Hicret 2012 – 3

94

 

İtaat – teslimiyet ve cesaret

Günümüz dünyasında hicret edilebilecek bir Medine yok.

Her yer Mekke;

Medine’yi Mekke’nin içerisinde oluşturmak gerekir.

Muhacirler Medine’ye yerleştiler ama Mekke’yi unutmadılar

Müslümanlarda Dünya’ya yerleşince Cenneti unutmamalıdırlar.

Cennet Müslümanların vatani aslisidir

Hicret esnasında peygamber(sav) yol arkadaşı olarak Hz Ebubekir(ra) ön plana çıkar.

Fakat o gece peygamberimizin evinde ve O’nun yatağında malum görev üzere sabahlayan

Hz Ali(ra) ihmal edilir.

Hz Ali 20’li yaşlarda çiçeği burnunda bir delikanlı

Müşrik fedaileri peygamberimizi bulamayınca öfkeyle Hz Ali’yi öldürebilirler.

Gerçi onların hedefi Hz Ali değil ama

İşin ucunda yinede böyle bir tehlike de var.

Günümüz İslami cemaat ve kanaat önderlerinden

Yöneticilerden kaç tanesi etrafında onlarca gönüllü varken kendi çocuğuna yâda damadı olacak en yakınına böyle tehlikeli görevi verir.

Bunun Türkçesi şudur: Kendini kurtarmak için başka birini feda etmek.

Çocuklarını askere dahi göndermeyenlerin

Hicreti fedakârlığı itaati teslimiyeti cesareti konuşmaları mikrofonik gevezelik değil de nedir.

Evet, Hz Ali ya beni öldürürseler diye hiç itiraz etmedi.

Hz Peygamberde Ali varken bir başkasına o tehlikeli görevi vermedi

Demek ki fedakarlığa önce kendinden yada en yakınından başlamak gerekir

İşti liderlik budur.

Peygambere itaatta budur

Gerisi hikâye

Gayri Müslimler Günümüz Müslümanlarına

Yâda günümüz Müslümanları bir birlerine güvenip de

Değerli eşyalarını emanet edebilirler mi?

Böyle bir durumda biz olsak nasıl davranırdık.

Bizim canımıza kast edecekler

Biz emanetleri sahiplerine iade etmenin derdine düşeceğiz

Müslüman’ın güvenilir olma sıfatlı burada ortaya çıkıyor.

Müslüman aynı zamanda dürüst ve güvenilir olmak zorundadır

Hicret emri gereği Müslümanlar üçerli beşerli guruplar halinde

Medine’ye doğru yola çıkarken

Yaşlı, hasta ve yatalak bir sahabe

Çocuklarını yanına çağırarak

“Evlatlarım bildiğiniz gibi hicret ayeti nazil oldu.

Ama ben yaşlı ve yatalak bir insanım yürüyemem.

Allah’ın bir emrini yerine getirmeden O’nun huzuruna çıkmaya da utanırım.

Bir sedye getiriniz.

Beni üzerine koyunuz

Beni de beraberinizde götürünüz” der

Sedyenin üzerinde bir miktar gittikten sonra ruhunu teslim eder

Hicrette böyle bir ruh vardır.

İşte bu itaattir.

Teslimiyettir.

Hicretteki cesareti de unutmamak lazım.

Cesaret sadece iman gücüyle ilgili değil

Aynı zamanda kas gücü ve fıtratla da ilgilidir.

Hz Ömer (ra)ın aleni hicret etmesi

Hicret ederken

“Ey müşrikler; işte ben hicret ediyorum.

Kim karısını dul çocuklarını yetim bırakmak istiyorsa önüme çıksın” haykırışı

Müslüman cesaretli olduğu zaman Allah(cc) düşmanın kalbine korku salar,

Cesaretini yitirince de kalbini korku kaplar.

Ve Medine’ye hicret gerçekleşir.

Gerçekleşir ama muhacir evsiz barksız yurtsuz ve yuvasız bir haldedir.

Bu kadar fedakârlık yapan insanları yüz üstü bırakmak olmaz

Burada Peygamber(sav)in zekâsı ve dehası devreye giriyor.

Bir Ensar ile bir Muhaciri kardeş ilan ederek

Muhacirlerin

Barınma ve beslenme meselelerini hallediyor.

Lider aynı zamanda tebaasına sahip çıkan ve onların müşkülatlarını çözen insandır.

Hep ver hep ver

Mantığı İslam’a uygun değildir

Muhacirler de yemek yatak bedava

Yat ye deyip ense yapmadılar.

Kısa süre içerisinde kendi ayakları üzerine duracak hale geldiler.

Muhacirler Medine’ye yerleştiler ama Mekke’yi unutmadılar

Müslümanlarda Dünyaya yerleşince cenneti unutmamalıdırlar.

Çünkü Cennet Müslümanların vatani aslisidir

Allah bizi hicreti gerçek manada anlayanlardan ve nefsinde yaşayanlardan eylesin.

Hicri yılbaşınız tekrar mübarek olsun…