“Karşıyaka’nın Beyleri” Bölgemizin yakın tarihine tutulan bir ışık

72

Bir varlığın kıymeti o varlığın, o imkânın ele geçirilmesindeki sürecin iyi bilinmesi ile veya kaybedildiğinde daha iyi anlaşılır. Bu insanın günlük hayatında da böyledir. Sağlık, zaman, para gibi unsurlar öneminin yeterince farkında olamadığımız değerlerimizdir. Bu durum sosyal hayatımızın önemli etkenlerinden olan iyi yönetim, çevre, toprak, su gibi hususlar için de geçerlidir.

Bölgemizin yakın tarihine ışık tutan roman tarzında kaleme alınmış “KARŞI YAKANIN BEYLERİ” isimli eseri okuyunca bunu bir daha anladım ve sizlerle paylaşmak istedim. Sürükleyici bir üslupla Marmara bölgesinin ve özellikle Karamürsel ilçemizin, daha 90 yıl gibi kısa bir süre önce yaşadığı İngiliz-Yunan işgalinin nelere sebep olduğunun anlatılmaya çalışıldığı bir kitaptı bu.

Eser bölgemizin sosyal ve ekonomik yönlerini, o günlerin sanatkâr ve ticaret erbabının özelliklerini, bölgedeki insanın yaşama tarzını da yansıtmaktadır. Eseri okudukça Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluşundaki zorlukları, Osmanlı Devletinin son dönemlerindeki sıkıntıları daha iyi anlayabiliyorsunuz.  Yörüğü, Manavı, Lazı, Çerkezi, Boşnağı, Arnavutu ile bir toplumun nasıl TÜRK MİLLETİ’ ni oluşturduğunu görüyorsunuz. ATATÜRK’ÜN Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran Anadolu halkına TÜRK MİLLETİ”  denir tarifindeki hikmeti ve doğruluğu daha iyi idrak edebiliyorsunuz.

Roman o günkü insanımızın umutlarını, gayretlerini, acılarını, ızdıraplarını çok güzel bir üslupla anlatmaktadır. Karamürsel kumaş fabrikasından, sebze, meyve üreten köylüye; kasabanın esnaf ve sanatkârından deniz kaptanları-tayfalarına ve Karamürsel yelkenlisine; bunların İstanbul-Karamürsel hattı üzerindeki ulaşım ve nakliyedeki rolleri ile bunun günlük hayata etkileri güzel bir üslupla anlatılmaktadır. O günkü Türk gencinin aşkı ve sevgiyi nasıl anladığı ve yaşadığı Yörük Macit-Gülperi isimli gençler üzerinden romana zenginlik katacak şekilde gösterilmiştir…

1920’deki Milli mücadelenin bu bölgede İstanbul-Karamürsel hattı üzerinden nasıl yürütüldüğünü, gökbayrak taburu ve bunun etrafında şekillenen yerli milis kuvvetlerinin nasıl şekillendiğini ve halkın bunlara desteğinin getirdiği olaylar dizisi de çok tatlı bir üslupla ve bugünün insanına ibretler sunacak şekilde anlatılmaktadır. Dr.Enis Fahri Bey, Alaaddin Kaptan, Terzi Mevlüt, Tüfekçi Ali Kaptan gibi isimlerle toplumun bir bütün halinde milli mücadeleye nasıl katkı verdiği anlatılmaya çalışılmıştır. Halkın, özellikle silah ve cephane sevkindeki inanılmaz imecesi bir Fransız yazar Klod Farer’den aktarılarak şöyle tariflenmektedir:

“Motorların açıkta demirlediğini gören bütün kasaba halkı; erkek, kadın, çoluk, çocuk, kaymakam ve askeri kumandan veyahut belediye reisinin bir işaretini, bir emrini beklemeksizin bir anda sahilde toplanıyor ve açıkta demirlemiş bulunan motorlardan; sandıklar, denkler, küfeler getirmekte olan kayıklar sahile yanaşınca, onları inanılmaz bir maharetle boşaltıyor. Bu sakit, perişan kılıklı ulu halk, yükünü kontrolsüz, nezaretsiz fakat mükemmel ve muntazam bir şekilde depolara götürüyor, herkes gücü yettiği kadar taşıyor. Kolları arasında mermi taşıyan annelerin arkasında giden paçavralar içinde yalınayak mini mini çocuklar gördüm. Yaşlılık sebebiyle çökmüş omuzlarına yükledikleri sandıkları güçlükle ama coşkuyla taşıyan ihtiyarlara şahit oldum. Bütün bu insanlar, işlerini gayet tabii ve basit kabul ediyorlar ve yaptıklarının karşılığı olarak bir teşekkür bile beklemiyorlar.”

28 Haziran 1921’de İzmit’in kurtuluşu,  29 Haziran 1921 Karamürsel’in Yunan askerileri tarafından 2.defa yakılıp yıkılması ve Türk kuvvetleri önünden kaçarken yaptıkları zalimlikler günümüz insanına güzel bir üslupla aktarılmaktadır.

Büyükşehir Kültür Müdürlüğü’nün yakın tarihimizi bize aktaran Sn. Erdoğan Özdemir tarafından yazılmış bu eser, 1340’lardaki fetih dönemini anlatan Süleyman Paşa eseri gibi övgüye ve teşekküre layık bir çalışmadır. Bu ve benzeri eserler hem bölgemizin tarihinin bilinmesini sağlamak yönü ile hem de gençlerimizin vatandaşlık kimliğinin doğru şekillenmesine katkı sağlayacak bilgilerin edinilmesinin temininde lüzumlu eserlerdir.

Benzeri çalışmaların devamını beklerken başta emeği geçen yazara ve Büyükşehir Kültür Müdürlüğü yetkililerine ayrıca bu çalışmalara özel önem veren Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımıza teşekkür ederiz.

Allah’tan  Türk milletini, 1920’deki gibi hak ve özgürlüklerimizin elimizden alınması  durumu ile karşı karşıya getiren kötü yönetim afetlerinden, ayrıca 17 Ağustos1999’da yaşadığımız deprem gibi  afetlerden korumasını; yöneticilerimize ve insanımıza da bu gibi durumlarda doğru adımlar atacak gayret ve basiret vermesini dilerim.

Kuruluştan Kurtuluşa gelinceye kadar ve bu vatan coğrafyasının hür ve bağımsız ülke olmasında canlarını feda eden tüm şehit ve gazilerimizi şükranla yad ederken 17 Ağustos 1999 depreminde kaybettiklerimiz ve bu devlete-millete hizmeti geçen tüm ölenlerimizin rahmetle anarız.

Sağlık, huzur ve mutluluk dileklerimle.