Kocaeli, kültürel
etkinlikler yönünden potansiyelinin çok gerisinde olan bir şehir. Türkiye’nin
kültür başkenti İstanbul’a en yakın şehir olmasına rağmen bu konuda
Anadolu’daki pek çok şehirden daha geride maalesef. Bu olumsuz tabloda da en
büyük pay sahibi elbette yerel yönetimler. Ancak şehrin genel sosyolojik
yapısının da bu olumsuzluktaki katkısını üzülerek belirtmek lazım. Kültürel
etkinlik çok kapsamlı bir ifade ve kültürel etkinlik dediğimiz zaman akla
öncelikle sanatsal faaliyetler geliyor. Sanatsal faaliyet dediğimiz zaman da
ilk akla gelen elbette tiyatro.
Kocaeli’de devlet
tiyatrosu yok. Hali hazırda şehrin kültürel ihtiyacı şehir tiyatrosuyla
karşılanmaya çalışılıyor. Ancak şehir tiyatrosunun Büyükşehir Belediyesi’ne
bağlı olması hem vizyon hem de repertuar zenginliği ve kalitesi yönünden sorun
teşkil ediyor. Repertuarın belirlenmesinde siyasi iktidar mensuplarının
ideolojik yaklaşımının etkili olduğu görülüyor. Elbette çok iyi oyunlar da
sahneleniyor ancak Kocaeli’nin bu tek tiyatrosunun Kocaeli halkını daha fazla
cezbedecek ve akın akın kendine çekecek oyunları sahneye koyması gerekiyor. İyi
oyunlar sahnelenip salonları hınca hınç dolduğunda Kocaeli Şehir Tiyatrosu’nun
bir marka haline gelmesi işten bile değil. Önümüzde, özellikle Yılmaz
Erdoğan’ın oyunlarıyla bu markalaşma başarısını gerçekleştirmiş bir Beşiktaş Kültür
Merkezi (BKM) gerçeği var. Kocaeli Şehir Tiyatroları da bu başarıyı birebir
elde edemese bile en azından yaklaşabilir.
Kocaeli Şehir
Tiyatroları’nın vites yükseltmesi gereken bir diğer konu ise ücretsiz (veya
sembolik ücretlerle) tiyatro kursları açarak özellikle lise/üniversite
düzeyindeki gençlerin bu kurslarda kaliteli bir tiyatro eğitimi almaları
sağlanmalı. Bu kurslarda sadece oyunculuk değil temel düzeyde senaryo, ışık,
sahne, dekor, kostüm gibi teknik konular da öğretilmeli. Bu sayede
kursiyerlerin her şeyden önce ne izlediklerini bilen çok iyi birer izleyici
olmaları sağlanmalı. Üstelik bu kurslar yalnızca İzmit’te değil Gebze, Gölcük
gibi sahne olan ilçelerde de eş zamanlı olarak gerçekleştirilmeli. Kurslara
talep yoğun olacağından kursiyerler sınavla belirlenebilirler. Ancak bu sınavın
objektif kriterlerle düzenlenmesi gerektiği uyarısını da yapayım!
Bu kurs önerimi çok
uçuk görenler için belirteyim ki bu satırların yazarı 1998 yılında, henüz bir
lise öğrencisiyken Bursa Devlet Tiyatrosu’nun (Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu)
yaptığı bir sınava girerek Bursa Devlet Tiyatrosu’nun kursiyerlerinden biri
olmuştu. Orada çok değerli hocalarımızdan diksiyon, sahne, temel oyunculuk,
ışık, dekor vb. gibi konularda eğitim aldık. Kursiyer arkadaşlarımız arasından
Bursa Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği oyunlarda rol alanlar oldu. Biz hepimiz,
Bursa Devlet Tiyatrosu’nun o zamanki müdürü olan Selim Gürata başta olmak
üzere, Mutlu Güney, Celal Kadri Kınoğlu, Halil Balkanlar, Sevgi Sayıta, Rüyam
Dirin, Emin Gümüşkaya, Rüçhan Gürel gibi her biri birbirinden değerli tiyatro
oyuncularından birebir ders alma fırsatına kavuştuk. Bu saydığım isimleri belki
yekten hatırlamayabilirsiniz ancak hepsini televizyondan dizi veya filmlerden
tanıyorsunuz.
Bursa Devlet
Tiyatrosu’nun bu kursları aslında bir gelenek ve bu kurslardan yetişip sanat
dünyasında yerini alan pek çok isim var. Ahmet Uğurlu-Mustafa Uğurlu kardeşler,
Erkan Can, Olgun Şimşek bunlardan yalnızca birkaç tanesi. Peki, Bursa’nın
gösterdiği bu başarı Kocaeli tarafından da gerçekleştirilse fena mı olur?
Elbette Kocaeli’den çıkan başarılı oyuncu ve yönetmenler var ancak bu kişilerin
şehrin kendilerine sunduğu imkânlar sayesinde değil tamamen kendi gayretleriyle
bir yerlere geldiklerini unutmamak lazım.
Şehir
Tiyatroları’nın atması gereken bir diğer önemli adım da şehirdeki amatör
tiyatro gruplarına destek olmaktır. Şehirde gerçekten çok yetenekli çocukların
da dahil olduğu amatör gruplar var ve kendi sahnelerinde doğaçlama oyunlar
sergileyerek tamamen kendi imkanlarıyla ortaya güzel işler çıkarmaya çalışıyorlar.
Tiyatro İda bunlardan bir tanesi mesela. İşte Kocaeli Şehir Tiyatroları bu
amatör gruplara sahne imkânı sunarak, bu gruplardaki gençlere oyunlarda rol
vererek hatta sadece bu gruplardaki gençlerin rol aldığı oyunlar sahneye
koyarak ve bu amatör gruplara finansal katkı sunarak destek olabilir. Hatta
yukarıda ifade ettiğim kurslarda bu amatör gruplardaki birikimli kişilerin ders
vermeleri de sağlanabilir.
Kocaeli Şehir
Tiyatroları’yla alakalı verilebilecek tavsiyeler bu yazının hacmini aşacak
boyutta. Burada önemli gördüğümüz hususlara kısaca değinmeye çalıştık. Ancak
üzülerek ifade edeyim ki iyi niyetli olarak öne sürdüğümüz ve şehrin özellikle
gençlerine ciddi faydası olacak bu tekliflerimizin bile mevcut yerel yönetim
tarafından yerine getirilmesini bekleyemiyoruz. Zira Kocaeli’nin yerel
yöneticileri bu konuda fikir yürütmekten de iyi niyetli icraatlarda bulunmaktan
da yoksun kişiler. İnşallah ben yanılıyorumdur çünkü böyle bir konuda
yanılmaktan üzüntü değil bilakis memnuniyet duyarım.