Kıbrıs Kuvva-i-Milliyesi, ‘’T.M.T.’’

48

” Artık biz yokuz ve hiçbir zaman olmadık. Şu andan itibaren tek başınasınız, dendiğinde büyüklerine kırılmadılar. Ve de yılmadılar. Aksine, çatık silahların gölgesinde, Kur’an’a el basıp, dava için ölümüne yemin ettiler. Onları umut susuzluğu ve çaresizlik içerisinde, karşı kıyıda bekleyenlere uzattılar ellerini. Kader birliği ettiler. ” Ölmek var, dönmek yok,” oldu parolaları…”

( Ahmet Tolgay, K.T.M.D. yayını 2 ( Hep birlikte, gizlilik andı içtiler…)

( T.M.T.) ” Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı’nın kısaltılmış adıdır. Bu teşkilat Kıbrıs Adası’nda,

1 Ağustos 1958 tarihinde, T.C. Hükümetinin izni ile Genelkurmay Özel Harp Dairesi subayları tarafından, Kıbrıs Türk Toplumu liderlerinin yardımı ile kurulmuştur.

Kıbrıs Türk Halkı 1878’den beri bu adanın gerçek sahibi olduğuna inanarak, çeşitli örgütlenme ve direniş hareketleri içerisinde bulunmuştur. Tüm bu hareketler, Kıbrıs’ta Türk varlığını korumak ve Enosis’i önlemek amacına yöneliktir. Rumların, Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak amacıyla 1955 yılında harekete geçmeleri ve E.O.K.A isimli tedhiş örgütünü kurmaları üzerine, Kıbrıs Türk Halkı da teşkilatlanmak zorunda kalmıştır. Bu bağlamda sırasıyla, Kara Çete, Volkan, 9 Eylül ve T.M.T gibi isimler altında bir takım direniş teşkilatları kurarak harekete geçirmiştir…

Kıbrıs Türk Liderliğinin ısrarlı istek ve baskıları sonucu, Anavatan yetkililerinin onayı ile T.M.T, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kanatları altına girmiştir. Kıbrıs Türk Halkının başlattığı teşkilatlanmanın tek çatı altında bütünleşmesi, organize edilerek lojistik destek ve eğitim verilmesiyle; T.M.T. yaratılmıştır. Bu teşkilat tüm ada sathında bulunan Türk yerleşim biriminde varlığını gösterecek şekilde ve disiplinli bir direniş teşkilatı olarak, E.O.K.A tedhiş örgütüne karşı kurulmuştur…

Yalnızca Kıbrıslı Türk gençlerden oluşturulan bu teşkilat, Ankara’da ki Genel Merkezden yönetilmiştir. Modern, eğitimli, silahlı ve gizli bir teşkilat olan T.M.T’nin kuruluş maksadı;

” Rumların terör örgütü E.O.K.A’ya karşı Türk Halkının mal ve can güvenliğini korumak, Rumların Enosis hayallerinin gerçekleşmesini önlemek ve Türkiye’nin siyasi, askeri ve stratejik çıkarları doğrultusunda kendisine verilecek görevleri yapmak idi…”

T.M.T yeraltında kaldığı 1 Ağustos 1958 – 21 Aralık 1963 döneminde; teşkilatlandırılmış, eğitilmiş, silahlandırılmış ve Rumların muhtemel bir saldırısına karşı hazır duruma getirilmiştir. 21 Aralık 1963 tarihinde de yeraltından çıkarak, 20 Temmuz 1974 tarihine kadar tarihi direnişini yapmış ve Rumların Enosis hayaline set çekmiştir.

T.M.T.’nın, E.O.K.A’ya ve öteki ülkelerdeki benzerlerine göre önemli farklılıkları vardır.

Bu farklılıkların en önemli iki tanesini zikretmek isterim:

Birincisi, T.M.T.’nin kurulması için herhangi yasal bir dayanak olmadığı halde, Türkiye’nin hayati çıkarları ve dış politikası gereği olarak, zamanın T.C Hükümetince kurulmasına izin verilmesi ve desteklenmesi; onun Türkiye açısından tamamen meşru bir savunma teşkilatı olduğunu gösterir. Nitekim T.M.T’nın meşruluğunun bilincinde olan dönemin T.C Hükümetinin Başbakanı, Bakanları, Genelkurmay birinci ve ikinci başkanları, sorumluluk gözetmeden, inisiyatiflerini kullanarak, kendilerini ilgilendiren konularda, gerekli her türlü desteği yapmaktan geri kalmamışlardır.

İkinci önemli fark ise T.M.T’nın Mücahitlerinin tümünü Kıbrıs Türk Halkı arasından seçilen gençler oluşturduğu halde, teşkilatın başındaki lider, Albay rütbesinde Türk ordusuna mensup bir subaydı. Keza Ada’nın altı bölgesinde teşkil edilen T.M.T birliklerinin komutanları da Türk Subayları idi. T.M.T’nın ‘Bayraktar’ namındaki lideri; Kıbrıs Türk Toplumunun özgürlük mücadelesi veren siyasi liderine değil; doğrudan T.M.T’nın Ankara’da ki Genel Başkanlığını üstlenmiş bulunan, Genelkurmay Özel Harp Dairesine Başkanına bağlı ve ona karşı sorumlu idi…

İşte bu güçlü direniş hareketinin temel taşı ve T.M.T’nın ilk Bayraktarı, ” Ali Conan” kod adıyla Kıbrıs’a gelerek, İş Bankası Müfettişi olarak göreve başlayan Albay Rıza Vuruşkan’dır. Kıbrıs Türk Toplumunun adada ki var oluş mücadelesinin lideri rahmetli Dr. Küçük ve Kıbrıs Milli Davamızın efsanesi K.K.T.C’nin kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş ve dava arkadaşları ile birlikte, Türkiye’den görevlendirilen kahraman subay ve astsubaylarımızca yönetilen bu teşkilat; 1 Ağustos 2019 Perşembe günü, kuruluşunun 61’nci yılını kutlayacaktır…

Mazisi insanlık tarihi ile başlayan Türk’ler; bu yaşlı dünyada bulundukları her coğrafyada vatan, millet ve bayrak sevgileri ile tarihe daima yön vermişlerdir, gerekir ise yine vereceklerdir… İşte yakın tarihimizde, Kıbrıs adasında T.M.T’nın vermiş olduğu direniş mücadelesi ve yakmış olduğu Türklük ateşi bu gerçeğin en çarpıcı örneğidir.

”Onlar, ilk seferde yedi kişiydiler. Yüreği vatan sevgisi ile çarpan, coşkulu, heyecanlı, ölüme meydan okuyan yedi gözü pek ve kararlı adam. İsimlerini, üniformalarını, mesleki kıdemlerini ve sevgi dolu yürek bağlarını geride bıraktılar. Maske isimler, maske mesleklerle bir meçhule gönüllü oldular. Bir bilinmeze kulaç attılar. Artık biz yokuz ve hiçbir zaman olmadık. Şu andan itibaren tek başınasınız dendiğinde büyüklerine kırılmadılar. Ve de yılmadılar. Aksine, çatık silahların gölgesinde, Kur’an’a el basıp deva için ölümüne yemin ettiler…”

İşte o kutsal vatan sevdasının yemini:

” Kıbrıs Türkü’nün yaşayış ve hürriyetine; canına, malına ve her türlü anane ve mukaddesatına, her nereden ve kimden olursa olsun vaki olacak tecavüzlere karşı koymak için kendimi Türk Milletine adadım. Ölüm dahi olsa verilen her vazifeyi yapacağım. Bildiğim, gördüğüm, işittiğim ve bana emanet edilenleri hiç kimseye ifşa etmeyeceğim. İfşaatın bir ihanet sayılacağını ve cezanın ölüm olduğunu biliyorum. Yukarıda sıralanan hususları harfiyen tatbik edeceğime, şerefim, namusum ve bütün mukaddesatım üzerine söz verir ve ant içerim…”

Ata yadigârı o topraklar, yıllarca bu yemin sesleri ile inledi. Bu seslerin, Kıbrıs Türk’üne vermiş olduğu direnç ve mücadele gücüne sahip Mücahitler, yılmadan Mehmetçiğin adaya gelmesini büyük bir inançla bekledi ve bu inancının mükâfatını, 20 Temmuz 1974’de gördü…

Rum’un onca baskısına, toplu katliamlarına göğüs geren, aç ve susuz kalan Kıbrıs Türk Halkı, bu efsane teşkilattan, ‘T.M.T’den ve Anavatanı Türkiye’den almış olduğu bu güç ile Rum’a asla diz çökmedi, ata yadigârı vatan topraklarını Rum’a teslim etmedi. Bundan sonra da etmeyecektir…

Şimdi O Gazi topraklarda, 45 yıl önce ‘Bayraktar’ın’ göndere çekmiş olduğu Ay Yıldızlı Milli Bayrağımız, 36 yıldır da o semalarda dalgalanan KKTC’nin Devlet Bayrağımız, adada ki, yakın tarihimizin bu gurur sayfalarının en başında da; Kıbrıs ”Kuvva-i-Milliye”si T.M.T” var…

T.M.T’nin 61’nci kuruluş yıl dönümünde, bu efsane teşkilatta görev alan ve ebediyete intikal etmiş olan tüm devlet adamlarımızı, komutanlarımızı, kahraman mücahitlerimizi, nice isimsiz kahramanı minnet ve şükran duyguları ile anıyor, vatan ve vazife uğruna hayatlarını feda eden Tüm Şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygı ve sevgi ile eğiliyorum. Hayatta olan tüm T.M.T mensuplarına sağlık ve mutluluk dolu uzun bir yaşam diliyorum… Vatan sizlere minnettardır…

( Not: Bu yazımı hazırlarken kaynakça olarak istifade ettiğim; ” Aslında Hiç Kimse Uyumuyordu” kitabının yazarı, Değerli Komutanım ( E ) Alb. İsmail Tansu’yu rahmetle anıyor, 1958 yılının belgesel öyküsünü ” Şahinler Yılı” isimli kitabında toplayan ve bu kitabından alıntılar yaptığım, Mücahit Dava Arkadaşım, gazeteci ve yazar, Sayın Ahmet Tolgay’ı saygı ve sevgiyle selamlıyorum…)

 

 

Önceki İçerikCumhuriyet Döneminin İktisadî Arayışlar Tarihi – XV
Sonraki İçerikÂşık – Mâşûk (1)
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.