Kocaeli’nin hem maddi hem manevi
desteğine rağmen Kocaelispor’un alt lige düşmesi şehirde ciddi bir hayal
kırıklığı meydana getirdi. En büyük hayal kırıklığını yaşayan kişi ise -hiç şüphesiz- Takım 1. Lig’e çıktığı zaman
şehrin tüm bilboardlarını Kocaelispor formalı fotoğraflarıyla donatan
Büyükşehir Belediye Başkanıydı!! Kocaelispor’un alt lige düştüğü belli
olduğundan beri kendisinin bu konuda herhangi bir yorum yaptığına denk
gelmedim.
Alt lige düşmek elbette keyifsiz
bir durum ama dünyanın da sonu değil. Kaldı ki Süper Lig şampiyonluğu yaşamış
Bursaspor bile Kocaelispor ile aynı kaderi paylaştı. Demek ki geçtiğimiz sezon
PTT 1. Lig gerçekten tarihinin en zor liglerinden biriymiş. Tabi Bursaspor’un
da alt lige düşmesinden çıkartılacak bir diğer sonuç da Ak Partili
belediyelerin destek verdiği takımlar yaprak gibi kuruyup düşüyorlar. Burada Ak
Parti’den kaynaklanan bir bereketsizlik bir kısmetsizlik mi var bilemiyorum.
Böyle bir yorum yapmak şu aşamada pek bilimsel olmayacak çünkü. Ancak
Kocaelispor’un yapması gereken ilk işin Ak Parti gölgesinden kurtulmak olduğunu
ve sadece futbol konuşup, sadece futbolla yatıp kalkıp ve sadece futbol yoluyla
gelirlerini artırmaya çalışarak başarıya koşması gerektiğini ifade edebilirim.
Kocaelispor’un 2. Lig’e düşmesi
üzüntü verici ancak bu durum aslında kendi içinde bir takım fırsatlar da
barındırıyor. Kocaelispor doğru hamleler yaparsa, bu fırsatları iyi
değerlendirirse önce tekrar 1. Lig’e ardından da Süper Lig’e yükselip Süper Lig
de kalıcı hale gelebilir hatta şampiyonluğa oynayan ve en azından her sene
Avrupa Kupalarına katılmaya hak kazanan bir takım haline gelebilir.
Kocaelispor’un her şeyden önce şu
transfer çılgınlığını bir kenara bırakması lazım. Kocaelispor 2 milyon küsür
nüfusu olan bir şehrin takımıdır ve bu şehrin futbol alt yapısı Kocaelispor
kadrosunu beslemek için fazlasıyla yeterlidir. Kocaelispor’un derhal kendi öz
kaynaklarına dönmesi, ciddi ve kaliteli bir alt yapı çalışması yapması ve
sadece Kocaeli şehrinin çocuklarından oluşan ve yaş ortalaması 20-21 olan bir
kadro kurup bu kadroyla yoluna devam etmesi gerekmektedir. İlla transfer
yapılması gerekiyorsa, transfer sayısının “maksimum” iki (2) ile
sınırlandırılması ve alınacak bu “maksimum” iki oyuncunun da hem genç hem de üç
büyüklerde oynayabilecek kapasitede oyuncular olması gerekmektedir. Vasat
oyuncu transferinin Kocaelispor’a futbol anlamında hiçbir faydası olmayacağı
gibi bu tip gereksiz vasat oyuncu transferleri kulübün zaten kötü olan
mali/ekonomik yapısını daha da bozacaktır. Kaldı ki Kocaelispor gibi bir
takımın futbolcu alan değil üç büyüklere ve hatta Avrupa’ya yüksek bonservis
gelirleriyle futbolcu gönderen bir takım olması gerekmektedir.
Kocaelispor’un yapması gereken
ikinci önemli hamle ise yalnızca Kocaelili gençlerden kuracağı genç takımın
başına gerçekten kaliteli bir teknik direktör getirmek olacaktır.
Kocaelispor’un teknik direktörünün ise ama Türkiye’nin büyük takımlarında ama
alt yapısı iyi olan Avrupa kulüplerinde alt yapı hocalığı yapan bir isim olması
faydalı olacaktır. Çünkü Kocaelispor’un genç kadrosunun başına geçen hocanın,
Kocaelispor takımını tıpkı bir alt yapı çalıştırır gibi futbolun gerekirse
A-B-C’sinden başlayarak bütün inceliklerini öğreterek takımı çalıştırması gerekmektedir.
Bundan yıllar önce Werner Lorant
tarafından çalıştırılan Sivasspor düşme hattına gerilediği zaman Lorant’ı
gönderip yerine o zamana kadar yardımcı antrenör olan Bülent Uygun’u
getirmişlerdi. Bülent Uygun’un yaptığı ilk icraat ise Fatih Terim aracılığıyla
Milan’ın antrenman programını alıp Sivasspor’a bu programı uygulatmak oldu.
Neticede Sivasspor düşme hattından kurtulmayı bırakın şampiyonluğa oynayan bir
takım haline geldi. Dört büyüklerin tamamının korkulu rüyası olan ve şahane
futbol oynayan bir takım oldu. Takım düşme hattındayken kimsenin adlarını bile
bilmediği Mehmet Yıldız gibi oyuncuları yıldız oyuncular haline geldiler.
Sivasspor’un bu olağanüstü değişimi hiç transfer yapmadan gerçekleşti üstelik.
Görüldüğü üzere futbol takımları,
işini bilen iyi antrenörün elinde harikalar yaratabilmektedir. Maçlar sahada
değil antrenmanda kazanılmaktadır. Transferin de takımlara kattığı pek bir şey
yoktur. Kocaelispor’un bu hususa azami dikkat etmesi elzemdir.
Kocaelispor’un bir handikabı da
özellikle son sene satışa sunulan forma tasarımlarının –yeşil forma hariç-
berbat tasarımlar olmasıdır. Kocaelispor farklı yaş, cinsiyet ve kültür
grupları tarafından beğenilebilecek iyi forma tasarımları üretmeli, forma
tasarımları konusunda sıradanlıktan kaçınmalıdır. İyi tasarlanmış formalar
sayesinde kulübün lisanslı forma satışı da artacak ve böylelikle kulübün mali
yapısı da iyileşecektir. Kocaelispor şayet gerçekten çok iyi forma tasarımları
üretip satarsa, sadece Kocaeli’de değil Anadolu’nun pek çok şehrinde Kocaelispor
formalarının kapış kapış satıldığını ve Kocaeli caddelerinde sadece maç günü
değil diğer günlerde de binlerce Kocaelilinin Kocaelispor formasıyla şehrin
caddelerinde dolaştığını göreceksiniz.
Kocaelispor’un lig düşmesi
üzücüdür ancak Kocaelispor yukarıda değindiğimiz değişiklikleri
gerçekleştirirse tıpkı 90’larda olduğu gibi Süper Lig’de şampiyonluğu zorlayan
takımlardan biri haline gelir.