniversitelerin rektörlerinin hepsini görevden aldılar. İsrâil; para, makam, cinsel sapıklık, bal tuzağı gibi yöntemlerle Amerikan yöneticilerini şantajla, tehditle kontrol etmektedir. Amerikan Finans sistemine hâkimiyetleri Amerikan Merkez Bankası’nın ellerinde olması İsrâil’in hedeflerine Amerika’yı kilitlemektedir. Amerika ve Amerikan halkını kontrol etmek için sahte dini ideoloji uydurulmuştur. (Evangelizm) Geçtiğimiz dönemde Saddam’a karşı yapılan Amerikan askerî harekâtını, Amerika’daki İsrâil lobisi sahte bilgi ve belgelerle kışkırtmıştır. Bir milyon insanı haksız yere şehit etmişlerdir. Aynı operasyonu İran’a ve Türkiye’ye karşıda yapma imkânı ihtimali mevcuttur. Yapacakları da kesindir. Buna hazır olmak gereklidir.

Çetinoğlu: Amerika – İsrâil ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

Gün: Amerika’daki İsrâil lobisinin uzlaşmaz bir tutum alacağı beklenmelidir.  Evangelist hurafelerin tetikleyeceği, Arz-ı Mevud hülyâlarını besleyeceği beklenmelidir.  Amerika’daki İsrâil lobisinin tuzu kurudur, eli taşın altında değildir. Para gücüyle her şeyin olup biteceğini zannetmektedir. Bu yüzden İsrâil’in başına en radikal en acımasız en zâlim en vicdansız adamları getirmektedir. İsrâil, Osmanlı tokadı yemeden asla adam olmaz. İsrâil’in yıkılışı Amerika’daki lobisi ile birlikte olacaktır.  Evangalizm yavaş yavaş Amerika’da değerini kaybetmekte, gençler arasında ilgi görmemektedir. Hıristiyan/ Yahudi hurâfelerle afyonlanmış olan yaşlı Amerikan halkı bundan sonraki süreçte gençlerin sisteme katılmasıyla birlikte İsrâil’i desteklemeyecektir. Bu da yıkılışı hızlandıracaktır. Amerika’daki İsrâil lobisinin 2035’e kadar Ortadoğu’da genel bir savaş çıkartacağı kesinlik kazanmaya doğru gitmektedir. 2027 ile ondan sonraki gelen yıllar bu ihtimali her geçen gün daha da kuvvetlendirecektir.

Çetinoğlu: Lâhey duruşmalarını başlatan hareketin, Türkiye ve Müslüman ülkeler yerine Güney Afrika Cumhuriyetinden gelmiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gün: İnsan hakları ihlâline karşı dâvâ açılması sürecinin Güney Afrika’dan gelmiş olması önemlidir. Neden bir Müslüman ülke bunu yapmadı veya yapamadı?  Bunun sırrını Netanyahu bir ay kadar önce bir demecinde verdi. Arap liderlerini tehdit etti. Dedi ki; makamlarınızı bize borçlusunuz,  beni konuşturmayın!  Hiçbir Arap ülkesinden tek bir ses çıkmadı. Hepsi sindi, hepsi o kastedilen kişi ben değildim uykusuna yattı.

Avrupa’nın sömürgeci zulmünden çok zarar görmüş olan Güney Afrika ırkçı yönetimin ne demek olduğunu çok iyi biliyor, sömürgecilerden ne çektiklerini yaşayarak hatırlıyorlar. Sömürge sisteminin arkasındaki esas gücün de Amerika ve Londra’daki Yahudi sermâyedarlar olduğunu  biliyorlar.  Fırsat çıkmışken Güney Afrika târihin intikamını almaya teşebbüs etmiştir. Aslında kendisine karşı yapılmış olan haksızlıkların tecessüm etmiş haline karşı bir isyandır. Batıya sömürgeci duruşu aşılayan İsrâil lobisidir Geçen yüzyılda da İngiliz sömürgecilerin başında bulunan Cecil Rhodes, Churchill ve sömürge Savaşı’nın mimarı bütün askerî liderler Afrika’yı soyup soğana çeviren bütün muhteris politikacılar Yahudi’dir. Güney Afrika’nın târih ile hesaplaştığını sömürgeciliğe karşı fırsatı değerlendirdiği söylenebilir.

Çetinoğlu: Lahey duruşmalarından ne kadar zaman sonra ve nasıl bir sonuç beklenebilir?

Gün: Lahey duruşmaları uzun bir süreçtir. Bu süreçte birinci aşamada dâvâ kabul edilecektir. Soykırım yapıldığına dâir, mahkeme delilleri ele alıp dâvâ açılmasına hükmedecektir. Dâvâ açıldıktan sonra deliller toplanacak mahkeme bir hüküm verecektir. Mahkeme hüküm aşamasına geldiğinde İsrâil lobisi boş durmayacak, hâkimlerin aleyhinde gözden düşürücü belge toplayacaktır. Hâkimler tehdit edilecektir, tuzak kuracaktır, suç delilleri arayacaktır, rüşvet teklif edecektir. Bütün bunlar çâre olmazsa, kararın uygulanmasını Güvenlik Konseyinde Amerika Birleşik Devletlerine veto ettirecektir. Sonuç olarak bu dâvâ İsrâil lobisini büyük ölçüde frenler, ancak kırmızıyı görmüş İspanyol öküzü gibi saldırmaktan alı koymaz. Mahkemenin alacağı tedbir kararları İsrâil’i sarsar ama durdurmaz. Onlar güçten anlar.

Çetinoğlu: 20 Ocak 2024 Cumartesi günü İsrâil’in Lübnan’ı bombalamasında yalnızca Hamas elemanlarının hedef alınması sebebiyle bir mazarrat çıkmasa bile Suriye’de İran’ı vurması neticesinde 4 İranlının öldürülmesi infiale sebebiyet vermedi. Nasıl yorumluyorsunuz?

Gün: İsrâil, Lübnan’daki saldırıda yalnız Hamas liderlerini vurması, Hizbullah’a ve İran’a karşı bir mesaj taşıyordu.  Bizim savaşımız Hamas’a karşıdır, bak sizi hedef almıyoruz görüntüsü vermek içindir.

İran bâzen yönetimde tasfiye etmek istediği askerî ve politik liderleri düşman ülkelerce bertaraf edilmesini istemektedir. Geçtiğimiz aylarda Trump bir açıklamada bulundu, dedi ki; biz Kasım Süleymaniyi öldürdüğümüz zaman  İran bize telefon açtı, mâkul bir saldırıda bulunacağını söyledi. Üslerimize zarar vermeden 15-20 tane füze attılar.

Demek ki İran’ın askerî ve siyâsî geleneğinde istemedikleri siyâsî ve askerî liderleri rakip gösterdikleri ülkeler eliyle tasfiye etmek yolu da mevcuttur. Batı ile yapılan rekabette, İran’ın politikasını anlamak, entrikalarına akıl erdirmek hakikaten çok zordur. Bu devletin politikasının temel araçlarından birisi takkiyedir, saman altından su yürütmektir, bulanık sularda yüzmektir. Gerçekten Acem politikasını anlamak ciddî satranç bilgisi gerektirir.

Çetinoğlu: Sorularla sınırlı kaldığınız için veremediğiniz mesajınız varsa, söz sizin, buyurunuz!

Gün: İsrâil Türkiye için birinci derecede tehdittir. Çok yakın tehdittir. ABD ve AB’yi kullanarak dünya politikasını belirleyebiliyor. ABD ve İsrâil’in yakın bir zamanda Türkiye’ye saldıracağını hesaba katarak yeni bir millî güvenlik doktrini hazırlamak gerekiyor. Bu çatışmanın Türkiye’ye sıçramaması için Gazze savunması desteklenmeli İsrâil yerinde durdurulmalıdır.

Benim son kanaatim şudur: Bölgede iki devletli çözüm de çözüm değildir. Ya İsrâil var olacaktır, ya İslam dünyası yok olacaktır. İkisi bir arada var olamaz. İsrâil gücünün sınırlarına gelmiştir. Çöküş süreci başlamıştır. Yenilerek tarihten çekilecektir.

SUAT GÜN Malatya’nın ilçesi Battalgazi’de doğdu. Atatürk İlk Okulu’nu ve Kubilay Orta Okulu’nu Malatya’da bitirdi. 1970’de Kuleli Askerî Lisesi’ne girdi. 1973’de mezun oldu. 1976’da Kara Harp Okulu’nu, 1977’de Topçu ve Füze Okulu’nu bitirdi ve orduya katıldı. İstifa ederek ordudan ayrıldı. 1987’de İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni bitirdi. Aynı fakültenin Milletlerarası İlişkiler Bölümü’nde ‘Milletlerarası Politika’ alanında yüksek lisans yaptı. Ordudan ayrıldıktan sonra 2002 yılına kadar ticâretle uğraştı. İlk yazılarına 1987 yılında Türk Yurdu ve Malatya’nın Sesi Dergisi’nde başladı. 2002 yılından sonra Önce Vatan Gazetesi’nde köşe yazıları 2009 yılına kadar aralıksız yayınlandı. Sarı basın kartı sâhibidir. Şafak Gazetesi- 34 Gündem Gazetesi, İş Gündem Dergisi, Marmara’nın Sesi Gazetesi ve İstanbul Times Gazeteleri yazılarını yayınlamaktadır. Flaş TV’de ‘Kim Haklı’ programına katıldı. Mesaj TV’de ‘Fikir Penceresi’ programını 50 hafta – MPL TV’de ‘Satranç Tahtası’ programını 200 hafta sundu. Ülke meseleleriyle ilgili olarak Ülke TV, Kanal 7, Çay TV, Kanal İstanbul, Bengisu TV, Kanal 9, ‘Türkiye’nin Sesi Programı’nda’, Meltem TV, Mesaj TV, Kanal 5, TRT, TRT Arapça, AKİD TV, Uzay TV, Kanal G, TGRT, 1AN Tv gibi televizyon kanallarında tartışmalara katıldı ve hâlen katılmaktadır. Aynı zamanda çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde (Hicret Haber Com, Kudusde.org ) yazıları çıkmaktadır. Günlük köşe yazıları ÖNCE VATAN GAZETESİ’nde yayınlanmaktadır. Yazı arşivi gazetenin sitesi olan www.oncevatan.com ‘da bulunmaktadır. Strateji ve dış politika üzerine 12 edet yayınlanmamış 1 adet yayınlanmış ‘Filistin Savunması İnsanlık Dâvâsı’ adlı kitabı mevcuttur. Ayrıca (Ahi Evren, Kıyamet, Küçük Bilgin İmamı Azam, Selman!ı Farisi Yük Taşıyan Vali, Ashab-ı Kehf, Gazneli Mahmud’un Şükür Secdesi) isimli 6 adet senaryo bir adet tiyatro eseri yazmıştır. Son 10 yıl içinde 2000’in üzerinde makalesi gazete- dergi ve çeşitli internet sitelerinde yayınlanmıştır. Marmara Üniversitesi’nde takdimini yaptığı; ‘Anayasa Felsefesi’ne Giriş’, ‘Türk Devlet Felsefesi’ isimli sunumları bulunmaktadır. ASAM’ın 2017 yılında tertiplediği 1. İslam Birliği Zirvesinde ‘İSLAM BİRLİĞİ İÇİN BİR VİZYON TEKLİFİ’ adlı sunumunu yapmıştır. İstanbul Yazarlar Birliği’nin üyesidir. DÜBAMDER ‘Dünyâ Basın Mensupları Derneği’ kurucu üyesidir. MABAMDER (Malatyalı Basın Mensupları Derneği) üyesidir. Malatya Platformu üyesidir. İstanbul Düşünce Enstitüsü’nün kurucu üyesidir. Avrasya Bir Vakfı’nda Müdürlük yapmıştır. Ensar Vakfı Akiller Divanı’nda her hafta ‘Haftalık Stratejik Raporu’ sunmaktadır. ASDER’e ve Ensar Vakfı Fatih Şubesi’ne üyedir. 50 civarındaki dernek ve vakıfla bağlantılıdır. 2015 yılında kurulan ‘Milletlerarası Kudüs Derneği’nin’ Genel Başkanıdır.
Önceki İçerikKanunla mı Emirle mi?
Sonraki İçerikSiyaset Niçin Yapılır?
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.