Sera gazları küresel ısınmaya sebep olmaktadır. Sera gazları içinde en büyük oranı Karbondioksit gazı teşkil etmektedir.
Bacalarımızdan, arabalarımızın egzozundan, fabrika bacalarından yakıtların yanması ile meydana gelen gaz olan karbondioksit en büyük küresel ısınma nedenidir.
Doğada karbondioksidi tüketen tek kaynak; ağaçlar ve yeşil yapraklı bitkilerdir. Söz konusu bitkiler güneş ışığı yardımıyla karbondioksiti kullanarak fotosentez yaparlar, kendileri ve canlılar için besin üretirler. Aynı zamanda canlılar için oksijen üretirler. Bitkilerin ürettiği bu oksijenle biz yaşayabilir, ateşlerimizi yakabiliriz. Tabiattaki yanma olayı sadece oksijenle olur. Yeşil bitkilerin oksijen ürettiği yasin-i şerifte anlatılmaktadır. Modern kimya son asırda tespit etmiştir.
Kyoto Protokolüne göre 2008-2012 Yılları arasında Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ek-1 listede yer alan ülkeler sera gazı salınımını 1990 yılındaki salınımlarının yüzde beş altına çekmeleri gerekmektedir. Bu zor bir olay. Hükümetler politikalarını buna göre oluşturmak zorundalar.
Artık Sera gazı salınımı yapmayan temiz enerji kaynakları ile enerji üretimi yapmak daha cazip, ekonomik hale gelecek. Rüzgar enerji santralleri, Hidroelektrik santraller gibi.
Doğal gaz fiyatlarının artması mevcut doğal gazdan elektrik üreten santrallerin cazibesini yok etti. Doğal gaz santralleri kapanma noktasına geldi.
Rüzgar enerji santralleri ile enerji üretmek hammadde bedava olduğu için en düşük enerji maliyeti olan bir yöntem olup hiçbir çevre kirliliği de yapmamaktadır.
Türkiye’miz Rüzgar potansiyeli bakımından Avrupa’da birinci sırada yer almaktadır. Toplam Rüzgar potansiyelimizin en az 80.000MW olduğu hesaplanmıştır. Oysa halihazırda kurulu Rüzgar enerji santralleri kapasitesi 500 MW civarındadır. Almanya’da Rüzgar Enerji Santrallerinin kapasitesi 10.000 MW civarındadır.
Enerji ve enerji kaynaklarının fiyatlarının artması sanayicilerimizi zor duruma sokmaktadır. Birçok fabrika bu nedenle kapanmaktadır. Hükümetin KYOTO uygulamaları demese de yaptığı Kyoto uygulamaları ülkemiz ekonomisine zarar vermektedir.
Doğal gazda yapılan yüzde onbeşlik indirim de bazı kararların kafaya dank ettiğinin bir açık örneğidir.