Soru: Vazgeçemeyeceğiniz
değerler nelerdir?
Cevap: Ailem, arkadaşlık, adalet, saygı, dürüstlük
S: Amerika veya bir
Avrupa ülkesinde; alabildiğine lüks ve müreffeh bir hayat yaşamayı mı tercih
edersiniz, kendi ülkenizde ülke şartlarının elverdiği imkânlarla yaşamayı mı?
C: Amerika veya bir Avrupa ülkesinde yaşamak isterdim.
S: Anahtar, para gibi
maddî şeyler olmamak üzere, sâhibi olduğunuz değerlerden neleri kaybetmek sizin
için büyük üzüntü kaynağı olur?
C: Kibarlık, güvenilirlik, saygınlık, samimiyet.
S: Bir kibrit çöpü
olsaydınız, kendinizi hangi ideal uğruna yakıp yok etmeyi göze alabilirsiniz?
C: Adil ve saygı dolu bir dünya için.
S: ‘İdeal’ ve ‘hayâl’ kavramlarının tarifini yapar mısınız?
C: İdeal, hayatın gerçeklerine bağlı kalmak koşuluyla
oluşan en iyi seçenek veya hedef.
Hayal: Kişinin kendi aklı kadar derinlere inebileceği
ve düşünebileceği fikir, istek.
S: İdealinizde neler
var?
C: Ailem ve sevdiklerimle beraber yaşayabileceğim
mutlu, huzurlu ve sağlıklı bir gelecek.
S: Ya hayâlinizde…
C: Oyuncu olmak, Türkiye’nin ilk fantastik filmini
çekip Oscar kazanmak, Galatasaray Spor Kulübü başkanı olmak, denizlere eski bir ahşap yelkenli gemi ile
açılmak.
S:
Ülkemizde nelerin daha çok, nelerin daha az olmasını istiyorsunuz? (10’ar
maddede özetleyiniz.)
C: Daha çok: Saygı, eğitim, ağaç sevgisi, çevre
bilinci, açık fikirlilik, turist, uluslararası başarı ve dayanışma, ileri
görüşlülük, teknolojik yatırım, doğal tarım.
Daha az: Yobazlık, cahillik, Dini siyasetten
ayıramayan insanlar, inşaat, şehirlerarası farklılık, terör, milletvekili
maaşı, imam hatip lisesi, ithal et ve yiyecek, kadına şiddet.
S: Beynelmilel geçerliliği olan bir yabanca dili, (daha iyi maddî
imkânlara kavuşmak düşüncesi hâriç) hangi maksada ulaşmak için öğrenmek
istersiniz?
C: O dilin konuşulduğu ülkeye
gittiğimde rahat bir şekilde konuşmak ve rahat olmak için.
S: ‘Türkçe’ sizin
için ne ifade ediyor?
C: Ana dilim. Ancak günümüz dünyasında
daha değerli bir hal alması gerekiyor.
S: Cahillikle fakirlik
ilişkisini irdeler misiniz?
C: Cahil
olup zengin olan ya da fakir olup cahil olmayan çok insan var. Tabi ki maddi
durumla beraber sunulan imkânlar ve bir insanın kendi geliştirmesi arasında bir
uyum var ancak ilk önce bir insanın öğrenmeye ve açık fikirli bir karaktere
bürünmeye ihtiyacı var.
S: Diyelim ki bir
ülkenin yönetimini size verdiler. Her konuda tam yetkilisiniz. Baktınız ki her
şey bozuk. Doğru yapılan hiçbir iş, doğru çalışan hiçbir kurum yok. İşe nereden
başlarsınız, Niçin?
C: İşe eğitimden başlarım. Çünkü gelecek olan yeni nesil her
zaman daha kıymetlidir.
S: İnsanoğlunun en
büyük savaşı kime veya neye karşı olmalı?
C: Açgözlü insanlara karşı
İKİNCİ GRUP SORULAR:
S: ‘İnsana yatırım’ kavramını nasıl
yorumluyorsunuz?
C: Firmalar tarafından bulunmuş olup
eğitim sistemine de işlenmiş bir kavram. Biraz acı ama kapitalist düzende
şaşırılmayacak bir kavram.
S: Bir de ‘Kendine yatırım’ kavramı var… Onu da
yorumlar mısınız?
C: Bir kişinin kendisini iş dünyasında
adeta bir ürün gibi değerini arttırmak üzere yaptıklarıdır. Ancak istinai
olarak manevi boyutlarda olabilir.
S: Kendinize yatırım
konusunda nasıl bir programınız var?
C: Yurtdışında yüksek lisans yapmak.
S: Aşk nedir?
C: Yaşamayanın sadece tarif etmeye
çalışacağı ancak bir türlü başarılı olmayacağı, dünyadaki en güçlü duygulardan
biri.
S: Aşk insana neler
kazandırır, neler kaybettirir?
C: İnsana hayatında hiç bir zaman unutamayacağı
hisler anlar ve en küçük bir dokunuşta gelen büyük mutluluklar kazandırırken,
karşılıksız olması veya ayrılık sonucu derin bir acı verir.
S: Hiç âşık olmamış
ve sık sık âşık olan iki insanı değerlendirir misiniz?
C: Hiç âşık olmamış
insan şansızdır. Ama umutsuz olmamalıdır her an olabilir ancak unutmamak lazım
ki herkes âşık olacak diye bir şey yoktur. Bir insan sık sık âşık olamaz, ayran
gönüllü olup sevebilir, aşk başka bir duygu.
S: Kim gibi olmak
isterdiniz?
C: Tek bir idolüm
yok, her insanın güçlü ve zayıf yönleri vardır. İlla bir isim vereceksem Elon
Musk.
S: Gençlik-internet
ilişkisini nasıl buluyorsunuz?
C: Günümüz gençliğin adeta yaşam ve oyun
alanı. Kendilerine yeni bir kimlik yarattıkları yer. Ben bu ilişkiyi biraz
tehlikeli buluyorum.
S: Devrimci olmadan
yenilikçi ve tekâmülcü, fanatik olmadan vatansever, bağnaz olmadan iyi bir
Müslüman, tabuları olmadan muhafazakâr, küresel kültür bağımlısı olmadan
aydınlıklar yolcusu olmak için nasıl bir fikrî yapı gerekir?
C: Açık fikirli, empati kurabilen ve
karşısındakini mantıklı bir şekilde dinleyip yorum yapabilen bir yapı gerekir.
S: Giyimde ve gidilen
mekânlarda marka düşkünlüğünü nasıl karşılıyorsunuz?
C: Markaların belli bir kalitesi olduğuna
inanırım ama markadan önce rahatlık ve zevk daha önemlidir.
S: Kendinizi güvende
hissedeceğiniz ortamı anlatır mısınız?
C: Sessiz, sakin ve yabancıların olmadığı,
yeşillik bir alanda deniz kenarında, açık ve yıldız dolu bir gökyüzüne baktığım
bir yatak.
S: Korku kuşları
zaman zaman zihninizde ve yüreğinizde yuva yapabiliyor mu? İstenmeyen o
yuvalar, hangi malzemelerle oluşuyor? Nasıl yok ediyorsunuz?
C: En çok annemi kaybetme korkusu ile
oluşuyor. Bunu düşünmeyerek, hayatın bu korkuyla yaşanılmayacağını bilerek yok
ediyorum.
S: Daha çok şeye
ihtiyaç duymakla, var olanla yetinmek arasındaki denge nasıl kurulmalı.
C: Bunu bir örnekle açıklamak daha iyi
olabilir. Açsınız, cebinizde bir miktar paranız ve evde de ekmeğiniz varsa, ne
karnınızı kuru kuru o ekmekle doyurmalı ne de gidip bütün paranızla daha fazla
ekmek almalısınız. Gidip o ekmeğin yanına kendinize yetecek kadar peynir,
zeytin vs. almak bu dengeyi kurmanın bir örneği olabilir.
S: Müzik, millî
kültürümüzün; din ve dil ile birlikte önemli bir unsuru. Aynı zamanda güzel
sanatların bir parçası… Güzel sanatların diğer dalları olarak; oymacılık,
minyatür, sedef kakmacılığı, hat, ebru ve tezhib sanatlarından söz edilebilir.
Geçmiş dönemlerde insanlarımız, yaşadığımız döneme nazaran bu sanatlarla daha
fazla ilgileniyorlardı. Günümüzdeki durumun pek de parlak olmadığını söylemek
mecbûriyetindeyiz. Bu durumun sebebiyet
verdiği kayıplar nelerdir?
C: Kapitalist sistemin insanı hayatta
kalması için daha fazla çalışmaya zorlayıp, sanat ve hobi gibi insanın ruhu
için önemli olan kültürel aktiviteleri ikinci plana atmasıdır.
S: Baba veya anne
olduğunuzda, evladınıza söyleyeceğiniz 10 tavsiyeyi yazar mısınız?
C: Adil
ol, efendi ol, kibar ol, dürüst ol, yalan söyleme, hak yeme, kötülük yapma ve
göz yumma, küçük şeylerle mutlu ol, iyi dostlar seç.
S: Huzuru nerede
ararsanız bulabileceğinizi düşünüyorsunuz?
C: Kendi içimizde. Başkalarından da tabi
ki huzuru bulabiliriz ama ilk iş kendimizde yola çıkmak.
CEM
ELİGÜL
Ocak 1995’te dünyaya geldim. Sevgi ve
mutluluk dolu bir çocukluk geçirdim. Maddi zorluk yaşamadım. Çok mu zengindim
hayır ama çok şükür bir eksiğim olmadı. Hayatımda en önemli destekçim ve
öğretmenim annem tarafından yetiştirildim. Anaokulundan lise sona kadar Terakki
Vakfı Okulları Şişli Terakki Okulları’nda eğitim gördüm. Liseyi başarı bursuyla
bitirdim. Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Endüstri Mühendisi olarak mezun
oldum. Şuan özel bir firmada pazarlama asistanı olarak çalışıyorum. Basketbol
ve masa tenisi oynamayı severim. Film izlemek en büyük tutkumdur. İleri
derecede İngilizce biliyorum. Amatör düzeyde Fransızca ve başlangıç düzeyde
Almanca biliyorum.