Birilerinin o kanal senin, bu kanalizasyon benim diyerekten bi koşu seslendirdikleri ‘anadilde eğitim‘ talebi aslında yerel dillerde eğitim talebidir. Nasıl ki anayasa annemizden kalan öğütlerin ajandası değilse anadil de o ülke insanlarının ortak ve temel anlaşma dilidir. Kimi annelerin konuştuğu etnik diyagramlar ise yerel dillerdir.
1860‘larda Osmanlı‘ya başkaldıran Bedirhanların geleneği Nasturî-Nusayrî-Zerdüşt-Gregoryen-Yahudî beşlemesinden beslene geldi. Ve şimdi Sünnî tarikatların da desteğini aldı. Aldı aldı da sanki memleketin yarısı Kurmanç, yarısı Soranî, yandan çalma az bir kısmı da Zaza.
Oysa ki Partiya Karkeren Lâzistan (PKL) gibi örgütler, Boşnaklara yönelik faili meçhûller, Gürcülerin mecliste gurup kuran Bakımsız Demokrasi Partisi (BADEP), Abazaların Heybeliada‘daki örgütbaşısı, yıllardır inkâr edilen Yörük kimliğinin tanınması, Kandil‘de yuvalanan Çerkez militanların silah bırakması, Pomak gerilla cenazelerinin Bartın‘a getirilirken çıkan olaylar, Ege ve Akdeniz sahillerinde örgütlenen Alevî mafya babaları, Güneydoğu‘daki kalaşnikoflu Roman aşiretleri, bölgenin yadsınamaz gerçeği olan Arnavut şıhlar var.
Ne yani; silahla – terörle sonuç alınır, birilerinin bileğinin hakkıdır anadilde eğitim mesajı mı veriliyor? Hepsinden önemlisi Türk Milleti‘ne kıçı kırık terör örgütüyle dikilerek mi federasyona zorluyorlar? Siz kiminle dans ediyorsunuz?
Gelelim ‘Ecdat ne yapmış?‘ sorusunun muhatabı semitik Neo Osmanlıcılara: Osmanlı Tarihi‘nde Türkçeyi resmî dil yapan ilk padişah Sultan II.Abdülhamit‘tir. Sene 1876; madde 7. Rıhtımlara / limanlara Türkçe dışında yazı / tabela asılmamasını Zühdü Paşa‘ya bir nizamname ile ilân ettirmiştir. (Bkz: Galataport) Otellere verilen isimlere dikkat edilmesi hususunda emir çıkarmıştır, sene 1891. Türkçe öğretmeyen kurumların kapatılması tâlimatını vermiştir, sene 1894.
Hani şu Türklerin ‘bîidrak‘ muamelesi gördüğü hengâmede vezirin ‘Pis Türk‘ dediği bahçıvanına “Ben de Türk’üm” diyerek sahip çıkan adam. Hani şu Karakeçili Oğuz Aşiretinden sarayda özel Muhafız Alayı oluşturan hükümdar. Hani şu eşkâl tanımlamasına engel olduğu için peçeyi resmen yasaklayan Ulu Sultan. Hani şimdilerde kiliselerini özel ayinle açtığımız ve tepesine törenle haç taktığımız taifenin Kızıl Sultan lakabını taktıkları Hünkâr.
Bakın bakalım II.Abdülhamit’e bombalı suikast yapanlarla Eşref Bitlis’in uçağı düşürenler aynı telden mi?
Geçen Cuma hutbede imam; “Allah’ın mescidlerini, câmilerini ancak mü’minler inşa eder” demişti. Hâlâ düşünüyorum; ya kiliseleri kim?
Anadilde eğitim, Anayasanın değiştirilemez ilk 3 maddesinin hedefe konması, kurbağanın yavaş yavaş ısıtılan federasyon suyu..
Görünen o ki başa döneceğiz ve dönüşümüz suskun olacak.