‘Bıçak ekmek de keser adam da..’
Teknoloji milletlerarası bir yarıştır. Ruhlar koşusu değil.
Neka teknoloji oka mutluluk masaldan ibarettir. Telefonsuz, televizyonsuz köy kalmayınca boyumuz mu uzadı yoksa ahlâksızlık katsayımız mı?
Okullarda bilgisayar sınıfları, derslerde internet kaynaklı ödevler şeâirden oldu. Osmanlıda yeniliklere karşı çıkan halkımız kendi kendinden intikam alıyor.
‘Yeni‘ ne varsa bakmak, tutmak, satın almak kapitalizm dininin alışveriş adını verdikleri ibadetin abdesti gibidir. Sanki teknoloji geliştikçe insan türü de gelişecekmiş gibi..
Orwell‘in 1959’da yazdığı “1984” romanı hala hükümfermâ. Tek bilemediği, Big Brtoher‘in Amerika‘dan sonra ikinci ülke olarak Türkiye‘ye giriş yapacağı gerçeği olsa gerek.
Sorunlar karşısında söylenen, olaylar karşısında susan ama delikli demirle saatlerce konuşan ve konuştukları fındık kabuğu doldurmayan bir güruh olduk.
Araba ve cep telefonu markalarını bilen, hangi ülkede hangi yeni gâvurluk pardon yenilik yapıldığından haberdar ve kitle iletişim araçlarının nakaratlarını tekrarlaya tekrarlaya dem sürenler alim/bilgili; karşıt diğerleri ise cahil kodlanıyorlar.
‘i-pod kullanmadın mı? Eyvah, gitti ömrünün yarısı..’
Tek gram okumadan “kes, yapıştır” modeliyle internet ödevciliğinin eğitime katkısı nedir? Her evde bilgisayar olsa ne yazar oyuncaktan başka?
Kelle başına çift telefon düşüyormuş. Enformatik cehalete göre beyindeki hücre sayısıyla doğru orantılı vatandaşın bilinç nabzı da düşecektir.
İnternet kullanıcı sayısı yüzde bilmem kaçlara varmış. Eee, sonrasında halkımızın buluş patent sayısı mı artmış yoksa elde kitap okumayanlar sanal okuma seanslarına mı girmişler?
Oyun ve arkadaşlık siteleri, çocuklar ve gençlerden sona yaşça büyüyen, zihince küçülen büyükleri de sarmış durumda. Nasıl sarmasın ki nefisler 180.
Şeytan sağlam tuzak kurmuş: İnandığı gibi yaşamak, yemiyor; yaşadığı gibi inanıyor ama herkesi inanırmış gibi yemliyor.
İnternette sen herkesi görürüsün kimesneler senir göremez. Kendini; kadınsan erkek, erkeksen kadın, çocuksan adam, yaşlıysan genç kız diye tanıtabilirsin. İçinde birikmiş ne kadar bilinçaltı saplantı varsa tatmin edersin. Bazı bazı haber spotlarına göre kaçamak yorumlar yaparsın. Bazen bir adım öne çıkar, internet şövalyeliğiyle Don Kişotluk mesleğine dalarsın.
Dedikodu, gıybet, tecessüs, haram nazar, hakaret, iftira.. rezilliğin bini bir para. Sonra git camilerde, cumalarda mümin ara.
Müslüman doğru sözlüdür. Müslüman mûtedildir. Aşırılıkları benimsemez, orta yolun yolcusudur. Müslüman yalan söylemez, yalan yere şahitlik etmez. Müslüman kınayıcının kınamasından korkmaz. Müslüman zalime zulmünü haykırır, dilsiz şeytan kesilmez.
Müslüman, kardeşinin yüzüne söyleyemeyeceği şeyi arkasından veya internet yorumlarıyla gizli-saklı söylemez. Müslüman merttir.
MSN‘de, Facebook‘da, Hİ5‘de, Netlog‘da yada Twitter‘de ne kadar manevi uygulama yaparsan yap; mail, mesaj, ileti gönderirsen gönder; ruhunu Kâinatın Kullanma Kılavuzuna döndermedikçe boş. Hoş, ilerde bu kayıtlar lehine delil olarak kullanılır diyorsan o başka. Aleyhe de dönebilir.
Ya okuyan, düşünen, tefekkür eden, kafa yoran, ilimle iştigal eden insanlar olun ey internet kavmi yada bunları seven, dileyen ve bunlar için çabalayan. Üçüncüsü yani ‘hayra fren, şerre motor‘ olmayın; yoksa helâk olursunuz.
İkra! Enter!