“İleri Demokrasi”

112

MHP’ye akla gelmeyecek tuzaklar kuruluyor ve oyunlar oynanıyor.  Bütün bunlar “ileri demokrasi”nin bir gereği olsa gerek! Ancak derin devletlerin başaracağı bir kaset taarruzundan sonra, Diyarbakır mitingi öncesinde bazı MHP’lilerin gözaltına alındığı görülüyor. Amaç MHP’ye Diyarbakır’da miting yaptırmamak. Kürtleri değil; ama içeriden ve dışarıdan kumandalı Kürtçülüğü kullananlarla,  bundan çıkar sağlayanlarla ülkücüleri karşı karşıya getirmek. Bu İçişleri Bakanlığını bir tasarrufu olduğuna göre demek ki niyet de budur.

Açılım maceralarıyla birbirine ötekileştirilmeye, soğutulmaya çalışılan insanlarımız şimdi de “haydi çatışın” komutu ile karşı karşıya. Ülkücü ile Kürtçü ırkçılar çatışacak ama malı birileri götürecek. Bir iki MHP ilçe başkanını kafaya almışlar ve istifa ettirmişler. Bunların gittikleri parti de belli.

Yargının da artık bağımsızlığından bahsedebilmek zorlaşmaktadır. Yürütmenin emrine girmiş bir yargı; iktidar partisinin temsilcisi haline gelen kamu görevlileri herhalde “ileri demokrasi”nin ilk belirtileri oluyor. YSK’nın on gün içinde fikir değiştirip Kürtçü ve ırkçı bazı eski siyasilerin önünü açtığını unutmadık. Kasetler konusunda yapılan müracaat da boş çıktı. YSK’ya bu ortamda neden ihtiyaç duyulur anlaşılamıyor. Seçmen kayıtlarını İçişleri Bakanlığına devretmişken YSK’nın görevlerini de aynı yere devretsek ne olur?!

MHP’ye oynanan ileri demokrasi oyunları aklı başında olan herkesi MHP’yi destekleme yöneltmektedir. MHP oylarının %17-18’i aşacağı iddiaları yaygındır. Diğer taraftan, seçmen sayısında görülen sekiz milyonluk artış açıklığa kavuşmuş değildir. Seçim öncesi bu kadar hile ve oyuna başvuran siyasi irade, seçimlerde ve sonrasında neler yapmaz ki? Şu halde, herkes demokrasinin mücahidi olmalı.

Genel seçimler öncesinde Ege Denizindeki Eşek ve Bulamaç Adalarının Yunanistan tarafından işgal edildiği milli hassasiyeti kalmış birkaç yayın organında yer alıyor. Siyasetçilerden buna tepki pek yok. Tam tersine ülkenin Dışişleri Bakanı Newyork Times’a verdiği demeçte Türkiye’nin sınırlarının yapay olduğundan bahsediyor. Demek ki Ege’de iki üç ada ve bir miktar kara parçasının Türkiye’den kopmuş olması önemli değil. Sorunları sıfırlamak için bu belki de gerekli.

Türkiye’nin en büyük talihsizliği Türk yerine Türkiyeliliği ileri süren “Türkiye sadece Türklerin değildir” diyebilen sözde devlet adamlarına sahip olabilmesidir. Şimdi de asimilasyonların bittiğinden bahsediyorlar. Ne Selçuklu, ne Osmanlı, ne de Cumhuriyet Türkiye’si eritmeye ihtiyaç duymamıştır.  Tam tersine yönettiğimiz her coğrafyada o çağın çok ötesinde insan hakları ve hürriyetler tanıdık. Anadolu’da tersine işleyen bir eritme var. Bugün birçok Türkmen köyünde Türkçenin unutulmuş olması nasıl izah edilebilir? Tam tersine; milli kimliği ve ülkesinin çıkarlarıyla uğraşmayı demokratikleşme zanneden aydın maskaraları dün ve bugün egemenliğini sürdürüyor.

Yurtdışında Türk ve Müslüman topluluklar üzerinde uygulanan çirkin eritme politikalarına neden karşı çıkılmaz da Türkiye içinde “asimilasyon” arayışlarına çıkılır? Bu iddiada bulunanlar eritme ile sosyal bütünleşme arasındaki farkı öğrensinler. Sosyal bütünleşme, kültürel bir etkileşimdir, kültürleştirmedir ve zora dayanmaz. Eritme ise, tamamen farklı kültürel değerlere sahip topluluklardan birinin diğerini zorla kendisine benzeştirme sürecidir. Bu süreç Anadolu’da işlemiş olsaydı; işbirlikçiler ve Türk’e karşı ırkçılık yapan gruplar bugün ortaya çıkabilir miydi?

Not: Büyük devlet adamı, KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş‘a geçmiş olsun der, en derin saygılarımızı sunarız.

Önceki İçerikHabil ile Kabil
Sonraki İçerikFatihe Saygı Dilekçesi
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)