İletişimi Kolaylaştıralım: Amerikan Yerlilerinin Konuşma Dili

98

İnsan ruhunun en derin ihtiyaçlarından biri anlaşılmaktır. Bu ihtiyaç karşılandıktan sonra, kişi problem çözmeye kayabilir. Bu ihtiyaç karşılanmazsa ego mücadelesi ortaya çıkar. Kimi zaman çekişme hatta şiddet patlak verebilir.


Yerli Amerikan Yönetiminin yüzyıllar boyunca ayrılmaz bir parçası olan Konuşma Sopası, yaklaşık bir buçuk metre uzunluğundadır. (Benjamin Franklin (1706 – 1790) yerli şefler tarafından Konuşma Sopasının ardında yatan fikirler hakkında eğitilenlerdendir). Konuşma Sopası en etkili iletişim araçlarından biridir. Görüş farkları olan insanların karşılıklı saygı yoluyla nasıl birilerini anlamaya başladıklarını gösterir.


Konuşma Sopasının ardında yatan kuram şöyledir: İnsanlar her bir araya geldiğinde, Konuşma Sopası ortaya çıkartılır. Yalnız Konuşma Sopasını elinde bulunduran kişinin konuşmasına izin verilir. Konuşma Sopası sizde olduğu sürece, anlaşıldığınıza ikna olana kadar yalnız siz konuşabilirsiniz. Diğerlerinin anlatmak istediklerini, kendi savlarını, aynı ya da karşı yöndeki fikirlerini belirtmelerine izin yoktur. Ancak sizi anlamaya çalışır, sonra da anladıklarını açıkça ifade edebilirler.


Anlaşıldığınızı hisseder hissetmez, göreviniz Konuşma Sopasını sıradaki kişiye vermek, sonra da onun anlaşıldığını hissetmesini sağlamaya çalışmaktır. O kendi demek istediğini anlatırken, gerçekten anlaşıldığını hissedene kadar onu dinlemek, ne anladığınızı yeniden ifade etmek ve onunla empati kurmak zorundasınız. Her taraf anlaşıldığını hissettiğinde negatif enerji dağılır, çekişme yok olup gider, karşılıklı saygı gelişir.


Çoğu kimse bu süreci kabul etmekte duraksayabilir, biraz sıkıcı, hatta çocukça görüyor olabilir. Ama iletişime öyle bir özdenetim ve olgunluk getiriyor ki çok etkili bir yöntem olduğunu söyleyebilirim.


Elinizde gerçekten fiziksel bir çubuk olduğunda çok dikkat çekeceğinize kuşku yok. Ama illa gerçek bir Konuşma Sopasına ihtiyacınız yok. Bir kalem ya da tebeşir gibi konuşan kişinin ancak anlaşıldığını hissettiğinde başkasına vereceği, sorumluluğu fiziksel olarak konuşana aktaran elle tutulur herhangi bir şey de kullanabilirsiniz. Önemli olan hiç kimse öteki “ Anlaşıldığımı hissediyorum” diyene kadar kendi fikrini savunmamasıdır.


İletişim sorunlarının yüzde doksandan fazlası sözcükleri tanımlama ve verileri yorumlama biçimimizden kaynaklanır. İki kişi birbirini gerçek empatiyle dinlediğinde bu sorunlar kaybolur. Bunun nedeni, diğerinin değerlendirme çerçevesinde dinlemesidir.


Unutmayın, anlamak aynı fikirde olmak demek değildir. Sadece karşınızdaki kişinin gözünden, onun kalbiyle, zihniyle ve ruhuyla görebilmektir.


Saygılarımla.