İşte size çılgınlıklar listesi

98

Herkese Merhaba… Herkese Merhaba… Herkese Merhaba…
Ülkemin en çılgınları projelerini açıkladılar… Süpper…
Öyleyse şimdi hep birlikte memleketim insanının çılgınlıklarına bir bakalım…
AKP hükümetiyle beraber bir özelleştirme çılgınlığıdır almış başını gidiyor… Dur durak bilmiyor…
Ülkemizin en karlı kuruluşları bile bile, birer birer elden çıkarıldı… İşte çılgınlık budur…
Elde satılacak sanayi tesisi hemen hemen kalmadığından, bu sefer de gözler altyapı tesislerine, doğal kaynaklarımıza çevrildi… İşte çılgınlık budur…
Peki onlar da biterse ne olacak derseniz sevgili okur, çılgınlığın sonu mu olur… Anlatayım da okuyuverin bir zahmet…
Otoyollarımız, köprülerimiz, akarsularımız da satılır ne olacak… Çılgınlık bu ya…
Onlar da biter merak etmeyin…
Sıra gelir topraklarımıza…
Kapanın elinde kalacak zaten ya, topraklarımız demedi demeyin… İşte size çılgınlık…
Paraya sıkıştıkça parça parça satarız ne olacak anlayışı çılgınlık değil de nedir sevgili okur sorarım size…
Bütün bu özelleştirmelerden elde edilen paralar ne oldu diye soran yok nasılsa…
Aziz milletimin dişinden, tırnağından keserek arttırdığı birikim ürünleri olan kuruluşları satarak aldığımız para ile dış borçlarımız azaldı mı yoksa kapandı mı dersiniz… Yoooo kapanmadı da, azalmadı da bilemediniz arttı, işte çılgınlık bu değil midir sevgili okur…
Pekiii gelen bu paralar nereye gitti diye sormazlar mı adama… Sorarlar… Sorarlar…
Nereye gidecek bu para yenmedi ya… Nereye gittiğini de varın biraz siz düşünün…
Atalarımızdan kalanı satarak “para kazanmak” dünyanın en kolay işi…
Sormazlar mı adama ekonomiye yeni tesisler mi kazandırdınız?
İnsanlara iş olanakları mı sağladınız?
İşte tüm bunların sorulmaması çılgınlık değil de nedir öyleyse?
Gün gelecek satılacak bir şey kalmayacağını düşünmemek çılgınlığın alasıdır sevgili okur…
Ekonominin en önemli sektörü bankaların satılması az çılgınlık mıdır sorarım size?
Ulusal çıkarlarımızı düşünmemenin ötesinde çılgınlık mı vardır yahu öyle demeyin…
Anacım hükümet çılgınsa, milletin de ondan arta kalan yanı yok ya…
Bu memleketin insanları, bürokratları, siyasetçileri, işadamları, basın mensupları da çılgın mı çılgın… Çılgın olmasalar milli birikimlerinin yabancı ulusların servetine birer birer eklenmesine, Türk ekonomisinin, adım adım işgaline çanak tutarlar mı? Tutmazlar…
Çılgınlığın sonu mu olur sevgili okur… Olmaz… Olmaz… Bu iş olamaz…
Memleketimin gözbebeği silahlı kuvvetler mensupları gözden düşürülmeye çalışılırken, teröristler, hırsızlar, katiller davullu zurnalı salıveriliyorsa, bundan ala çılgınlık mı olur…
Ayranı yokken içmeye, yarım milyonluk cep telefonu taşıyan memleketim insanı az mı çılgın…
Ya gençlerimizin bizim anlamadığımız bir dili kullanır hale gelmesi, o güzelim dilimizin Türkçemizin unutulmaya yüz tutulması da bir başka çılgınlık çeşidi sayılmaz mı?
Ya memleketimdeki her bir etnik grupla ayrı yönetim payı pazarlıkları yapılmasına ne dersiniz? Çılgınlık değil midir?
Ancaaaakkk…
Zaman çılgınlık zamanı değildir…
Artık birlik ve beraberlik vaktidir…
Akbabalar yanı başımızda cirit atıyor…
Bence herkes sınır komşularımıza bir baksın, artık aklını başına toplasın…
Ve bundan sonra adımlarını ona göre atsın… Yoksaaaa…
Derken bakın aklıma ne geldi…
“Ben ezelden beridir… Hür yaşadım hür yaşarım…
Hangi ÇILGIN bana zincir vuracakmış şaşarım…
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım…
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım…”
Daha size ne diyeyim ben sevgili okur…
Anlayana sivrisinek saz…
Anlamayana “Her Şeye Maydanoz”unuzun davulu az gelir az sevgili okur… Az… Az… Az…
Güm be de güm güm… Güm be de güm güm… Güm güm güm… Güm güm… Güm…
Hazır davulumu da elime almışken, ayrılık vaktimizin geldiğini de söyleyeyim size…
Yeniden görüşünceye kadar en çok beni özleyin…
En çok beni özleyin… En çok beni özleyin…
Hatta bir tek beni özleyin… Özleyin…