Kürt Kimdir?

66

Herkesin okuması gereken ve bilhassa Kürt kardeşlerimizin; sadece okumakla yetinmeyip, üzerinde derin derin düşünmeleri gerektiğine de inandığım bazı alıntılar:

Tarihi seyri içinde aynı milletin damarları olan Türk ve Kürt, İngilizlerin oyunları ile şimdiki gibi ayrıştırılmaya, Kürtlerin ayrı soydan geldiklerine ve kendi dillerinin olduğuna inandırılmaya çalışıldı, çeşitli isyanlar bile çıkartıldı. Oysa, Bazil Nikitin ve Viladimir Minorsky, Arşak Safrastyan, Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu gibi araştırmacılara göre, Kürtler, Saka (İskit) adlı atlı göçebe ve yaman okçu olan cihangir Oğuzlar’dandır (1).

Kırzıoğlu, “M.Ö. 7. Yüzyılda Orta Asya’nın doğusuna hakim Hunlar (Hiyung-nu) kolundan gelip, Tanrıdağlar bölgesine yerleşerek burada Karluk ve Abdal adıyla tanınan Oğuzlara karşılık; Saka (İskit) birliği içindeki Oğuzların karlı-dağ / yaylak bölgelerinde yaşayanlarına, Kürt ve bunun benzeri adlar verilmiştir. Yani, Karluk / Abdal urukları, Hunlar kolundan olup; Kürtler ise, Sakalar (İskitler) topluluğundaki yüce dağlar bölgesinde yaşayan Oğuzlardandır.” Diye açıklıyor ve  “12. Yüzyılda, Kudüs’ten Haçlıları temizleyen Eyyublu Sultan Salahaddin’in, Kür-Aras veya Aran-Kürtlerinin Ravadlı boyundan” olduğunu yazıyor.

Son araştırmalarda Yenisey Bengü Taşları’nda  “Kürt” isminin geçtiği (2), Anadolu’ya gelen Müslüman Türklerin karşılaştığı boydaşları arasında Kürtlerin de olduğu tespit edilmiştir (3). Türklerden önce Doğu Anadolu’da yaşayan Urartular’ın da Turan asıllı oldukları arkeolojik araştırmalarda ispatlanmıştır.

1597’de Bitlis’te yazılan ilk Kürt tarihi Farsça Şerefname’de, Dicle-Kürtleri sayılan Kürmançların Oğuzlardan geldiği anlatılmıştır.

Prof. Dr. Aydın Taneri, “Türkistanlı Bir Türk Boyu Kürtler” adlı kitabında “Konuya ırk açısından baktığımızda, Kürtler de diğer Türk boyları gibi Orta Asya menşelidirler, Turani bir kavimdirler ve ancak Türk ırkından olabilirler.” diyor.

Dr. Mahmut Rişvanoğlu, Doğu Aşiretleri ve Emperyalizm adlı eserinde, “Turani ırkından bütün Türk urukları ve Kürmanç ve Zaza Türklerinin de antropolojik tetkikinde kafataslarının % 85 ‘inin yuvarlak başlı (brakisefal); halbuki Aryani ırkının ise uzun başlı (dolikosefal) olduğunu; ikisinin arası bir baş (mezosefal) ve uzun baş yapısının Türkler, Kürmançlar, Zazalar ve Batı Türkistan ile Türkiye Türkmenleri ve Yörüklerde de % 15 kadar görüldüğünü” belirtir.

Kürtlerin Türkmen tipinde olduklarını V. Minorsky de 1927’de İslam Ansiklopedisi’ndeki “Kürtler” makalesinde yazar.

Sosyolog Ziya Gökalp, “Kürtler ile Türklerdeki dış görünüş ile gövdedeki benzerlik, ruh ile duygularda da birlik ve ayniliğin delilidir. Bir köylü Kürt ile Türkmen’i konuşmadıkça dış görünüşlerinden birbirini ayırt etmek imkansızdır.” demektedir. (Mustafa Önder, Yeniçağ, 21 Kasım 2010, s.12)

(Velhasıl) şu iyi biline (ki): Türkiye’nin  “Kürt meselesi” yoktur, “PKK terörü meselesi” vardır. (Mustafa Önder, Yeniçağ, 28 Kasım 2010, s.12)

Niyetimiz kardeşlerimizi incitmek değil… Tarih süzgecinden gelen “kardeşliği” bozmaya

yeltenenlere, art niyetini “özgürlük” kavramının arkasına saklayan ve kendi ülkesindeki

vernaküler dillere ana dil hürriyeti vermeyip bize dayatan AB’ye gerçeği göstermektir.     

Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili ve eğitim dili Türkçedir ve Kürtler de bu memlekette “azınlık” değil, “asıl unsur”dur.

Şimdi  “ana dilde eğitim ve savunma hakkı” isteyenlere soruyoruz:

Kürtçe kursları neden kapandı?

Yazar Mehmet Uzun’u yatağa düşüren de bu çıkmazdı herhalde (değil mi?)…(Mustafa Önder, Yeniçağ, 5 Aralık 2010, s.12)

  • (1) Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu, Türklerin Kürtlüğü.
  • (2) Prof. Dr. Ergun Aybars, Türk Dünyası Araştırmaları, Ekim-1987.
  • (3) Prof. Dr. Mehmet Eröz, Hristiyanlaşan Türkler, Ankara-1983.

 

Önceki İçerikÇAD İzlenimlerim
Sonraki İçerikAnadilin İdeolojik Gösterimi
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.