İsraf, İsraf Bizi Yıkan İsraf

77

Bugün biraz farklı konuya değinmek istedim. Yukarıda başlığını attığım ve bu konunun birçok şeyle irtibatlandırılabileceğinden yola çıkarak, alış veriş yaparken ihtiyaçtan fazlasını almamak ve alınan sebze, meyve, bakliyat gibi ürünlerin raf ömrü ve bozulmalara karşı dayanıklılık durumuna göre alınmalıdır. Sebze ve meyveler yıkandıktan sonra mutlaka kurulanması gerekir. Çünkü üzerinde kalan ıslaklık rutubetin artmasına neden olacağından çürüme daha erken olacaktır. Buzdolabında günlerdir pişirmeyi beklediği için pörsüyüp çürüyen sebzeler iyi saklanmayan bakliyat çeşitleri buzdolabına koymayı unuttuğumuz yemeklerimiz, bayatlamış ekmekler sararmış yeşillikler plansız alış verişin sonucudur.

Günde 3 öğün soframıza gelen ekmeğin maalesef her gün sayılarla ifade edilemeyecek kadar çok oranda çöp tenekelerinde görmek bana ızdırap veriyor. Aylık ortalama 200 milyon civarında sadece ekmeği çöpe attığımız düşünülürse israfın boyutlarının ne olduğunu hemen anlayabiliriz. Oysa ekmek en büyük nimettir, yeri çöplük değildir.

Su israfında, elektrik israfından, boşa akıtılan sudan kamu kurum ve kuruluşlarında gündüz alenen yanan ışıklardan gereksiz kullanılan elektrik ocaklarından, yatılı okullar, yine çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında, askeri birliklerden çöpe giden yemekler ekmekler bilmiyorum hangisinden bahsetsem evimize aldığımız eşyayı bir müddet sonra miadı dolmadan atmaktan, yine en önemli gördüğüm israfların biride ilaç israfı her yıl milyonlarca insan yiyecek bulamadığı için ilaç alamadığı için hastalanır.

Sakat kalır veya ölürken milyonlarca insan gereksiz ilaç kullanımı sonucu milyonlarca dolar çöpe gitmektedir. Ayrıca ilaç firmalarının daha çok para kazanma satışını artırma uğruna Trilyonlarca parayı eğitim ve tanıtım adı altında doktorları yurt dışı gezilerinden tutunda her türlü reklâm, tanıtım ve çıkarılan bazı tıp dergilerinin reklâm vererek sponsorluklarını yaptıkları görülür.

Yukarıda sadece birkaçından bahsedebildiğimiz israf konusunda acaba yeterince ehem niyet verebiliyor muyuz? Eğitim kurumlarında israfla ilgili öğrencilerimize yeterli eğitimi verbiliyormuyuz. Aileler bu konuda acaba ne kadar duyarlılar. Sivil toplum örgütleri, basın bu konuda neler yapıyor.

Bu konu ile ilgili bir anektod sizlerle paylaşmak istiyorum. Çin Halk Cumhuriyetinden yüksek mertebede bir devlet yetkilisi ülkemize gelir. Yemek vakti gelince Ülkemizin görevlisi ile yemeğe çıkarlar. Yemekte Çinlilerin meşhur yemeği pilav vardır. Pilavı tahta kaşıklarla yemeğe başlar. Tabi pilavın sonu gelir, içerisinde 20-30 adet pilav danesi kalır, bunların hepsini tek, tek üşenmeden alırken bizim yetkili, bırakın neden bu kadar uğraşıyorsunuz der, Çinli yetkili cevap verir. Benim ülkem 1 milyar nüfusu var günde 2-3 defa pilav yendiğini düşünürsek yaklaşık 80-100 milyar pirinç danesi yapar ayda şu kadar, yılda şu kadar ve bununla da şu kadar insanlar doyar. Bilmiyorum başka bir şey anlatmağa gerek varmı? Cenabı Allah (CC) bütün nimetleri insanlık âlemi için yaratmıştır. Yoksa parasını verdim yerim içerim atarım değil yiyiniz içiniz ama israf etmeyiniz. İşte bu yüzdendir ki insanlığın bu ayıbı nedeniyle her yıl milyonlarca insan açlıktan yok olmakta, hastalanmakta, sakat kalmaktadır.

Öyle ise; buradan ana, babalara, öğretmenlere, öğrencilere, Belediyelere, siyasilere sivil toplum örgütlerine, basına ve bütün herkese sesleniyorum. Gelin bu illeti yok etme adına hepimiz elimizden geleni yapalım.