Kazan, Tataristan’ın Başşehrini Geziyoruz

21

“Seyahat İnsanın Dünyasını Genişletir”

Moskova’yı görünce tekrar    gelmeye değer düşüncesi ile programımızdaki diğer şehir Kazan’a geçeceğiz. Burası Moskova’nın750 km. doğusunda olup, tren ile 10-12 saatte gidilebildiği için uçak ile gitmeyi seçtik. İki saat süren bir yolculuk ile Kazan Havaalanına iniyoruz. Orada bizi yerel rehberimiz Güzel hanım karşıladı. Türkiye’ye de gelmiş, daha çok iş adamlarına rehberlik yapan rehberimiz; İstanbul Türkcesini çok iyi konuşan, sohbetlerini kahkahalarıyla daha da alımlı kılan özelliği ile gurubun çok memnun kaldığı bir tatar idi.

Otobüs ve otel konusundaki sorunlar sebebiyle iki minübüs ile Kazan merkezine 60 km mesafedeki küçük bir kasabadaki otelimize gelip yerleştik. Kısa bir dinlenmeden sonra aynı arabalar ile şehir merkezine dönüp gezeceğiz. Yol boyu göz alabildiğine uzanan ormanlar bu toprakların doğal zenginliğini bize gösteriyordu.

Bu bölge Hun İmparatorluğunun içindeki yerlerdendir. Bu imparatorluğun parçalanması ile İdil Bulgar Hanlığı şeklinde 9.y.y dan 13. y.y. devam eder. İdil Bulgar hanlığı 922 de İslamiyeti                  kabül eden ilk Türk hanlığdır. Aynı tarihlerde Karahanlı hükümdarı Saltuk Buğra Han da Müslüman olmuştur. Moğol imparatorluğunun hakimiyetinde sürdürülen                                          bir dönemden sonra Cengiz Hanın torunu Batu Han tarafından Altınorda devleti olarak devam eder. Timur Hanın bölgedeki savaşları ile bu devlet zayıflayıp yeni küçük hanlıklara bölünür. Bunlardan biri de Kazan Hanlığıdır. 1457 de kurulan bu hanlık, Rus

prensliklerini birleştirip güçlendiren, Moskova’daki 4. İvan(Korkunç iVAN) tarafından    1552 de yıkılmıştır.

Bölge tarım ve hayvancığa çok uygun geniş verimli topraklara sahiptir. Ticaret yolları üzerindedir.

Büyük nehirleri ulaşıma ve nakliye işlerine uygun olup balıkçılık da yapılan zengin su kaynaklarıdır. Kazanka nehri, İdil(Volga)’nın bir kolu olup bu nehir tarihte okuduğumuz Sokullu’nun Don nehri ile bir kanalla birleştirmek istediği nehirdir. Böylece Hazar Denizi Karadeniz ile su yolundan ulaşımda birleşecek; Asya-Anadolu-Avrupa arasındaki ticaret artacak ve yeni imkanlara kavuşulacaktı.

Kazan 1,5 milyon nüfusu ile Rusya’nın Petersburg’dan sonra üçüncü büyük şehridirİdr. İdil nehrinin(Güzel  Su anlamlı)(diğer adı Volga) Kazanka kolu üzerinde kurulmuş, doğal zenginliği bol bir yerleşim yeridir. Merkezindeki Kazan Kremlini dünya mirası olan yerlerdendir. İlk önce rehberimizin bağlantısı sayesinde Kazan Üniversitesi Müzesini geziyoruz. Bu  üniverstenin tarihi bir geçmişi vardır.1804 de kurulmuştur. Lenin ve Tolstoy’un da burada eğitim aldıkları bilgisini öğreniyoruz. Kazan Üniversitesinin yetİştirdiği insanlar ile 1850’lerden sonra din ve milli kimlik üzerine görülen yenilikcilik (cedidçilik) hareketi etkili olduğu söylenir. Gaspıralı İSMAİL gibi Türk birliği üzerine çalışmalar yapan ; Zeki Velidi TOGAN, Sadri Maksudi  ARSAL     gibi Türkiyeye gelip yerleşmiş ilim adamlarımızın da

buradan etkilendikleri bilinir.

Kazan Kremlinine  geçİyoruz. Burada   4.İvan dönemi ve sonrası yapılan eserler vardır. Beyaz renge boyalı kule ve kale duvarları ile  ayrıca ilgi çekicidir. Tarihi idari binalar yanında Müjde  Katedrali, Piza kulesi gibi eğikliği ile  dikkat çeken ve ondan daha yüksek olan Süyümbüke kulesi, diğer adı ile Han Camii burdaki eserlerdendir. Bizim için daha dikkat çekici, bir inci zerafetindeki Kul Şerif Camii oldu. Bu cami buradaki yıkılmış bir caminin yerine yapılmıştır. 2002de temeli atılıp 2005de hizmete giren bu mabet avrupanın en büyük camilerinden biridir. Avlusu ile birlikte 10.000 kişi aynı anda ibadet yapabilecek özelliktedir. 16. yy daki direniş hareketi önderlerinden, din ve devlet adamı Kul ŞERİF adına yapılan bu mabedin sembolü lale olup yeniden doğuş ve gelişimi ifade eder. Akşam yemeğini tatar yemekleri ile bilinen bir yerde yiyip otelimize dönüyoruz.

Cuma günü olması sebebiyle cumayı Kul Şerifte kılmak üzere bir program yapıyoruz. Merkezdeki Bauman Caddesinde önce kahvaltı yapıp sonra caddede geziyor, oradan yürüyüş ile camiye geçiyoruz.Vitraylı bol camları ile aydınlık ve ferah bir mekanda yerel halk ile kıldığımız bu namaz bize ayrı bir haz yaşatıyor. Sonra otobüsümüzde buluşup şehrin diğer bölgelerini geziyoruz. Eski tatar mahallesi, yine tatarların yoğunlukta olduğu bir bölgede hediyelik alışverişlerimizi yapıyoruz. Daha sonra bu şehrin sembolü olan tepesinde kocaman bir kazanın oturtulmuş görüntüsü ile nikah salonu olan yapıyı görüp fotoğraflarımızı çekerek akşam yemeği sonrası otelimize dönüyoruz.

Gezimizin son günü. Otelimizden eşyalarımızı alıp çıkıyoruz. Bir gün önce su yolu ile, yani  nehir gemisi ile Idil Bulgar hanlığının yönetim merkezi olan tarihi Bulgar şehrine gidiş programını, havanın aşırı yağışlı olması sebebiyle iptal edip, yine tarihi özellikli Sviyojsk adasını görmeye gidiyoruz. Ada, Kazanı almazdan önce 4.İvan tarafından kale ve manastırlar ile yapılandırılmış bölgedeki ilk hristiyan ortodoks yerleşim yeri olup bu özelliği ile de insanların yoğun ziyaret ettiği bir yerdir. En eski ahşap kilise dahil 26 tarihi yapısı vardır.Önce buradaki bir yerde kahvaltımızı yapıp yağmur altında adayı geziyoruz.

Kazan merkeze gelip, kalacağımız Kozmoz oteline yerleşiyoruz. Kısa bir mola sonrası geziye devam…Yine Bauman caddesine gelip önce serbest zaman ve sonrası buranın tatar yemekleri ile meşhur bir lokantasında yerel mutfak ürünlerinden bir yemek! Caddede kedi maket ve heykellerinin bolluğunun sebebinin, faresi olmayan(!) bu şehrin sembolünün kedi olduğu bilgisini rehberimizden öğreniyoruz.

Daha sonra bir nehir turu ile şehri birde nehirden görüyor ve otelimize dönüyoruz.

Tadı damağımızda kalan bir gezi ile ertesi sabah erkenden kalkıp THY ile önce İstanbul ve sonra Ercan Turun her zamanki hizmetinden olan hazır ettiği otobüsü ile şehrimize, İzmit’imize geliyoruz.

İmkân ve fırsatı olanlara gezip görmeleri tavsiyem ile sağlıkta kalınız…