Aynı din,
Aynı dil,
Aynı millet içinde;
Değilsen eğer,
Verilmez sana;
Beklediğin değer.
Öyleyse,
İyice bir düşün.
Ne ayrısı,
Ne gayrısı,
Ne beyazı,
Ne sarısı,
Millet bir, beyazı akıyla.
Kim demiş: “Doğuşuna bakıla?”
Değer verilir mi hiç bu akıla?
Olunca Yaratan bir;
Olmaz mı yaratılan bir?
Bir de bağlanınca;
Aynı dine.
Ey ayrılıkçı!
Kendine gel kendine.
Hele bir de,
Konuşuluyorsa aynı dil;
Işık için arama,
Başka bir kandil.
Çünkü, bu milletin;
Allahı bir.
Birliğe çomak sokanlara karşı;
Âhı bir.
Velhâsılı kelâm;
Din, dil bir ise,
Gerisi boş vesselam.
Çünkü millet;
Doğuştan ziyade, oluştan ibaret.
Maddesinden çok,
Mânâsındadır keramet.
Ey milletinden;
Gayrı gören kendini!
Anlamamıştır henüz;
Millet denen cevheri.
Aynı vatan, aynı dil, aynı dinde;
Gören kendini;
Daha dünyada iken,
Bulmuş olur,
Cennetlerin cennetini.