KIBRIS DOSYASI (BM ve AB tarih sürecinden yansımalarıyla)

57

Zaten Güney Rum kesiminin yöneticisi ve Sn. Talat’ın yol arkadaşı olan yoldaş Hristofyas zaman, zaman BM Güvenlik Konseyi kararlarını gündeme getirerek; çözümün ancak bu zemin esas alınırsa gerçekleşebileceğinin altını çizmektedir! Peki, nedir bu Güvenlik Konseyi kararları?

 

Tarihsel süreci esas alınarak sıralanan ve içeriği itibariyle Güvenlik Konseyinde görüşülen Kıbrıs Konusunun en önemli kararları aşağıya çıkarılmıştır:

 

BM Güvenlik Konseyinin 155 sayılı kararı:(24 Ağustos 1960)

Güvenlik konseyinin bu oturumunda alınan karar gereğince Kıbrıs Cumhuriyeti’nin BM Genel Kuruluna üye olabileceği karar altına alınmıştır.(Bu karar 11 daimi üyenin kabul oyu ve oy birliği ile alınmıştır)

 

BM Güvenlik Konseyinin 186 sayılı kararı:(4 Mart 1964)

BM Güvenlik konseyinin bu toplantısında, İngiltere, Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti ve Yunanistan hükümetlerine danışılarak Kıbrıs adası üzerinde bir BM Barış Gücü’nün kurulması kararı verildi. Ayrıca Türkiye’ye yönelik olarak kararın 1’inci maddesinde ‘uluslararası barışı tehlikeye sokacak herhangi bir harekâtın yapılmaması istendi! İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında arabuluculuk yapmak amacıyla bir özel temsilci atanması kararı alındı.( Konsey bu kararı; Rum’ların Kıbrıs Türk’ünü topyekun ortadan kaldırmak amacıyla kurmuş oldukları E.O.K.A çetelerinin 21.Aralık.1963 Noel katliamını yapmalarından ve Makarios’un Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasını tek taraflı olarak yırtıp atmasından sonra alıyordu!.Ama bu arada hiç utanmadan,Türkiye’ye yönelik olarak da sakın ola ki barışı tehlikeye sokacak bir askeri harekat yapmayasın diyebiliyordu!..) (Karar 11 üyenin oy birliği ile alınmıştır.)

 

BM Güvenlik Konseyinin 353 sayılı kararı: (20 Temmuz 1974)

( Kıbrıs Türk Halk’ının ada da Rumlar tarafından topyekûn ortadan kaldırılmasını önlemek amacıyla Türkiye’nin 20 Temmuz 1974 tarihinde başlatmış olduğu askeri harekatın durdurulması isteğidir..)

20 Temmuz 1974 tarihinde, 1779 numaralı BM. Güvenlik Konseyi toplantısında,Türkiye’nin Kıbrıs’ta harekata girişmesi nedeniyle 186 sayılı karar hatırlatılmış ve tüm yabancı askeri personelin adayı terk etmesi istenmiştir.Tüm BM üyelerine Kıbrıs Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi çağrısında bulunulmuştur.(Karar 15 üyenin kabul oyu ve oy birliği ile kabul edilmiştir..)

 

BM Güvenlik Konseyinin 383 sayılı kararı: (13 Aralık 1975)

Bu karar gereğince Kıbrıs’ta ki BM Barış Gücü’nün ateş kes ortamında barışçıl bir çözüm bulunana kadar ada üzerinde görevine devam etmesi gerektiği belirtilir.( Karar 14 Kabul oyu ile ve oy birliği ile alındı…)

 

BM Güvenlik Konseyinin 541 sayılı kararı: (18 Kasım 1983)

Konsey bu toplantısında, Kıbrıs Cumhuriyeti Dış İşleri Bakanı ve BM genel sekreterinin açıklamaları göz önüne alınarak 365 ve 367 sayılı kararların uygulamaları istenerek, bütün ülkelerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nden başka bir devlet tanımaması istenmiştir!.Kıbrıs Türk’lerinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini kurduklarını ilan edip, bağımsızlık deklerasyonu yayınladığından deklerasyonun geçersiz olduğunu ve geri alınması gerektiğini belirtmiştir!..( Oylamada Pakistan karşı, Ürdün çekimser diğer 13 üye ise kabul oyu kullanmışlardır.)

BM Güvenlik Konseyinin 544 sayılı kararı: (15 Aralık 1983)

BM Genel sekreterinin BM Kıbrıs Barış Gücünün 6 aylık bir süre daha ada üzerinde konuşlandırılması hakkında ki önerisi ve Kıbrıs Cumhuriyeti Hükümeti’nin 15.12.1983’den sonra BG’nün ada üzerinde var olması düşüncesi yüzünden, BM Barış Gücünün 15 Haziran 1984 tarihine kadar ada üzerinde faaliyetlerde bulunma süresi uzatılmıştır.( Karar, tüm üyelerin kabul oyu ve oy birliği ile alınmıştır!)

 

BM Güvenlik Konseyi’nin 550 sayılı kararı: (11 Mayıs 1984)

Güvenlik konseyi bu kararında; ”Tüm ülkelere ayrılıkçı hareketlerle kurulan sözde’Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devletini tanımamaları çağrılarını yineler ve tüm ülkelere bahse konu olan ayrılıkçı topluluğa yardım edilmemesi ya da herhengi bir şekilde desteklenmemesi çağrısında bulunur!..”

”Türkiye ve Kıbrıs Türk Liderliği arasında sözde karşılıklı ‘Büyükelçi’ ataması gibi ayrılıkçı kararı yasadışı ilan eder ve bunların acilen geri alınması çağrısında bulunur.”

”Tüm ülkeleri, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne, birlik ve tarafsızlığına saygı göstermeye çağırır..”

”Maraş’ın herhangi bir bölümüne kendi sakini dışındaki insanların yerleştirilmesi çabaları kabul edilemez olarak nitelendirilir ve bu bölgenin BM yönetimine devredilmesi çağrısında bulunur.”

(Bu Karar: 13 olumlu,1 olumsuz ( Pakistan ) ve bir çekimser ( ABD ) oyla kabul edilmiştir..)

 

BM Güvenlik Konseyinin 1873 sayılı kararı: (29 Mayıs 2009)

BM Genel Sekreterinin BM Kıbrıs Barış Gücünün 6 aylık bir süre daha ada üzerinde konuşlandırılması önerisi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin 15 Aralık 1983’ten sonra Barış Gücü’nün ada üzerinde var olması gerektiği düşüncesi yüzünden BM Barış Gücü’nün 15.Aralık.2009 tarihine kadar ada üzerinde faaliyetlerde bulunma süresi uzatılmıştır..(Karar:Türkiye’ye karşı(ülkemiz bu dönemde güvenlik konseyi üyesidir..) diğer 14 üyenin kabul oyu ile alınmıştır..

BM Güvenlik Konseyi üyesi olan Türkiye’nin daimi temsilcisi, Baki İlkin bu kararın ardından yapmış olduğu açıklamada: ”Karar tasarısında kullanılan dile karşı olduklarını, çünkü kararın Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bahsettiğini; bunun da aslında Rum kesimini kastetmesi yüzünden karşı oy kullandıklarını söylemiştir..

 

Kıbrıs konusu ile ilgili olarak BM Genel Sekreterinin ve Güvenlik Konseyinin yukarıda açıklamış olduğum bu önemli kararlarının dışında alınmış olan aşağıdaki kararları da mevcuttur.

 

 

Önceki İçerikSavrulan Türkiye
Sonraki İçerikİYİ Parti “1 NİSAN” Şakası Yapacak!
Avatar photo
1967 yılında Teğmen rütbesiyle T.S.K da göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları adada tüm hızıyla devam ediyor, Yunanistan’ın da desteğini alan Rum’lar; adada yaşayan Kıbrıs Türk’üne her türlü mezalimi yapıyor, gerçekleştirdikleri toplu katliamlar, uyguladıkları ekonomik ambargolarla Kıbrıs Türk Halkını adadan göçe zorluyorlardı… O dönemde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 1960 yılında imzalamış olduğu, BM’ler tarafından da onaylanmış garantörlük anlaşması gereğince, ada da bulunan ‘Şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında’ görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir; 1974 yılının 20 Temmuz Cumartesi sabahı kendisini Kıbrıs’ta savaşın içinde buldu. Bölük komutanı olarak Kıbrıs Savaşlarının her iki safhasında da bu görevini başarıyla sürdürdü, ‘Gazi‘ unvanı ile onurlandırılarak Türkiye’ye döndü. 1974–1975, 1985–1987 yıllarında Kıbrıs’ta görevli olduğu yıllardan sonra da, adada yaşanan olayları yakinen takip eden Çilingir; 2004-2011 yılları arasında Kıbrıs Türk Kültür Derneğinin İstanbul Şubesi yönetim kurulunda da görev yaptı. Bu uzun süreçte ’mili davamız’ olarak bilinen Kıbrıs konusuna sahip çıkarak, Kıbrıs Türk Halkının kazanılmış tarihsel ve hukuksal haklarını savunmak adına değişik platformlarda görev aldı. Sempozyumlara, panellere, televizyon programlarına konuşmacı olarak katıldı, makaleler yayınladı. Yakinen takip ettiği Kıbrıs konusu başta olmak üzere, ülke meseleleriyle ilgili güncel yazılarına, konferanslarına devam etmektedir. T.S.K.’dan 1990 yılında, kendi isteği ile emekli olduktan sonra; Kıbrıs konusuyla ilgili kaleme almış olduğu; ’’Özgürlük Nefesi (K.K.T.C Cumhurbaşkanlığı yayını 1995)’’, ‘’Girne’den Doğan Güneş (1997)‘’, ‘’Unutanlar Unutturulanlar ya da Hatırlayamadıklarımız (2004)’’, ‘’Elveda Kıbrıs Ama Bir Gün Mutlaka (2006)’’, ‘’Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizim (2007)‘’,’’Tarihten Gelen Çığlık (2010)’’, Kıbrıs ‘’Yes Be Annem’’ 2002-2016 (Eylül-2016) isimli kitaplarıyla; Ülkemizin son 65 yılında öne çıkan, yaşanmış önemli olayları anlatan: ‘’10’ların İzleriyle Türkiye (2014)’’,’’Kırılmadık Ne Kaldı?-Zaman Asla Kaybolmaz (2015)’’, ‘’Önce Vatan (Eylül 2017) isimli kitapları da bulunmaktadır… Sivil iş hayatına ‘Türkiye Sigorta Sektöründe’’başlayan Atilla Çilingir Koç YKS bünyesinde uzun yıllar görev yaptıktan sonra, halen dünyanın 18 ülkesinde hizmet veren, sağlık bilişim şirketlerinden birisi olarak ülkemizde de faaliyet gösteren; ‘’CompuGroup Medical Bilgi Sistemleri A.Ş’’ bünyesinde, görevine devam etmektedir. Pek çok üniversitenin ‘Bankacılık-Sigortacılık Fakültelerinde, Yüksek Okullarında, vermiş olduğu seminerler, konferanslar ile sektöre bu yönde de hizmet vermeye devam eden Çilingir’in: Sigorta sektöründe 27 yıldan beri vermiş olduğu hizmetlerini anlatan; ‘’Sigortalı Hayatın Gerçekleri’’ (2012) isimli bir kitabı daha bulunmaktadır. Atilla Çilingir; bugüne değin kitaplarından elde etmiş olduğu telif gelirleriyle; Sosyal sorumluluk projeleri kapsamında: 2010 yılında ‘K.K.T.C Lefkoşa Şehit Aileleri ve Malul Gazileri Derneğine’ ‘Tarihten Gelen Çığlık’ isimli kitabının telif gelirini bağışlamış, 19 Şubat 2012’de Van’da yaşanan büyük depremden sonra Van’ın Muradiye İlçesi Akbulak Köyü İ.M.K.B. (İstanbul Menkul Kıymetler Borsası) Yatılı Bölge İlk Öğretim Okulunda içinde 20 adet bilgisayarı bulunan ve kendi adını taşıyan bir BT (bilgi teknolojisi) sınıfı açmış. 02 Haziran 2017 tarihinde de Samsun’un Tekkeköy ilçesi Büyüklü İlköğretim okulunda da adını taşıyan, içinde 2500 kitabı, 2 adet bilgisayarı bulunan bir kütüphanenin açılışını sağlamıştır.