Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzik Bölümü, Yaylı Çalgılar Ana Sanat Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Türkmen, aynı zamanda bestekârdır. ‘Gönüllere girme derdi olanlara…‘ ithaf ettiği bestelerle sessizce gönüllere girip mutena bir köşeye yerleşiveriyor.
Dinar Belediye Başkanı Saffet Acar’ın ‘Sunuş‘ başlıklı yazısıyla başlayan eser, Doç. Dr. Uğur Türkmen’in kitap hakkındaki açıklamasından sonra şarkıların notaları ve güfteleri ile devam ediyor.
Abdülkadir Meragî’den (?-1434), Buhurîzâde Mustafa Itrî Efendi’den (1630-1711), Hâfız Post’dan (1630-1694), Hammamîzâde İsmail Dede Efendi’den (1778-1846), Tanbûrî Cemîl Bey’den (1873-1916) aldığı gıyâbî feyzle; ‘günümüzün mûsıkî üstadı, geleceğin müzik âlimi‘ olarak anılmaya lâyık Uğur Türkmen, sözlü eserleri; gitar, org, piyano gibi batı müziği enstümanlarıyla da icra etmek isteyen gençleri, transpoze etme külfetinden kurtarmak için iki farklı nota sisteminde yazdığını belirtiyor.
Öyle anlaşılıyor ki Hocamız, gündüz ilimle yorulan zihnini ve bedenini, gecelerde ve tatil günlerinde müzikle yoğurarak dinlendirmiş.
17 X 24 santim ölçülerinde, parlak kuşe kâğıda basılı 101 sayfalık eserinde, sözleri Süleyman Uysal’a ait 18, İsa Oğuz ve Derviş Yoksul mahlasını kullanan Şemsettin Kubat’a ait 2’şer, Ayhan Baran, Şahinkaya Dil ve Ayhan Yarıcı’ya ait 1’er olmak üzere 25 adet şarkı ile Hicaz, Hüseynî, Kürdilihicazkâr, Muhayyerkürdî, Nihavend, Saba-Uşşak ve Segâh makamlarında 9 adet saz eseri notalarıyla birlikte yer alıyor.
Şarkıların sözleri insanlarımızı iyiye, doğruya ve güzele yönlendiriyor. Hepsi; temelinde İslam bulunan millî kültürümüzü oya gibi işleyen, sevgiye yönlendiren ve insan sevgisini yücelten eserler…
Repertuarını zenginleştirmek, renklendirmek isteyenler için mükemmel bir fırsat.
Sanatın ve estetiğin yalnızca İstanbul’da bulunabileceğini, yaşanabileceğini iddia edenlere inat, sanatın; Anadolu topraklarında doğup geliştirildikten sonra İstanbul’a armağan edildiğini ispat etmek maksadıyla hazırlanmış bir eser. Göz okşuyor, gönül dolduruyor
Kitaptan, tadımlık bir şiir:
UŞŞAK İLÂHİ
‘Lâ ilâhe illallah’
Sever isen Allâh’ı
Hem de Resûlullâh’ı
Zikret Veliyyullâh’ı
Lâ ilâhe illallâh
Hakikatin yapısı
Sekiz cennet kapısı
İhvanların tapısı
Lâ ilâhe illallâh
Süre-i Mııhammed’te
Beşyüzdoksan sayfada
Yirmisekiz âyette
Lâilâhe illallâh
Kur’ân-ı Kerîm’dedir
Fa’lem ennehû’ durur
Yüzdört kitapta budur
Lâ ilâhe illallâh
Âşıkları coşturan
Hadden öte aştıran
Gönülleri taştıran
Lâ ilâhe illallâh
Yoksul Derviş bu adı
Çalar dilde bünyadı
Her dem eyle feryâdı
Lâ ilâhe illallâh
(Güfte: Yoksul Derviş)
Dinar Belediyesi’nin kültür hizmeti olarak sunulan eser:
1-Doç. Dr. UĞUR TÜRKMEN
2-DİNAR BELEDİYESİ
3-AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ
DEVLET KONSERVATUARI MÜDÜRLÜĞÜ
Adreslerinden talep edilebilir.
Transpoze: Bir şarkının akor ve gamlarını başka bir gama taşıyarak şarkının tonunu değiştirmektir. Türk müziği sazlarına göre yazılmış bestelerin, batı müziği müzik âletleri ile de icra edilebilmesi için düzenlenmesi işlemine verilen isimdir. Umumiyetle bir şarkının tonunu solistin daha rahat söyleyebileceği bir aralığa çekmek için kullanılır.
Bünyad: Esas, temel.
Doç. Dr. UĞUR TÜRKMEN:
1971 yılında Kütahya’da doğdu. İlk ve orta tahsilini Kütahya’da tamamladı. 1993 yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi. 1996 yılında Selçuk Üniversitesi’nden ‘İlim Uzmanlığı’nı, 2005 yılında ise Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Müzik Ana İlim Dalı’ndan ‘Doktora’sını aldı. 2006 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda Yardımcı Doçent olarak göreve başladı. 2010 yılında Doçent oldu.
Müzik eğitimi ve müzikoloji alanlarında millî ve milletlerarası ilmî toplantılarda bildirileri, meslekî ve hakemli dergilerde makaleleri, ‘müzik eğitimi, oda müziği-orkestra, çocuk şarkıları’ alanlarında kitapları yayımlandı.
İlmî çalışmalarından bazıları:
Milletlerarası hakemli dergilerde 2 makalesi, Milletlerarası ilmî toplantılarda sunulmuş 8 adet bildirisi, hakemli dergilerde yayımlanmış 10 makalesi, millî toplantılarda sunulan ve bildiri kitaplarında yer alan 12 bildirisi, Türkiye’de düzenlenmiş ilmî toplantılarda davetli konuşmacı olarak sunulmuş 3 adet bildirisi vardır. Kitaplara yazdığı bölümlerin sayısı 26, hazırladığı kitap-CD’lerin sayısı 4’tür. Ayrıca meslek dergilerinde yazımlanmış 8 adet makalesi bulunmaktadır.
Verdiği dersler: *Müzikle alakalı işitme, okuma ve yazma yöntem ve stratejileri,*Solfej, Araştırma Yöntemleri ve *Seminer.
DERKENAR:
Çocuklara Kitap Okumayı Sevdirmenin Püf Noktaları:
Dünyaca tanınmış Arjantinli yazar Jorge Luis Borges ‘Ben daima cennetin bir tür kütüphâne olduğunu hayal ettim‘ diyordu. Ancak akıllı telefonlar, video oyunları, tabletler ve daha pek çok araçla bugün teknoloji, heyecanlı ve renkli dünyası ile çocukların dikkatini çekiyor. Gerçekten de gençlerin teknoloji dünyasından uzaklaşıp kitap okumaya yönelmesi kolay değil. Çünkü günümüzde onlar cenneti kütüphaneler yerine bilgisayarlarda arıyor. ABD’nin önde gelen eğitim platformlarından Edutopia, ailelerin ve eğitimcilerin çocuklara kitapları sevdirmesinin yollarını bir kitapçıkla anlatıyor.
Sorular sorun
Çocuklarınıza kitapları sesli okuyun. Bundan büyük keyif alacaklar. Daha sonra okuduklarınızla ilgili sorular sorun. Bölümlerde cevapların saklandığı yerleri bulmasına yardım edin. Onlara kitapları aşkla, şefkatle ve anlayışla aktarın. İyi okunan bir kitap, onları motive eder.
İlgi alanlarını gözleyin
Onları okumaları için cesaretlendirirken, hangi tip kitapları tercih ettiklerini de dikkate alın. Bu belki mizah, hikâye, târih veya roman olabilir. Ne sevdiklerini anladıktan sonra, ona göre kitaplar seçebilirsiniz.
Rahat bir alan yaratın
Çocuklara rahat bir okuma ortamı yaratın. Olabildiğince, uygun ışık, dikkat dağıtıcı unsurlardan arınmış bir ortam sağlayın. Çocuklar okuma alanlarını severse, bu onlarda zamanla bir alışkanlık hâlini alabilir. Bu sâyede çocuklar ortam ile okuma arasında olumlu bir ilişki kurmaya başlar.
Materyalleri çeşitlendirin
Evde ya da okulda okuma materyallerini nasıl çeşitlendirdiğiniz, okumayı sevdirmede önemli rol oynar. Mesela, çocuklara yaşlarına uygun mizah kitapları, dergi ve gazeteleri okumaları için izin verin. Bu, sadece özgüveni artırmayacak, onları okumaları için cesaretlendirecek. Okumanın keyifli bir aktivite olduğunu keşfedecekler.
Siz okurken onlar çizsin
Çocuklar, sınıflarında edebiyatsever bir öğretmen görürse, tutkusunu paylaşmak isteyebilir. Onlara favori kitaplarınızdan ve size neler hissettirdiğinden bahsedin. Sınıfta siz yüksek sesle okurken, çocuklardan hikâyeyle ilgili resim çizmelerini isteyin. Okuduğunuzla daha çok ilgilenmeye başlayacaklar. Aileler de bunu evde uygulayabilir.
Kitap seçmelerini isteyin
Sınıfta tahtanın önüne bir sandalye koyun ve bunu okuyucu sandalyesi olarak tanıtın. Öğrencilerinizden heyecan duydukları bir kitabı seçmelerini isteyin ve ardından derste yüksek sesle okumaları için okuyucu sandalyesine dâvet edin. Herkese okuma hakkı tanıyın ve sonrasında sorular için vakit ayırın. Ancak bunu şart koşmayın, doğal bir süreçte eğlenceli ve istekli bir şekilde yapılmasına gayret edin.
Sınıf kütüphanesi oluşturun
Bir sınıf içi kütüphaneye sahip olmak önemlidir. Çünkü bazı öğrencilerin aileleri, kitap alabilecek maddî durumda olmayabilir. Bu kütüphane sâyesinde, evlerinde kitaba ulaşma imkânı olmayan çocuklar, okuma sevgisi kazanabilir. Ayrıca okul kütüphânesine gitmekten çekinen ya da bu konuda tembellik gösteren öğrenciler de eğer sınıfta yeterince kaynak varsa, bu açığı kapatabilir.
Grup halinde okuma yapın
Okuma konusunda isteksiz veya yetersiz olanların şevklerini artırmak için yaşça daha büyük öğrencilerinizle grup oluşturabilirsiniz. Bu sâyede alt sınıflardaki çocuklara kendi yaşlarına daha yakın öğrencilerden faydalanma fırsatı vermiş olursunuz.
Kitapları seviyesine göre ayırın
Çocuk kitabı da olsa, her kitabın seviyesi aynı değil. Kimi bolca resme yer verirken, bâzıları daha zorlu olabiliyor. Sınıf kütüphanesindeki kitapları okuma zorluğuna göre çeşitli renk kodlarıyla seviyelere ayırabilirsiniz. Böylelikle öğrencileriniz üst seviyedeki kitapları okumak için daha fazla şevk gösterebilir. Okuma egzersizleri yaparken, onlardan bir basamak ilerlemelerini isterseniz, başarılı bir okuma seyri yakalayabilirsiniz.
İlmî kitaplara yer verin
Bâzı çocukların hikâyeye, romana değil de, bilime ilgisi vardır. Çoğu çocuk renkli bilim kitaplarını okumaktan büyük keyif alır. Kütüphânede onlar için hazırlanmış bilim kitaplarına da yer ayırın. Okuma sevgisi için her şeyden önce ilgi duyulması gerekiyor.
Yeni çıkanları tanıtın
Artık basımevleri çocukların ilgisini çekebilecek, çok değişik tasarımlara sâhip kitaplar yayımlıyor. Belli periyodlarla yeni çıkan kitapları çocuklarınıza tanıtabilirsiniz. Öğretmenler ise, aralarda veya ilgili derslerin bir kısmını kitap tanıtımına ayırabilir. Öğrenciler de bu tanıtımlara dâhil edilirse hem özgüvenleri gelişir, hem de kitaplara ilgileri artar.
Kapak tasarımı yaptırın
Çocuklara beğendikleri kitapla ilgili poster veya kapak tasarımı yapmaları için ödev verebilirsiniz. Ayrıca kitaptaki karakterleri çizdirmek ve kâğıdın altına bunların özelliklerini belirtmelerini istemek de kitaplara ilgilerini arttıracak yöntemler arasındadır.
Haftanın yazarını belirleyin
Aileler evde haftanın yazarını belirleyip, çocuklarını okuma yapmaları yönünde teşvik edebilir. Öğretmenler ise her hafta bir yazar seçip, sınıfta okumalar yapabilir, yarışmalar düzenleyebilir. Öğrencilerinizden bu yazarlarla ilgili yazılar da isteyebilirsiniz. Böylelikle çocuklar, yazarları daha yakından tammış ve araştırmış olur.
Tartışmalar düzenleyin
Daha üst sınıftaki öğrenciler için kitaplardaki tema, bölüm ve karakterlerle ilgili tartışma atölyeleri düzenleyebilirsiniz. Romandaki karakter analizinde ortaya, tartışmaya açık bir nokta atarak öğrencileri kitaplar hakkında daha yoğun düşünmeye sevk edebilirsiniz. Bunu bir yarışma havasında, işin içerisine biraz da rekabet katarak yaparsanız, geleceğin edebiyat eleştirmenlerine ‘merhaba‘ diyebilirsiniz. Zaman zaman okullara dâvetli olarak gelen yazarlarla, öğrencileri bir araya getirerek, bu atölyelere güç katabilirsiniz.
Kitapçıları birlikte gezin
Çocuğunuzla birlikte kitapçıları gezin. Bırakın raflarda kendi keşiflerini yapsınlar. Siz de zaman zaman onları kitap seçimleri konusunda yönlendirebilirsiniz. Kitapçı veya kütüphânede vakit geçirmeyi sevmeye başlarlarsa, hayat boyu kitap okuma alışkanlığına sâhip olurlar.
(Nuran Çakmakçı: Hürriyet Gazetesi, İstanbul 1 Şubat 2016)
KUŞBAKIŞI
KONFÜÇYÜS / SÖZLER
Konfüçyüs, ‘Konfüçyüsçülük‘ veya ‘Konfüçyüsyanizm‘ olarak anılan, kimilerine göre ‘din‘ olduğu iddia edilen, hakikatte ise; ‘ahlak sistemi’ veya ‘felsefî doktrin’ olarak kabul edilebilecek sistemin kurucusudur. Kendisi, ilâhî bir sistemin temsilcisi olduğunu iddia etmemiştir. Dînî mevzular üzerinde de konuşmamıştır. Metafizik (akla dayanan, vahiyle alakası olmayan) mevzular üzerinde konuşmuş, ahlaklı olmayı, atalara ibâdet derecesinde saygı gösterip bağlı kalmayı, ana-baba ilişkisinin ehemmiyetini anlatmıştır. O’na ait olduğu söylenen kitaplar, öğrencileri tarafından yazılmıştır. ‘Sana yapılmasını istemediğin bir hareketi, başkasına yapma‘ prensibini ortaya koyan kişidir.
M.Ö. 551-479 yılları arasında yaşadığı kabul edilen Konfüyüs’ün öğretileri ölümünden sonra din olarak kabul edilmiş ve Çin, Tayland, Tayvan, Wietnam, Kore, Japonya ve Hindistan’da taraftar bulmuştur.
Felsefe Târihçisi Birdal Akar‘ın Türkçeye tercüme ettiği, 12 X 19,5 santim ölçülerinde 155 sayfalık kitapta; ‘Öğrenmeye Dair, ‘Hükümdarlık Üzerine‘, ‘İyiliğe Komşu Olmak‘, ‘Anlatmak Üzerine‘ ve ‘Aileye Dair‘ gibi başlıklar altında Konfüçyüs’ün öğretilerinden bir bölüm veriliyor.
Dikkati çeken sözlerin bir kısmı:
*Kıvrak konuşan ve samimiyetsiz gülen birinin iyi olduğunu düşünmek zordur.
*Hiçbir zaman ahlaksızlık düşünme.
*Yüksek vazifelere erişince tevazuu elden bırakan, törelere hürmetsizlik eden birinin insan olduğunu düşünmek nasıl mümkün olur?
*İyiliğin komşuluğunda yaşamak, insanı mükemmelliğe vardırır.
*İyiliği seven kişi, hiçbir şeyi ondan üstün germez.
*İnsanı yaşatan dürüstlüğüdür. Dürüst olmayan bir hayatı yaşamaya kalkışırsan, seni kurtarabilecek olan tek şey, kör tâlihindir.
*Efendi insan, mâtem tutan biri sofrasına oturduğunda, doyacak kadar yemez.
*İnsanların güvenini kazanamamış bir devletin ayakta durması imkânsızdır.
*Asil insan; etrafına hürmetkâr olmak, etrafında huzur tesis etmek için kendisini yetiştirir.
*Yalnızca çok bilgeler ve çok ahmaklar değişmez.
*Asil insan, halkına cemerttir fakat israf etmez. Vazife verir fakat kimsenin âhnı almaz. Arzu eder fakat açgözlülük etmez. Yücedir fakat kibirlenmez. İnsanlarda korku uyandırır fakat zulmetmez.
Çinliler, Konfüyüs’ten öğrendiklerini Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türkler için tatbik etseler ne iyi olurdu.
ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş.
İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50 Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: otuken@otuken.com.tr www.otuken.com.tr
TÜRKSÜZ AVRUPA:
Atilla Ataman’ın Tcherep Spiridovitch’ten dilimize çevirdiği 208 sayfalık kitap, güvenlikçi Avrupa anlayışının oryantalist bakış açısıyla birleşmesinin elle tutulur örneği olması bakımından mühimdir. Ayrıca eserde ağırlıklı olarak Fransa’nın güvenlik politikaları işlenmekte ve bu dönemde yaşamış birçok Fransız yazarın Osmanlı Devleti ile alakalı farklı değerlendirmelerine de yer verilmektedir. Türksüz Avrupa, bu bakış açısının ve Avrupa-Türkiye arasındaki bugünkü kültür ve siyâset ilişkilerine damgasını vuran târihî arka plânın daha iyi anlaşılabilmesine yardımcı olabilmektedir. Zira Avrupa bilinçaltına yerleşen Türk meselesinin zihinlerde oluşan, hakîkatle alakası olmayan düşünceler, farklı boyutlarda bugün hâlâ karşımıza çıkmaktadır.
PINAR YAYINLARI:
Alemdar Mahallesi, Çatalçeşme Sokağı Nu: 27, Defne Han Oda: 15 Cağaloğlu, Fatih, İstanbul. Telefon: 0.212-520 98 90 Belgegeçer: 0.212-527 06 77 e-posta: bilgi@pinaryayinlari.com www.pinaryayinlari.com
ESKİ YUNAN’DA MİT VE TRAGEDYA:
Oresteia, Kral Oidipus, Philoktes ve daha fazlası… Bütün bu eserler tam anlamıyla ne anlatır okuyucusuna? Bu sorunun cevabını, Jean-Pierre Vernant ve Pierre Vidal-Naquet tarafından kaleme alınan Eski Yunan’da Mit ve Tragedya isimli kitapta detaylı olarak açıklanıyor. 2 ciltten oluşan çalışmanın ilk cildinde, 5. yüzyıl tragedyasının geneli, metinlerle çağlarının politik ve sosyal kurumlarıyla olan diyalogları ve ilişkileri anlatılıyor. İlk bakışta birbirine benzemeyen incelemelerin derlemesi gibi görünen bu cilt, Louis Gernet öğretisi ışığında edebiyat sosyolojisinden tarihî antropolojiye kadar farklı disiplinlere yelken açıyor. İkinci ciltte ise konular 5. yüzyıldan çok fazla uzaklaşmadan veriliyor. Eski Yunan’da maske şekilleri, ‘Aşil’ diye bildiğimiz Aiskhylos’un geçmişi, şimdisi ve daha fazlası var. Mitoloji ve tragedya ile ilgilenenlere hitap eden kitap, 2012 yılında basılmış, 579 sayfa.
KABALCI YAYINLARI:
Gülbahar Mahallesi, Cemal Sâhir Sokağı Nu: 16 Çelik İş Merkezi D Blok Mecidiyeköy, İstanbul. 0.212-34754 51 Belgegeçer: 0.212-347 54 64 e-posta: yayinevi@kabalci.com.tr www.kabalci.com.tr
KISA KISA… KISA KISA…
1-İSLAM İKTİSADI VE EMEK: Kolektif, Gülnihal Kafa / İktisat Yayınları
2-BAŞ (Roman): Rahimcan Otarbayev / Bengü Yayınları
3-KUR’AN’LA YAŞAYANLAR: Metin Karabaşoğlu / İz Yayıncılık
4-NİSAB’ÜL MEVLEVÎ ve MEVLEVÎLİK YOLUNUN ESASLARI: Şeyh İsmail Ankaravî / Mihrabat Yayınları
5-PROF. DR. ZAĞLUL EN-NECCAR İLE BİLİMSEL TEFSİR ÜZERİNE: Prof. Dr. Ahmet Aktaş / Nida Yayıncılık