İstanbul, 560 yıl önce bugün fethedildi.
Sultan İkinci Mehmed Han, daha ilk hükümdarlığı sırasında, İstanbul’u fethetmeyi kararlaştırmıştı. Tarihin en önemli cihan devleti, bu kararın uygulanmasıyla şekillendi.
Türk – İslâm Âlemi ve İstanbul… dünya durdukça bir arada olacak. Bu beraberlik aynı zamanda bütün dünya güçlerinin ayırmak için seferber olacağı bir bütünleşmedir.
29 Mayıs 1453’ten bu güne kadar batılılar, komşularımız ve içimizdeki hâinler, bu niyetlerinden bir gün olsun vazgeçmediler. Vazgeçmezler de… Bu gerçeği bilmek, ona göre hareket etmek mecburiyetindeyiz. Nitekim 2000 yılında, İstanbul’un düşman işgalinden kurtarıldığı 6 Ekim törenleri vesile edilerek: “Fatih’in 1453’te İstanbul’u fethetmesi ile, İstanbul’un Birinci Dünya Savaşı sonrasında, İtil”af Devletleri tarafından işgâli arasında hiçbir fark yoktur !” Hezeyanları seslendirildi, yazıldı. İstanbul’un fethini tasvip etmeyenlere uygun görülecek en mükemmel davranış, onları İstanbul’suz yaşamaya dâvet etmektir.
* * *
Fetih, yalnızca bir devrin kapanıp bir yenisinin açılması, bir coğrafya parçasının milletler arasında el değiştirmesi değildir. 1071’de başlayan Anadolu’nun Türkleşmesi, İslâmlaşması sürecinin son halkasıdır. Bu süreç, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) Efendimizin müjdesinin gerçekleşmesi açısından da büyük anlam taşır. İstanbul’un fethi ile aşireti devlet yapan süreç, devleti cihan devleti hâline getirerek devam etmiştir.
İstanbul’un fethi, çağ değiştirmenin yanında, pek çok ilkleri de ihtiva eder. Obüs topunun ilk kullanıldığı ve dünyaya tanıtıldığı savaştır. Yine dünya târihinde ilk defa bir donanma, dağlar aşarak bir denizden başka bir denize ulaştırılmıştır. Dünya, ilk defa devlet yönetiminde ve fetih taktiğinde göz kamaştıran bir dehâ ile tanışmıştır. Bir ilk daha vardır: Dünya, kendisinden olmayan dinlere ve kültürlere saygı gösterilebileceğini ilk defa Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinden öğrenmiştir.
Bu haşmeti idrak etmek, sonraki nesillere intikal ettirmek mecburiyetindeyiz. Geçmişini bilmeyen, geleceklerde bilinmezlikler içerisinde kaybolur. Mahşerde atalarımıza bu kayboluşun hesabını veremeyiz. Çünkü candan aziz vatanımızın sahipleri, sadece vatan toprakları üzerinde yaşayan bu günün insanları değildir. Toprağın altında yatanların, bu topraklar üzerindeki hakları, biz yaşayanlardan çoook daha fazladır.
* * *
Hıristiyanlar, fetihten sonra kiliseye doluşmuşlar, duâ ediyorlardı. Hayatlarının sonuna geldiklerine inanıyorlardı. Onları ancak Mesih kurtarabilirdi. Onları, Mesih değil, Fatih kurtardı. Dinlerini ve kültürlerini eskisine göre daha rahat yaşama imkânı buldular. Malları, canları, inançları ve gelecekleri teminat altına alındı.
İnsanlığa örnek olan yalnız Fatih Sultan Mehmet Han değildi. Hocası Akşemseddin Hazretleri, o âlim, o fâzıl, o mübârek zat, fetihten sonra, fethin ve dünya incisi güzelim İstanbul’un zevkini, saltanatını yaşamak hakkına sahipken köyüne dönmüş, Bolu’nun tenha ve küçük bir ilçesi olan Göynük’e yerleşmiştir. Vazifesini yapmış insanların iç huzuruyla ve bu huzuru kendisine bahşeden Yüce Rabb’ine şükranlarını ifade edebilmek için…
Dünyada, bu davranışın da bir benzeri yoktur.
* * *
Mucizeler, peygamberlere mahsus olağanüstü özellikler ve maharetlerdir. Kabul. Fakat Fatih’in İstanbul’u fethi, mucizelerle eşdeğerde tutulacak bir emsalsiz başarıdır.
* * *
Bir İstanbul Şiiri:
İSTANBUL
BİR YANDA SESSİZ DUA, BİR YANDA ŞUH KAHKAHA
BİR YANDA PULA KULLUK, DİĞER YANDA ALLAH’A
SANMAM KOCA DÜNYADA EŞİN BULUNSUN DAHA
EY İSTANBUL İSTANBUL SENİN İKİ YÜZÜN VAR
BİR YÜZÜN GÜLERKEN DİĞERİNDE HÜZÜN VAR
İBADET SESSİZ SESSİZ, REZALET GÜMBÜRTÜLÜ
ÇİRKİNLİĞİN MEYDANDA, GÜZELLİĞİN ÖRTÜLÜ
SARARKEN UFUKLARI GURUBUN KIZIL TÜLÜ
GECELERİN KİMBİLİR NE GÜNAHLARA GEBE
TAKSİMDEKİ GÜNAHA EYÜPTE BÜYÜK TÖVBE
ÖRF, ANANE, GELENEK YERLE BİR AHALİDE
PADİŞAH MEZARINDA ÜRPERİR LALELİDE
HAYAL TACİRLERİNE RAĞBET BAB-I ÂLİDE
BU GİDİŞ HAYRA DEĞİL KALBİNE TAZE KANBUL
KARANLIĞA YÜZ ÇEVİR GÜNEŞE DÖN İSTANBUL
NE YAZIK Kİ İNSAN SATILIR OLMUŞ MADDEYE
KOYUN KASAPTA SATLIK KADIN DÜŞMÜŞ CADDEYE
NASIL GELMEZ ISTANBULUM ÇATLAR HADDEYE
HER HALİ EDASIYLA ISTANBULUM BİR HOŞTUR
KADİRDE TAM MÜSLÜMAN NOELDE TAM SARHOŞTUR
VE İŞTE EKONOMİN NASIL GELMİŞ BU HALE
BİR YANDA TEFECİLER BİR YANDA TAHTAKALE
PEMBE GÖZLÜKLERLE BAKAMAM İSTİKBALE
SÖZ SENETMİŞ ESKİDEN ŞİMDİ SENET HİKAYE
DOLANDIRMA ALDATMA OLMUŞ TİCARÎ GAYE
İŞ YERİNDE YABANCI KELİMEYE İTİBAR
KAFETERYA, BONMARŞE, BUTİK, ŞARKÜTRİ, BAR
BEYOĞLUNDA TÜRKÇE YOK DİĞER BÜTÜN DİLLER VAR
RÜZGAR BATIDAN ESMİŞ FATİHİN RUHU KAYIP
EY İSTANBUL İSTANBUL SANA YETER BU AYIP
EY ZAMAN ZALİM ZAMAN GEÇ SANİYE SANİYE
TEKNİKTE İLERLERKEN MÂNÂDA ÇÖKÜŞ NİYE
ÇAĞIRIRKEN ÎMANA FATİH SÜLEYMANİYE
ÇEVİR YÜZÜNÜ PİSTEN KİRDEN ÇAMURDAN
KIBLEYE DÖN İSTANBUL FEYZ AL İLÂHÎ NURDAN
KARAKÖYDE GÜNAHLAR BÜRÜNÜR KALIN SİSE
ÇAN ÇALARKEN TAKSİMİN GÖBEĞİNDE KİLİSE
AYASOFYA SUSUYOR BU NE GARİP İŞ İSE
İSYANIN YERİ YOKTUR EYÜP SABRA ÇAĞIRIR
MEŞHUR ZİNCİRLİ KUYU GEL DER KABRE ÇAĞIRIR
AHMET MAHİR PEKŞEN