Kültür Târihçisi, Edip ve Muharrir DURSUN GÜRLEK İle ‘OKUMAK’ Hakkında Konuştuk.

95

Oğuz Çetinoğlu: Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim, ‘Oku’ diye başlıyor.
Diğer âyetlerde de ‘Okumak’ hakkında emirler var. Kısa bir hatırlatmanızla
sohbetimize başlayabilir miyiz?

 

Dursun Gürlek: Pek
çok âyette okumamız emredilmektedir. Birkaç tânesini hatırlatayım:

 

“Biz, Kur’an okunduğu zaman, seninle ahirete inanmayanların
arasına gizleyici bir örtü çekeriz. Ayrıca, onu anlamamaları için kalplerine
bir kapalılık ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Sen, Kur’an’da Rabbinin
birliğini yadettiğinde onlar, canları sıkılmış bir vaziyette, gerisingeri dönüp
giderler.”  (İsrâ 45, 46)

 

– “Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan
tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu
Kitab’ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri hem de gönülleri
Allah’ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitab, Allah’ın, dilediğini kendisiyle
doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol
gösteren olmaz.”  (Zümer 23)

 

 “İşte o apaçık delil
Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri hâvî tertemiz sahifeleri
okuyan bir elçidir.”  (Beyyine 2, 3)

 

Çetinoğlu. ‘Okumak’ ile alâkalı hadisler de var…

 

Gürlek: ‘Okumak’la alakalı hadisler de spek çoktur. Yine
birkaç tânesiyle yetinebiliriz:

 

 – Hz. Ebu Ümame
(R.A), ben Rasûlullah (S.A.V)’i: “Kur’an okuyunuz, çünkü Kur’an kıyamet gününde
kendisini okuyanlara şefaatçi olarak gelecektir” buyururken işittim demiştir.
(Müslim, Müsafirin 253)

 

– Hz. Nevvas ibni Sem’an (R.A) şöyle demiştir: Ben
Rasûlullah (S.A.V)’i: “Kur’an ve hayatlarını Kur’ana göre ayarlayanlar kıyamet
günü mahşer yerine getirilirler. Bu sırada Bakara ve Al-i İmran sureleri
kendilerini okuyup amel eden kimseler hakkında hayırlı şehadette bulunup
savunabilmek için mücadele ederek o kimselerin önlerine gelirler” buyururken
işittim. (Müslim, Müsafirin 253)

 

– Hz. Osman ibni Affan (R.A)’dan rivayet edildiğine göre
Rasûlullah (S.A.V) şöyle buyurdu: “Sizin en hayırlınız Kur’anı okuyan, öğrenen
ve öğretendir.” (Buhari, Fezailül Kur’an 21)

 

– Hz. Aişe (R.Anhu)’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah
(S.A.V) şöyle buyurdu: “Kur’anı gereği gibi güzel okuyan kimse Allah’in
peygamberlerine gönderilen elçi itaatkar meleklerle beraberdir. Kur’anı
kekeleyerek zorlukla okuyan kimseye de iki kat sevap vardır.” (Buhari, Tevhid
52, Müslim, Müsafirin 243)

 

Çetinoğlu: Türkiye
ve Türkiye ile mukayese edilebilecek ülkelerdeki kitap okuma alışkanlıkları
hakkında mukayeseli rakamlar verebilir misiniz?

 

Gürlek: Ben o
konunun ayrıntılarını maalesef bilemiyorum. Fakat okuduklarımdan öğrendiğime
göre, istatistikî bilgilerden anladığıma göre okuma meselesinde, kütüphane
kurma konusunda maalesef çok gerilerdeyiz. Bu acı ama bir gerçek olarak
karşımıza çıkıyor. Bunu Türkiye’de basılan kitapların tirajıyla batı ülkelerin
basılan kitapların rakamlarından rahatça anlayabiliriz. Yahut da günlük
gazetelerin baskı adediyle yine Avrupa gazetelerinin baskı adedinden,
anlayabiliriz. Maalesef İslam’ın ilk emri ‘Oku!’
olduğu halde ben Müslüman’ım diyen bir kimsenin okumaya bigâne kalması,
evlerinde kütüphane bulunmaması inancımızla, örfümüzle, âdetimizle bağdaşmıyor.
Kütüphaneden vazgeçtik kitaplığı olan ev sayısı bile çok az maalesef.

 

Çetinoğlu: En mükemmel kültür kaynağı olan kitapla ilgili olarak
devlet politikamızı nasıl buluyorsunuz? Tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Gürlek: Yeterli
bulmuyorum maalesef. Eskiden mesela Millî Eğitim Bakanlığı olsun, Kültür
Bakanlığı olsun güzel neşriyat yapıyordu. Kitaplar hem de kıymetli kitaplar
yayınlıyorlardı. Mesela bin temel eser bunlardan biriydi. Üstelik fiyatları da
ucuz olduğu için herkes tarafından kolayca elde edilebiliyordu. ‘Param olmadığı için, maddî durumum iyi
olmadığı için kitap alamıyorum…’
gibi bir mâzeretin arkasına sığınanlara
fırsat vermiyordu. Ucuz oluyordu kitaplar. Maalesef son zamanlarda Millî Eğitim
Bakanlığı ve bilebildiğim kadarıyla Kültür Bakanlığı kitap yayını yapmıyor.
Yapıyor ama Kültür Bakanlığı belli lüks kitapları basıyor. Görsel kitaplar
dediğimiz, onlara ulaşmak da zor, pahalı kitaplar… Bu bakımdan onu bir eksiklik
olarak görüyorum.

 

Çetinoğlu: İnsanlarımızın kitap okumadığından şikâyet ediliyor.
Sizin konu ile ilgili tespitleriniz nelerdir?

 

Gürlek: Demek ki
kitap okuma işi sevdirilmemiş demek ki kitap. Özendirilmemiş. Bu, annelerden ve
babalardan başladığı gibi daha çok öğretmenlerden kaynaklanıyor. Bana kitap
okuma zevkini aşılayan ilkokul öğretmenim Necati Bey idi. Sonra ortaokul ve
lisede –ki ben imam hatip lisesi mezunuyum- tarih hocam olsun, edebiyat hocam
olsun kitap okuma zevkini aşıladılar. Kitabı sevdirdiler. Acı bir gerçek daha
var. Öğretmenlerimizi itham etmek istemem ama büyük çoğunluğu ders kitaplarının
dışındaki kitaplarla pek ilgilenmiyorlar. Hatta hiç ilgilenmeyen öğretmenlerin
sayısı çok fazla… Hâlbuki kitapla doğrudan ilişkisi olan şahıs kimdir?
Öğretmendir. İmamdır, din görevlisidir. İslam’ın ilk emri ‘Oku!’dur. Maalesef bunlar kitaba uzak duruyor. E bunlar sınıftaki
çocuklara yahut da camideki cemaate kitap okumanın ehemmiyetini aşılamıyorsa,
bu bilgiyi veremiyorlarsa bana göre vazifelerini yapmıyorlar demektir. Yani
kitabı böyle para verip almanın zevkini bize yaşatacak bir kültür politikasına
ihtiyacımız var.

Tabii televizyon, maç vesaire diğer görüntüyle ilgili yayın
organlarının fazlalığı da insanları biraz kitaptan uzaklaştırıyor. Tabii kitaba
meraklı olan, kitap kurdu olan televizyona, diğer görüntü malzemelerine itibar
etmez ama başlangıç için onlar biraz engel teşkil ediyor. Şüphesiz burada irade
meselesi devreye giriyor. İnsan iradesini iyi kullanmasını bilirse görüntülü
ortamda bile kitap okuyabilir.

 

OKUMAK ÜZERİNE…

*Almanya’da,
7.500 kişiye bir halk kütüphanesi var. Türkiye’de 68.500 kişiye bir halk
kütüphanesi…

*Almanya’da,
halk kütüphanelerinde 104.000.000 kitap var. Bizde 13.000.000

*Almanya
nüfusunun % 10’u halk kütüphanesine üyedir. Türkiye’mizde % 1’i…

*ABD’de
bir yılda 85.121 farklı türde kitap basılırken, Türkiye’de yalnızca 6.151
farklı türde kitap basılıyor.

*Türkiye
nüfusunun % 40’ı hayatı boyunca kütüphaneye hiç gitmemiştir.  % 31’i bir kere gitmiştir. Kütüphaneye
gidenlerin yalnızca % 8’i kitap okumak için gitmiştir.

*Japonya
nüfusunun % 62’si günlük olarak gazete tâkip ediyorken, bu oran bizde
yalnızca % 5’tir. *Japonya’da bir yılda toplam 5.000.000.000’a yakın kitap
basılırken, Türkiye’de yalnızca 25.000.000. kitap basılıyor.

*Japonya’da
kişi başına 25, İngiltere’de 12, ABD’de 8 kitap basılırken; Türkiye’de 12.089
kişiye bir kitap düşüyor.

*Kişi
başına kitaba harcanan para bakımından karşılaştırma:

Norveç’e
137 dolar, Almanya’da 122 dolar, Avusturya’da 100 dolar, Türkiye’de 0,45
dolar…

*Gazete
okuma alışkanlığımız:

Bin
Norveçliden 558′ i, bin Japondan 557′ si, bin Finliden 445′ i, bin İsveçliden
430’u, bin Türkten 61′ i gazete okuyor.

*Birleşmiş
Milletler Teşkilatı tarafından düzenlenen rapora göre Türkiye okuma
alışkanlığında 173 ülke arasında 86. sırada yer alıyor.

*İnsanlarımız
günde ortalama 5 saat televizyon seyrediyor. Kitap okumaya yılda sadece 6
saat ayırabiliyor. Sebebi sorulduğunda; 
baş ağrısından veya uykusu gelmekten söz ediliyor. Kitap okuma
alışkanlığı olmayanların başının ağrıması, uykusunun gelmesi son derece
normaldir. Bunlar sebep değil, sonuçtur. Sebep: kitap okuma alışkanlığımızın
olmayışıdır. 

 

 

 

DURSUN GÜRLEK:

1952 yılında
Tokat’ta doğdu. İlk ve orta tahsilini memleketinde tamamladı. İstanbul
Atatürk Eğitim Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Yeni
İstanbul, Tercüman, Hürriyet, Günaydın gazetelerinde çeşitli görevlerde
bulundu. Bir süre muhtelif okullarda Türkçe ve Edebiyat öğretmenliği yaptı.
Biyografi araştırmaları ve çeşitli makaleleri Meşale, İnanç, Millî Kültür,
Türk Edebiyatı, Kültür Dünyası gibi dergilerde yayınladı. Tarih ve Düşünce
Dergisi’nin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Bu dergide neşrettiği ‘Kırkambar’
ve ‘Ayaklı Kütüphâneler’ başlığı altındaki yazılarıyla dikkat çekti.

 

Yazar; Osmanlı
tarihi, şark klasikleri ve biyografi sahasında çalışıyor. Başta Kubbealtı
Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı olmak üzere, çeşitli kültür kuruluşlarında
Osmanlıca dersleri, ihtisas alanındaki konularda konferanslar veriyor ve
İstanbul gezilerinde rehberlik yapıyor. 

 

Yayınlanmış eserleri

*Osmanlı Zaferleri, *Osmanlı Kumandanları,*Köprülüler, *Banu Cihan, *Tutiname,
*Sünusiler, *İlim ve İrade, *İbrahim Aleyhisselam,
*Amak-ı Hayal,*Karınca Huzura
Varınca
(2005), *Mâziye Bir Bakıver
(2005), *Çınaraltı Kitap Sohbetleri
(2005), *Kültür Dünyâmızdan Manzaralar
(2010), *Tefekkür ve Tebessüm
(2011), *Sohbet Tadında (2012), *Ayaklı Kütüphâneler (2012).

 

Önceki İçerikSevgi, Çocuklara Nasıl Kazandırılır?
Sonraki İçerikKonudan Konuya (23)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.