Hekimlik, insanlığın var oluşundan beri kutsal bir meslektir. Sağlık hizmetinin çekirdeği ve olmaz ise olmazı bir konumdadır. Hekimlik zekâ, çalışkanlık ve fedakarlık isteyen bir meslek olup sosyal zeka, fen ve matematik kabiliyetlerinin de iyi olmasını gerektiren, bilgi ve sanatın birlikte kullanıldığı bir meslektir.
Hekimler geçmişte bir tıp zanaatkârı olarak çalışıyordu. Günümüzde ise sağlık sisteminin en önemli aktörü olarak hizmet vermektedirler. Ülkemizde 2003 yılından itibaren uygulanan sağlıkta dönüşüm programı, halkın bu hizmeti almasında önemli iyileşmeler sağlamıştır. Ama bu sisteminde özellikle sağlık çalışanları yönünden eksikleri, hataları ve düzeltilmesi gereken yerleri mevcuttur. Sağlıkta dönüşümün getirdikleri ve muayenehane hekimliği hususunda Kocaeli Aydınlar Ocağı internet sayfalarında değerlendirmelerim olmuştu. Bu yazımda ise özellikle bu yeni sistem sebebiyle oluşan ve hekimlik mesleği uygulamalarını da etkileyen muhtelif sorunlara dikkat çekmeye çalışacağım.
Hekimlerin şu anda en öncelikli sorunu emekli olma korkusudur. Emekli maaşları eğitim ve statülerine uygun hale getirilmediği için ciddi bir ekonomik yetersizliğe düşme korkusu, çoğu hekimi emeklilik dönemi gelse bile bir ek iş bulmadan emekli olmaktan alıkoymaktadır. Aktif hekimlikteki ek ödemelerin ortadan kalkması ve bunların emekliliğe yansımaması , birçok hekimi değil emekli olmak doğru dürüst bir tatil yapmaktan bile alıkoymaktadır. Bunun için öncelikle hekimlerin özlük haklarının düzeltilmesi ve emekli maaşlarının eğitim ve statülerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
-Uygulanan performans sisteminin, mesleğin icra edilmesindeki her faktörün göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesine ihtiyaç vardır. Yürürlükteki performans değerlendirmesi daha çok sayısal kriterler ağırlıklıdır. Şu anki performans değerlendirmeleri, mesleğimizin risk, zahmet, bilgi-beceri ve özel kabiliyet gibi önemsenmesi gereken hususları yeterince kuşatmamaktadır. Bir miyalji ile kalp enfarktüsünün; basit ve kolay bir cerrahi müdahale ile ağır bir genel cerrahi-göğüs-ortopedi-beyin cerrahi müdahalelerinin performans değerlerinin çok daha belirgin ikinciler lehine olması gerekir. Bu düzenleme zahmetli- özel ilgi gerektiren hasta ve hastalıkların sahiplenilmesini de kolaylaştıracaktır.
– Sağlık sisteminin ekonomisinin bel kemiği olan SUT fiyatlarının güncellenmesine ihtiyaç vardır. Bu rakamlar enflasyon ve asgari ücret artışları da dikkate alınarak düzeltilmelidir.
– Mesleğin itibarı öncelikli olarak meslektaşlarımızın temin edip yücelteceği bir husustur. Bununla beraber yöneticilerimizin, hekimleri halkın gözünde küçük düşürücü söylem ve davranışlarda bulunmamaları da gerekir. Meslektaşlarımız arasında bulunabilecek çok az sayıdaki olumsuz örnekler, genelleme ile hekimlik ve hekimlerin tamamına teşmil edilmemelidir. Çok daha fazlasını bulabileceğimiz olumlu örnekler gösterilerek hekimliğin saygınlığı artırılmalıdır.
-Sağlıkta şiddetin önlenmesine yönelik tedbirlerin önemsenmesi ve caydırıcı hukuki tedbirlerin daha çarpıcı bir şekilde uygulanması lüzumludur.
-Nöbet, icap sistemlerinin gözden geçirilerek hem hizmet alanlar, hem de çalışanlar için mağduriyet sebebi olmaması sağlanmalıdır. Her hekim, nöbetin kendisi için kaçamayacağı bir çalışma biçimi olduğunu bilir. İcap nöbetinin de mesleğinin bir gerçeği olduğunu kabül eder. Ama bunların bir angaryaya ve özel hayatı tümden ortadan kaldırıcı hale de dönmemesi gerekir.
-Atamalar da uzman, üst uzmanlık, aile bütünlüğü gibi unsurların dikkate alınması, mecburi hizmet sonrası görevlendirmelerdeki tıkanmaların giderilmesine ihtiyaç vardır.
-Tam gün muayenehane hekimliğinin SGK sistemine dâhil edilmesi gerekir. Özellikle bir kamu kuruluşunda çalışan hekimin ayrıca muayenehane çalıştırmasının sakıncalarını, bunun sebep olduğu mağduriyetler ve yanlışları tabi ki savunamayız. Ancak, yalnız muayenehanesinde hizmet vermek isteyen hekimlere de bu imkânın verilmemesi yanlıştır. Mesleğini bu şekilde icra etmek isteyen hekimlere bu imkân tanınmalıdır. Bu yerlerin, özellikle teşhis ve takip vakalarında güven vericiliği ve kolay- her an ulaşılabilirliği de göz önüne alınarak, aile hekimleri, kamu ve özel hastaneler yanında bir alternatif olduklarını unutmayarak yaşamalarını sağlamalıyız.
-Mal praktıs(meslekhataları) konusunda, hekimlerin mesleki uygulamalarında güvenceyi artıran düzenlemeler yapılmasına ihtiyaç vardır. Hastayı koruyan ve hekimi daha sorumlu ve dikkatli olmaya yönelten bu konu, uygulama pratiğinde hekimi mesleğini uygulamada risk almayarak, daha çok tetkik-konsültasyon veya sevk yoluna yöneltmektedir. Bu durum hekimin verimliliğini azaltmaktadır.
Bu ve bunun gibi mesleğimiz ve meslektaşlarımızın sorunları mevcuttur. Bunların araştırılıp düzeltilmesi sağlık sistemimizi çok daha ileriye taşıyacaktır. Sağlık sisteminin merkezini oluşturan hekimlerimizin bu ve benzeri sorunlarının önemsenerek düzeltilmesi gerekir. Bu düzeltmeler sonucu sağlık sistemi çok daha kaliteli, verimli, güvenli ve ekonomik hale gelecektir. Hekime ihtiyaç duymadan ama onların şefkat ve hizmetinin her an yanımızda olacağı güvencesi içinde sağlıklı ve mutlu günler dileğiyle…