CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dönemin Başbakanı R.T. Erdoğan’a Hakaret suçlamasıyla yargılandığı Asliye Ceza Mahkemesinde “savunma” yerine manifesto gibi beyanlarda bulundu.
Kılıçdaroğlu 2013-2014 yılları arasında meydanlarda yaptığı konuşmalarda AKP Genel Başkanı Erdoğan için ağır suçlamalarda bulunmuş. Bu konuda aleyhine açılan davada, zamanın ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu 11 yıl 8 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle yargılanıyor.
Dava Başbakan Erdoğan’ın şikayetiyle açılmış. Ama Erdoğan 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra, o tarihe kadar Kılıçdaroğlu dahil olmak üzere, açtığı davaları geri çekti. Şikayetlerinden de vaz geçtiği için bu davada halen müdahil değil.
“Saray’a yakın gazeteci” Abdülkadir Selvi bu durumu “Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu affetti” diye yazdı. Selvi’nin demokrasi anlayışına bakın ki, iktidar partisi genel başkanı şikayetinden vazgeçince ana muhalefet partisi genel başkanını affetmiş oluyormuş!
Ancak demokratik bir devlet olduğu iddiasındaki bir ülkede, ana muhalefet partisi liderinin başbakan hakkında on yıl önce söylediği sözleri sebebiyle 11 yıl 8 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle yargılanıyor olması iyi bir şey değil.
Adalet Bakanının, dava hakkında yorum yaparken, muhalefete tehdit anlamına gelecek sözlerini fazla siyasi buldum. Bakan yargıya baskı yapılıyor görüntüsü verecek sözlerden sakınmalı.
Bu dava niteliği itibarıyla siyasi bir davadır. Kılıçdaroğlu da siyasi bir savunma yapmıştır. Erdoğan hakkındaki iddialarının ve sert ifadeli ithamlarının kitlelere ulaşması için mahkeme salonundan seslenmeyi tercih etmiştir.
Kılıçdaroğlu son Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanamayacağı belli olduğu halde aday olduğu için çok eleştirildi. Ben de eleştirdim, eleştiriyorum. Ancak Kılıçdaroğlu uzun yıllar bürokrat ve siyasetçi olarak görev yapmış ve hakkında en küçük bir yolsuzluk ve şaibe iddiası dahi olmayan bir kişi. Bu yüzden hırsızlık, yolsuzluk konularındaki hassasiyeti inandırıcı bulunuyor.
Davanın kendisi hakkında şu safhada yorum yapmayacağım. Kemal Kılıçdaroğlu’nun mahkemeden çok yargı dışındaki kişi ve kitlelere verdiği mesajlarında, önemli bulduğum bazı konuları yorumlamaya çalışacağım.
****
Kılıçdaroğlu’nun Meral Akşener’i kastederek, “milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım için hata ettim” cümlesi, diğer anlattıklarının ciddiyetini ve değerini azalttı kanaatindeyim.
Çünkü bu konuda kendisi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan’ın karşısına kazanması mümkün olmayan adayları (Ekmeleddin İhsanoğlu ve Muharrem İnce’yi) çıkararak ve son seçimde de kendisi aday olarak, Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmek için işbirliği yapmakla suçlanıyor.
Kılıçdaroğlu’nun CHP Kongresinde genel başkan seçilememesinde bu inançta olanların etkili olduğu biliniyor.
********************************
Kılıçdaroğlu’na Göre Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye
Şimdi Kılıçdaroğlu’nun Mahkemedeki ifadesinde önemli bulduğum bazı cümlelerini alıntılayalım:
“Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle malvarlığının hesabını veremeyenler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.”
“Büyük Ortadoğu Projesi’nin ilk aşaması şudur: Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri, teröre ve uluslararası suç teşkil edecek işlere girmesini sağladıkları, ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandıracak ‘tek adam’ rejimi kurmaktı. Ve en önemlisi, ülkedeki bütün güçleri ‘teslim alabilecekleri’ bir tek adamda birleştirmekti. İlk faz tamamlandı.”
“İlk aşaması tamamlanmış bir BOP var karşımızda.”
“Siyaset kurumu devleti soymanın bir aracı değildir. Siyaset halka hizmet etmektir. Sayın Yargıç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölme ve parçalama projesinin ikinci aşaması başlıyor.”
“Bakınız, BOP’un ikinci aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu haline getirilmiştir. Ne acıdır ki para uğruna Türkiye’ye ‘Geri Kabul Anlaşması’ imzalatılmıştır.”
Sayın Yargıç unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı nüfus olarak büyütüp, ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet etmiş olursunuz. Açıkça söylüyorum bugün için yapılan budur.
BOP’un ikinci Aşaması Kıbrıs ve Ege’den toprak ve taviz vererek tamamlanmayacak Sayın Yargıç! Devam edecek.
Ülkemize sokulan ve sayısı belli olmayan ama on milyonlarla ifade edilen, geri kalmış dünyanın hemen her tarafından yurdumuza gelen, eğitimsiz, kayıtsız, geçmişi bilinmeyen ve içerisinde çok sayıda cihatçı olduğu tahmin edilen, milyonlarca sığınmacı, emperyalistlerin Erdoğan eliyle ülkemiz üzerinde kurduğu korkunç tablo bir beka sorunudur.”
****
Kılıçdaroğlu’nun “Erdoğan; ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir. Güçler ayrılığı olmayan ve teslim alınabilecek, yasadışı malvarlığı dolayısıyla teslim alınabilecek tek bir kişi üzerine inşa edilen bu ucube sistem ülkemiz için beka sorunudur” gibi sözleri hakaret davasına konu olan ‘Başçalan, Hırsız ve Başhırsız’ sıfatlarından çok daha ağır ithamlardır.
Mahkeme salonunda dillendirilen ithamlar için muhatapları cevap verir mi, suçlayan veya suçlanan yargılanır mı bilemem.
Kamuoyunda bu ithamları ciddiye alanlar da “siyaseten” söylenmiş veya “iftira” sayanlar da olacaktır.
Birer T.C. vatandaşı olarak, Cumhurbaşkanımızın böylesine ağır suçlamalara muhatap olması içimizi yakmaktadır.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun konuşmasındaki Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) hakkındaki tespit, değerlendirme ve endişelerini ciddiye almamız gerekir.