Gençlik, zararlı
ve bağımlılık yaratan madde ve araçların saldırısı altındadır. Müstehcen
yayınların yanı sıra; sigara, alkol ve bunlara benzer maddelere bağımlılık
artmakta ve bunlara başlama yaşı da oldukça düşmektedir. Eroin bağımlılığı ve
arkasından uyku verici ve sakinleştirici ilaçlara düşkünlüğün geldiği
görülmektedir. Bu ve buna benzer maddelerin gençlik kesiminde ve diğer
kesimlerde kullanılmasını mazur görmemeliyiz. Bunları, yorgunluk giderici,
gerginliği azaltıcı, arkadaşlık ve beraberlik işareti olarak görmek son derece
yanlıştır. Çoğu kere bunlar kendini kabul ettirebilme aşamasında da
kullanılmaktadır. Gençler genellikle merak ettikleri için uyuşturucu kullanmaya
başlamaktadırlar. Bu sebeple, uyuşturucuya karşı özendirici davranışlardan
kaçınmak gerekmektedir. Ayrıca, arkadaş ve çevre baskısı ile de gençler
uyuşturucu kullanımına yönelebilmekte ve yapılan telkin ve ısrarlara çoğunlukla
arkadaş gurubu dışında kalabilirim korkusuyla uyulmaktadır.
Uyuşturucu
madde kullanımının birey üzerinde yapmış olduğu tahribata bakacak olursak; gece
uykusu bozuluyor, unutkanlıklar başlıyor, sinirlilik ve tahammülsüzlükler baş
gösteriyor, gözlerde kızarıklıklar oluşuyor ve böylece uyuşturucu kullanımı
yaşama kalitesini düşürerek onları adeta yaşayan bir ölü haline getiriyor.
Gençlik üzerine
karanlık odaklar tarafından kurulan bir başka tuzak da duygusuz bir nesil oluşturma
gayretleridir. Hayatın gerçeklerini bilmeyen, duygusu olmayan, vatanını,
bayrağını, dinini, ülkeleri için canlarını çekinmeden veren şehitleri tanımayan
oportünist bir gençlik yetiştirmek onların en büyük özlemi olmuş ve kısmen
başarı da sağlamışlardır. Bu odakların gönlünde yatan gençlik sadece eğlenen,
yiyen, içen bir gençlik. Geçmiş ve gelecek kaygısını düşünmeyen, sorumsuz bir
gençlik. Vatanı, bayrağı, milli ve manevi değerleri angarya olarak gören bir
gençlik. Müşahedeler gençliğin bu ortama doğru hızla kaydığı yönündedir.
Gençliğin bu hale düşmesinde toplum kadar anne
ve babaların da rolü vardır. Çocuklarına yeteri kadar zaman ayırıp gerekli
ilgiyi, sevgiyi ve şefkati göstermeyen anne ve babalar suçludur. Bu konuda aile
içi eğitim ön plana çıkıyor. Anne ve babaların çoğu uyuşturucu maddeler ve
kurulan tuzaklar hakkında yeteri kadar bilgi sahibi bile değildir. Çocuklara,
ebeveynleri tarafından yeterli ilgi gösterilmezse eğer, sorumluluk duygusundan
kaçan, bencil ve ne yaptığını bilmeyen bu çocuklar hemen karanlık odakların
tuzağına düşüyor. Bu eksikliğin mutlaka giderilmesi gerekmektedir.
Alınacak kanuni
ve sosyal tedbirler ile bu tür maddelere ve tuzaklara ilgi azaltılabilir.
Bunların başında gençliği spor yapmaya yönlendirmek gelmelidir. Karanlık
mahfiller hakkında gençliği bilgilendirmek ve yönlendirmek gerekmektedir.
Ayrıca, muhtevasında uyuşturucu madde bulunan ilaçların insan bünyesine göre
verilmek suretiyle bağımlılık azaltılabilir. Alkol ve uyuşturucu telkini yapan
her türlü film, dizi ve reklamlar yasaklanmalı veya ihtisas sahibi kişilerce
denetlenmelidir. Anne ve babalar,
çocukları ile kuvvetli sevgi bağı kurmaları, onlara doğru ve yanlışı
öğretmeleri, çocuklarını dinleyerek onların sorunlarına yardımcı olmaları,
onların uygun bir aile ortamında yetişmelerini sağlamaları en büyük görevleri
olmalı. Ancak bu şekilde sağlıklı
nesiller yetiştirilebilir.