Yemek vermek, iftar vermek, ikram etmek kelimeleri ile adını yan yana görmeye alışık olduğumuz Kocaeli Kuyumcu ve Sarraflar Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Onur Altaş, Kandıralılar Derneği yöneticilerine Gölcük Kavaklı sahilinde iftar verdi. Davetliler arasında bulunmaktan dolayı son derece keyif aldığım güzel bir gecede geç saatlere kadar sohbet ettik, bir kaç aydır iş yoğunluğu münasebetiyle görüşemediğim Kandıralı arkadaşlarımla ve büyüklerimle de görüşüp hasbihal etme fırsatı buldum.
Onur Altaş, Belediye İşhanı’nda Altaş Gold olarak ticari faaliyetini sürdürürken aynı zamanda kentin sosyal yaşamına katkı veren, sivil toplum örgütlerinde görev almaktan çekinmeyen Kandıralı genç işadamı. Güler yüzlü, pozitif kişiliği ile her ortamda kısa sürede fark edilmesi onu farklı yapan özelliği.
Bir kaç senedir Kandıralılar Derneği faaliyetleri münasebetiyle tanışıyoruz. Geçen sene yine böyle bir iftar yemeğinde “Bugün altına yatırım yapılacak en doğru zamandır. 2012’nin ilk çeyreğinde görülecektir ki en çok kazandıran yatırım aracı altın olacaktır. İşçiliği az olan ve ayarı yüksek altın, alırken de, satarken de sahiplerine kazandırmaktadır” deyince dikkatleri üzerine toplamıştı. Kuyumcular ve Sarraflar Odası’nın Fiyat Belirleme Komitesi Başkanı olarak bu cümleleri söyleyince etkisi biraz daha fazla olmuştu.
Bu Ramazan’da da Onur Altaş’ın iftar yemeğine davet edilince yine böyle yönlendirici bir konuşma yapacak mı diye merakla bekledim ama yapmadı, galiba geçen sene söyledikleri bu sene için de geçerli.
Kocaeli Kandıralılar Derneği, Kandıra’nın yetiştirdiği önemli şahsiyetleri bünyesinde barındırıyor. Kandıra’nın dışında yaşayan pek çok ünlü Kandıralı ile dernek vesilesiyle tanıştık. Benimle birlikte Kandıra’nın yerlileri de böylesine güzel değerlere sahip olduklarını dernek faaliyetleri sayesinde öğrenmişlerdir herhalde. Bu faaliyetlerin özellikle Kandıra’nın gençlerinin özgüvenlerinin yükselmesine katkı yaptığını, daha faydalı ve daha özellikli görevlere talip olma noktasında onlara cesaret verdiğini düşünüyorum. Dernek, basılı medya, internet ve sosyal medyayı kullanarak Kandıra’nın adını, Kandıra’da yapılan güzel çalışmaları dünyanın her yerine duyurmaya gayret ediyor.
Kandıra’da iki sene önce bir topluluk daha ortaya çıktı. Kendilerine Genç Kandıralılar diyen bu arkadaşların hepsi adından da anlaşılacağı üzere genç. Birçoğu Kandıra’da çalışıyor, ticaretle uğraşıyor, bazıları İzmit’te çalışıyor. Saygılı, makul ve çalışkanlar. Kandıra için de bir şeyler yapma gayreti içerisindeler. Kandıra’nın dışındaki ilçelerde, civar şehirlerde de faaliyetler yaparak bölgeyi tanımaya çalışıyorlar. Önümüzdeki yıllarda bu bölgede daha aktif olmaya niyetliler, şu anda pişme sürecinde olduklarının bilincindeler. Toplantılarda karşılaştıkça hemen hemen hepsiyle tanıştık. İftarda Genç Kandıralılar Topluluğu’nu temsil etmek üzere Serkan Bebek, Volkan Bulgurcu ve Giray Buran vardı. Bu arkadaşlar gelirken iftardan sonra ikram edilmesi için Kandıra’dan karpuzlar getirmişler. “Niçin kendi karpuzlarını getirdiler? Kandıra’dan başka yerde yetişen karpuzu yemiyorlar mı acaba?” sorularının cevabını henüz öğrenemedim ama karpuzlar güzeldi, yemekten sonra ikram edildi, afiyetle yedik.
Kandıralılar örgütlü, toplu yaşamayı seviyorlar. Bu sene yeni bir topluluk daha ortaya çıkmış. Geçen hafta yapılan Kandıralılar Derneği geleneksel iftarında da isimleri zikredildi ama haklarında bilgi alma fırsatım olmamıştı. Bu yeni topluluğun ismi Dartı Sevenler Topluluğu. Donanma ve Tersane Komutanlığı’nda çalışan Kandıralı ve Taşköprülülerin yani manav tabir edilen yerleşik Türklerin kurduğu bir topluluk. Sonra burada çalışmayanlardan da üyeler alarak topluluğu büyütmüşler. İftarda Dartı Sevenler Topluluğu’ndan da temsilciler vardı. Bu sefer hem dartı hakkında hem de topluluk hakkında bilgi sahibi oldum.
Dartı, sütün kaymağı kaynatılarak elde ediliyormuş. Kandıra ve civarında yapılan geleneksel bir yiyecekmiş. Tariften anladığım kadarıyla kahvaltıların vazgeçilmezi… Görüp de yemeden kafamda dartıyı tam olarak bir yere oturtmam zor. Biz hocalar bir şeyi şekil çizerek ya da somutlaştırarak anlatmayı seviyoruz. Dartı Sevenler’den birisi dartı yemeye davet ederse hem görmüş, hem tadına bakmış olurum, daha iyi anlaşılır.
Donanma ve tersane çalışanı Kandıralılar ve Taşköprülüler de hem bu geleneksel yiyeceği yaşatmak, duyurmak, hem de kendi tabirleriyle “dartı yiyerek büyüdükleri için” bu lezzetli yiyeceğin etrafında güzel bir sosyal topluluk oluşturmuşlar. Bir yiyecek etrafında oluşan topluluk olarak oldukça ilginçler. Şakir Akçer, Emin Ayaz ve Cavit Sözer ile tanışmaktan mutluluk duydum, neşeli, sevecen insanlar.
Geçen yıl olduğu gibi bu sene de misafirler arasında eski Merkez Hakem Kurulu Başkanı Mustafa Çulcu da vardı. Mustafa Bey, anlayabildiğim kadarıyla hakemlik yapmadan önceki dönemde askermiş. Futbol ile pek ilgili olmadığım için detaylıca bilmiyorum ama MHK başkanlığı yapmasının yanında renkli kişiliği ile de bilinen ve sevilen bir hakemmiş. Yanımda bulunan İnşaat Yüksek Mühendisi Dr. Mithat Bora Bulut kendisi ile özellikle resim çekildi. İftardan sonra aklımızda en çok Mustafa Çulcu’nun anlattığı eğlenceli hatıralar kaldı. Mustafa Hoca konuşmasında Kandıralıların vefasına vurgu yaptı. Kocaeli’den yetişmiş değerlere gösterdikleri vefadan bahsedip kendisini “çakma” Kandıralı olarak kabul ettiğini söyledi. Kandıralıların her davetine özellikle icabet etmeye özen gösterirmiş.
Onur Bey, iftar için mekân olarak Gölcük Kavaklı sahilindeki Tropikal Cafe’yi seçmiş. Kandıralılar Derneği geleneğinde yemekli etkinlikler genelde İzmit merkez civarında oluyor ya da Kandıra sahillerinde. Bu sefer farklı bir seçim yapılmış ama seçilen mekân çok güzeldi. Bu kadar kalabalık bir Kandıralı grubu ile Gölcük sahiline adeta çıkarma yaptık. Kandıralılara İzmit de dar gelmeye başladı anlaşılan.
Cemiyetçiliğin de kendi içinde bazı raconları var. Cemiyet erbabı ile bir bölgeye gidildiğinde o bölgenin cemiyet hayatındaki özel karakteri kim ise ona telefonla bilgi verilir, bölgesine girilmeden önce bir nevi izin alınır, eğer toplantının şartları uygunsa toplantıya dâhil edilir. Âdem Ellibeş Ağabeyimiz de Gölcük’te böyle bir konumda. Âdem Abi hepimizin olduğu kadar Gölcük Belediye Başkanının da abisi ve Gölcük Spor’un Genel Kaptanı. Gerekli bilgi verilmiş, izni alınmış ve yemeğe davet edilmişti. İftarda onunla da görüşme şansımız oldu.
Bu racon sahibi abilerin bir diğer özelliği de hikmetli sözler söylemeleri, hoşgörülü, güler yüzlü olmalarıdır. Âdem Abi, Kandıralıların birlik ve beraberliğine gıpta ile baktığını söyledi, devamı için dua etti. İçinde bulunulan toplumun gençleri ile yaşlılarını bir araya getirmenin, bir kaç nesli bir arada toplamanın ne kadar kıymetli bir gelenek olduğunu belirtti. Bu güzellikleri Gölcükte aynı tadda devam ettiremediklerini, Kandıralıların ortaya koyduğu bu görüntünün örnek alınması gerektiğini söyledi.
Bana göre Kandıra’nın en renkli delikanlıları şüphesiz ki Turan Sarı ve Günay Gülcü’dür. Turan Sarı, Kandıra’da belediye başkanlığı da yapmış, siyasi çalışmaları olmuş bir büyüğümüz. Günay Gülcü, sanayici işadamı. Gençliği Avrupa’da geçmiş, siyasi hedeflerle Türkiye’ye dönmüş ama siyasette aradığını bulamayınca boş durmak yerine ticarete girişmiş, Elsan Ebonit A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı. Yıllar geçse de siyasi hedefini hiç unutmamış. Yaşı kemale ermiş ama içinde bu uhdeyi muhafaza ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Turan Sarı ve Günay Gülcü abilerimiz oturup karar almışlar, biz artık siyasetin dışına çıkalım demişler. Turan Abi sözünü tutmuş, güncel siyasetin dışında duruyor. Günay Abi, görünüşte sözüne sadık gibi ama gönlüne söz geçirememiş. Bir yolunu bulmuş, tecrübesini konuşturmuş, kendisini Kandıra Bağırganlı Köyü Taflan Koyu Dayanışma ve Güzelleştirme Derneği’nin başkanlığına seçtirmiş. Etrafındakilerin bütün engellemelerine rağmen siyasette emin adımlarla ilerliyor. Bir kaç sene daha dernek başkanlığını sürdürüp, tecrübelerini TBMM çatısı altında değerlendirmeye kararlı. İftarda Turan Abi, Günay Abi’yi sözünde durmamakla suçladı, sitem etti. Gel gör ki bizim siyasi geleneğimiz “Dün dündür, bugün bugündür.” düsturu ile şekillenmiştir. Kader ağlarını örmeye devam ediyor. Günay Abimize başarılar dilerim.
Prof. Dr. Atilla Çetin’in geçen gün Kandıralılar Derneği geleneksel iftarında dile getirdiği bir gerçeği hem kayda geçirmek adına hem de tasdik etmek amacıyla buraya yazmak istiyorum. Atilla Hocam “Kandıra birçok önemli adam yetiştirmiştir ama bunlardan en önemli üç tanesinin adı A ile başlar. Akçakoca Bey, Kandıra’yı kılıçla fethetmiştir. Atilla Çetin ilim ile fethetmiştir. Ahsen Okyar ise iletişimle fethetmiştir. Adı A ile başlayan bu üç adam Kandıra’nın Kandıra olmasının arkasındaki üç kahraman adamdır.” diyor. Biz yiyecek ve içeceklerle meşgul olurken Ahsen Bey, iftardaki pek çok kimse ile istişarelerde bulundu, değerlendirmeler yaptı, gelecek projeksiyonlarını tartıştı. Bütün bunları yaptı ama yemeğini soğutmadı, çayını bizimle birlikte içti, hepsine zaman ayırdı. Atilla Hocam haklı galiba.
Yemekten sonra çay içmek için herkesin birbirini görebileceği şekilde hazırlanmış olan çardakta oturup çaylarımızı içtik ve Kandıralıları biraraya getiren Koordinatör Erdal Baykara, Bakırköy Savcısı iken Erzurum’a tayini çıkan Savcı Özkan Koç, KBB Protokol Sorumlusu Yüksel Özdemir, Gayrimenkul Danışmanı Ahmet Bozdemir, İnşaat Yüksek Mühendisi Baturhan Üretürk, emekli Ahmet Güngör, Tesisat Teknikeri Salim Yaşar, İşadamı Erdoğan Görgün, AKP İl Yöneticisi Recep Yıldız, Eta Özel Güvenlik Genel Müdürü Şenol Akyüz’den kısa kısa değerlendirmelerini dinledik. Kasım 2007’den beri yayında olan www.kandiralilar.org web sitemiz ve sosyal medyada yaptığımız çalışmalarla ilgili ben de son bilgileri paylaştım.
Derneğin genç ve sempatik başkanı Elektrik Elektronik Mühendisi Harun Reşit Kocagöz de, dernek faaliyetlerini değerlendirdi ve planlanan çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Diyanet Sen Kocaeli Şube Başkanı Selami Tarcan da iftar yemeğinin duasını yaptı.
Derneğimizin bu dönem yöneticileri ağırlıklı olarak yeni jenerasyondan. Denetim Kurulu Üyesi Metin Gönül ile yemekte yakın oturuyorduk. Konuşulan konuları, gündeme gelen dedikoduları not aldı. Sebebini ertesi gün anladık. Değerlendirme yazısı yazmayı planlıyormuş. Yazısını http://www.kandiralilar.org/Yazi.aspx?ID=83 adresinden okuyabilirsiniz.
Yemekte çekilen resimler sosyal medyada ve haber sitelerinde paylaşıldı. Veysel Çavdar Abi ve Dr. Mithat Bora Bulut bütün hünerlerini sergilediler, gece karanlığına rağmen Veysel Abinin efsanevi Nikon D90 makinası ile güzel resimler çektiler. Öte yandan teknoloji adaptasyonu yüksek gençlerden müteşekkil bir topluluk olduğumuzdan daha yemek bitmeden bazı resimler sosyal sitelerde paylaşılmış, yorumlar bile yapılmıştı.
Bu güzel ortamın oluşmasına vesile olan ve bizleri davet eden Kandıralılar Derneği Genel Sekreteri Onur Altaş’a tekrar teşekkür ediyorum.