Bir varmış bir yokmuş diye başlar çoğu masallar. Kaf dağının ardından gelip yurt tuttuğumuz bu topraklar ne hibedir ne de paşa dedemizden yadigâr. Öldük öldük dirildik, yay olduk gerildik. Düşman savaş meydanında çıkamayınca başa, Ali Cengiz oyunlarıyla bizi tuttu topa taşa.
Özellikle Fransız ihtilalinin ardından yabancı misyonerlerin beşiği olmuş Osmanlı “uyusunda küçülsün ” ninnileriyle pışpışlanırken bir o yana bir bu yana tıngır mıngır sallanmıştır. Kapitülasyonlardan nemalananlar bu aldıkları kapitülasyonlarla Osmanlının yorgun kalbine son hançeri indirecek okullar açarak gelecekte isyanların elebaşısı olacak akillerini yetiştirmeye başlamışlardır. Çoğu din temelli olan okulların tek ortak noktası Türk düşmanlığıdır. İtalyan, Fransız, İngiliz, Amerikan, Ermeni ve Rum! Denetimden uzak yapılanma devletin başkenti İstanbul’la sınırlı kalmayıp kor olup düşer Anadolu’mun en stratejik noktalarına. Benim liselerim yıllarca mezun vermezken yabancılar pek de kolay kavuşur hülyalarına. Masal bu ya Osmanlı’nın başına üç elma düşer gökten. En sadıka dediklerimiz bağını koparır göbekten.
Haramiler yedi başlı dev olup üşüşür toprağımıza. Pasta büyük hak küçük kim razı ola. İsyanlar, katliamlar, arkadan vurmalar Türkümün kederi. Dedem Korkut’un ad verdiği bir yiğit kanla yazar son kaderi. Sana göz koyanlar belalarını bulsun, bundan böyle adın Türkiye Cumhuriyeti Devleti olsun!
Sıra gelmiştir kötü yürekli vezire ders vermeye. Yüz yıllardır anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirenlerin defterini dürmeye. Lozan’da çatılır kaşlar, çuvalın ağzı varken dibini delen farelerle hesaplaşma başlar.
“Bundan geri yabancı okullarda Türk Dili ve Türk Tarihi derslerini Türk öğretmenler verecektir. Türk aleyhinde ne varsa kaldırılacak, okullar Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanacak, Türk müfettişler tarafından denetlenecektir…..”
Ya bu gün! Ölü doğan Sevr’in etrafı oksijen tüpleriyle dolduruldu. Tek çizgiye düşmüşken nefes grafiğindeki çizgiler kuzeyden güneye zikzak la can buldu. Lozan mı? Ah Lozan! Saat on ikiyi vurduğunda İnkılâp Tarihiyle Din Kültürü tuzla buz oldu.Yabancı okullar istedi diye pişmiş aşıma su kondu. Sevinç narası atanlar! Cam ayakkabı bendedir biline! Kimin ayağına uyarsa bu topraklarda ancak o hüküm süre……