İngiliz Gözüyle ‘Millî Mücadele’miz – 1

55

Cumhuriyet kuruldu kurulalı – her ikisi birbirinin devamı olsa da – ciddi bir Türkiye Devleti & Osmanlı Devleti ayrımı söz konusu olmuştur. Başlangıçtaki enkaz devri ve bin yıllık rejim değişikliğini benimsetme gayreti bazı abartılı uygulamalar için gerekçe teşkil etse de 90 küsur yıl sonra filmin geriye sarılması çalışmaları; dıştan içe sınırları göç ve ölüm olan, içten dışa da çözüm bekleyen büyük problemleri bulunan bir toplum için gereksiz bir zaman ve enerji kaybıdır.

Son 40 yılını Sağcı & Solcu, Alevî & Sünnî, Türk & Kürt, Laik & Dindar gibi yapay ayrılıklara harcamaktan müşteki ve bunların herhangi birine taraf olmanın anlamsızlığı üzerine bir alternatif oluşturan yönetici erkin ikinci yarıdaki sunî ikilemlerden kaçmış gibi yaparak ilk yarı öncesinde ve esnasındaki derin düaliteye sarılması geçmişle hesaplaşmak hastalığından kurtulamadığımızın bir göstergesidir.

Bu meyanda yabancıların gözlemleri ve yazdıkları tarihimizin tekliği, devletlerimizin sürekliliği noktasında çok açıklayıcı olabilmekte. Tamamen kendi çıkarlarının penceresinden bakan ve başarı üstünlüklerini korumak için reel değerlendirmeler yapan ecnebilerin kendi iç yazışmaları aslında bizim için de hazine niteliğinde. “İngiliz Yüksek Komiserlerinin Gözüyle MİLLİ MÜCADELE 1918-1920” kitabı da böyle bir eser. Yrd. Doç. Mehmet Okur ile Murat Küçükuğurlu’nun imzasıyla Serander Yayınları’ndan çıkan 352 sayfalık kıymetli bir kitap.

Döneminin Süper Gücü, İtilâf Devletleri’nin de lideri olan İngiltere’nin başkent İstanbul’daki Yüksek Komiserliği’nce (İşgal Valiliği) Londra’ya gönderilen ve “British Documents on Foreign Affairs: Reports and Papers From the Foreign Office Confidential Print” adıyla 1985’te yayınlanan belgelere İngilizlerin Anadolu’daki siyasi ve askeri birimlerinin iç yazışmalarının eklenmesiyle oluşan eser birçok açıdan tarihimizdeki tartışmaları ve ikilikleri de sona erdirecek cinsten bilgilere hâvi.

Örneğin Önsöz kısmında yer alan Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit’in İngiliz baskısıyla değil kendi hür iradeleriyle Anadolu’daki Millî hareket’e karşı İngiltere’nin desteğini kazanmaya çalışmaları İngiliz belgelerinde sıkça tekrarlanan bir husustur. “Umutlarımı Allah’tan başka İngiltere’ye bağladım” diyen Sultan Vahdettin’e İngilizler fazla yüz verme yanlısı da değillerdir. Zira tüm İslam Dünyası’na Türklerin kesinlikle yenildiğini anlatmak ve ile hala bir tehlike olarak görülen Turancılığa öldürücü darbe vurma amacındadırlar.

Türk halkına İmparatorluklarının küçültülmesi ile ceza vermeyi düşünen İngilizlerin İstanbul Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe, Hindistan’da Evrengzib’in (Babürlü) torunlarının vahşi içgüdülerini kontrol altına almada başarılı olmuş yöntemlerin Osmanlı’nın torunlarına da aynı şekilde uygulanmasından yanadır. Bu bağlamda İngiliz yanlısı Serbestî Gazetesi editörü Sait Molla ile Komiserliğin Askerî Ataşesini görüştürerek kanaat öğrenme ve kamuoyu oluşturma çabaları da eş zamanlı yürütülmektedir.

Türklere karşı bütün hoşgörülü tutumları yasaklayan İngiliz Yüksek Komiserliği, öte yandan Türklerin sıcak yaklaşımlarına aynı şekilde cevap veren Fransız Yüksek Komiserliği’nin ve Batı Anadolu’ya çıkarılan Yunanlılarla ciddi bir anlaşmazlık bulunan İtalyanların İstanbul Yüksek Komiserliği’nin faaliyetlerini de dikkatle takip etmektedir. Zira bu esnada Türk kamuoyunda hangi ülkenin mandasına girileceği tartışması vardır.

İngiliz Yüksek Komiserlerinin Gözüyle Milli Mücadele kitabında Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a çıkışı bir detay olarak verilmez. Lakin İngiltere’nin Karadeniz Orduları Komutanı General Milne’in Mart 1919 istihbarat raporlarında sadece Samsun’da 300 Rum asker kaçağının Türk köylerine saldırdığı zikredilir. İngilizler, asayişi temin için gönderilen Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’daki faaliyetleriyle burada Millî Hareket’i teşkilatlanmaya çalıştığının bölgedeki kontrol subayları ve Pontusçu Rumlar vasıtasıyla anlaşılması Haziran ayını bulmuştur.

( – Devam edecek – )