Körfez’den Taşınacağız!

80

Bir
arkadaşımın davetine icabet etmek için fatih
mahallesinde bulunan evimizden
Tuğrul caddesine doğru yürümeye başladım.

İnanın
ne yürüyecek doğru düzgün yol,

Ne
çal çamurdan koruyacak kaldırım,

Ne
de baka baka yürüyeceğin bir çevre düzenlemesi var!

Başın
önde toz toprak içinde gidiyorsun mecburen!

***

Yama
yapılmış az biraz yol,

O
da bazı muhalif gazetelerde çakır çukur yollarının fotoğrafları ile haber
yaptırılabildiği kadar!

Kaldırımsız
bozuk yollarda kavisler çizmeye mecbur kalarak ulaştığım Tüpraş ilkokulunun
önünden geçerken hissettiklerimi yazacak kelime bulamıyorum.

“Her gün bu yolları
kullanıp yürüyerek gelen öğretmenler! Çocuğunu getiren veliler neler
hissediyordur kim bilir!”

Tozdan
topraktan bozarmış, boyası solmuş evlerin arasından, Tüpraş lojmanlarının
içinden gözüken rengi grileşmiş çam ağaçlarının önünden geçerek, Adnan Kahvesi
caddesine zor attım kendimi.

Orasının durumu ayrı vahim!

Özel
Marmara hastanesine gelenlerin park yeri bulamadığı için Carrefour mağazası önünden
itibaren gelişi güzel park etmek zorunda kaldıkları bu işlek cadde, en çok ta
burada ticaret yapmaya çalışan esnafı mağdur ediyor olmalı!

Yürüyecek
yol, aracını park edecek alan bulamayan!

Alış veriş için buraya
gelmeyi tercih eder mi?

Mecbur
değilse!

***

Öyle
işte,

30
yıldır yaşadığım gençliğimin geçtiği aile
apartmanı konforu ile baba, oğul ve kardeşler olarak ağız tadı ile yaşadığımız
mahallemizin
her geçen gün daha da kötüye gittiğine şahit olmak ve daha da
kötü olacağını hissetmek bütün gelecek planlarımızı gözden geçirmemize neden
oldu.

500 Metrelik bir yürüyüş
sonunda üstüm başım baştan aşağıya yıkanacak duruma gelmişti!

Dört
bir etrafı akrabalarım, hemşerilerim, dostlarım, komşularım ve arkadaşlarım olduğu
için yaşadığım fatih mahallesinde biraz daha kalırsak, yaşam kalitemizin Afganistan standartlarına gerileyeceğini düşündüm!

Hadi;

Ben,
eşim ve kardeşim iş gereği her sabah İzmit’e gidiyoruz, çocuklarımın da okulu
İzmit’te, yine bir nebze daha yaşanılır
bir ortama gidiyoruz!

Emekli
olduğu ve kahvehanelerden başka zaman geçirebilecek sosyal bir merkezi olmadığı
için her gününü bu mahallede bu
sokakları göre göre geçirmek zorunda kalan babam
ve annem ne yapsın?

Asıl onlara ve onların
akranlarına yazık!

Hele
havası ayrı acı!

***

Artık
ailece hemfikiriz!

Yaşadığımız
mahalle, kalan ömrümüzü geçirmek için maalesef
uygun değil!

Dostlarımız,
akrabalarımız ve komşularımız ile bir şekilde yine görüşürüz.

Mahallemiz,
gün geçtikçe nüfusları artan mülteci
ve sığınmacılar için belki şimdilik uygun olabilir ama,

30
yıl önce daha iyi şartlarda yaşamak için memleketinden kopup gelen bizler için artık
uygun değil!

Kaldı
ki geldiğimiz memleketlerimizin şu an ki durumu körfez ilçemizden daha iyi
durumda.

İnanmazsınız, köyümüz
bile!

Köy
demişken!

“Muhtar
Dediğin Gebze Muallimköy muhtarı Haydar Yılmaz gibi olmalı, bu yazı vesilesi
ile onu muhtarlığının hakkını verdiği
için mahallesine köyüne sahip çıkacak cesarete sahip olduğu için
kendisini
tanımasam bile saygı ile selamlıyorum”

Gazetelerde
okuduğum kadarıyla, adam muhtarlığın önünde makam koltuğunu yakmış!

Öyle
el ovuşturan boyun büken eyvallahı olan biri değil.

Helal olsun.

Uzak
olmasa, öyle muhtara sahip bir mahallede yaşamaktan büyük onur duyardım.

***

İtiraf
etmeliyim ki;

2-3
sene öncesine kadar yine bir umudumuz olan mahallemizden taşınmamızda Körfez Belediye Başkanımız Şener Söğüt’ün döneminin
çok büyük payı var!

“Öbek
öbek oluşan çukurlara bir el arabası asfalt dökmek yağmur sularının
oluşturacağı olumsuzluğun ve açan güneş sonrası oluşan tozun önüne geçmek çok
zor olmasa gerek!”

Tabi
bir de Kocaeli Büyükşehir Belediye
Başkanımız Tahir Büyükakın’ın!

Büyükşehir’in
imkânlarının çoğunu Fatma Kaplan Hürriyet’li İzmit’e ve İzmit’in ileri
gelenlerinin yaşadığı “bazı” ilçelerimize biraz daha fazla harcayıp, körfezin
bu duruma düşmesine seyirci kaldıklarını düşündüğüm için,

Almak
zorunda kaldığımız bu kararda Tahir Başkanımızın döneminin gerçekten büyük payı
var!

Canları
sağ olsun!!!

İnanın,
“İbrahim Karaosmanoğlu ve İsmail Baran
dönemini arayacağım aklımın ucundan geçmezdi!”

Artık
burada ki evlerimizi kime satarız?

Bu
şartlarda ki bir mahalleden kim bina alır?

Burada
satacağımız para ile İzmit ve civarında ev alabilir miyiz, bilemem ama.

Fırsatını bulan eski
komşularımızın yaptığı gibi
,
bizim de taşınmaktan başka çaremiz kalmadı.

Ne
diyeyim, hakkımız da hayırlısı.

Bizim
acilen, yeşili yeşil, yolu yol,
kaldırımı kaldırım gibi bir yere taşınmaya ihtiyacımız var.

Adı
Viranşehir olan Urfa ilimizin ilçesinin bile bu kadar Viranşehir olduğunu
düşünmüyorum.

Evet
dostlar, bizim mahallede hal böyleyken böyle.

Ayrılmaz
zor olacak ama bize ufak ufak yol gözüküyor, kalanlara ve kalmak zorunda olanlara selam olsun.

Selam
ve dua ile…