GENÇLER !

167

Gençler! Gençlik, hiç şüphesiz gidecek!
Nasıl ki, yaz güze ve kışa dönüşüyor!
Gündüz akşama ve geceye bürünüyor!
İşte bu kat’iyette, gençlik de, ihtiyarlık ve ölüme evrilecek!
Eğer bu fanî / geçici gençliği; namus ve dürüstlük doğrultusunda
Geçirdiğin takdirde, ebedî / bâkî ve kalıcı bir gençlik kazanacaksın!
Sizdeki gençlik; eğer meşru dairede kalmazsanız, zayi olacak!
Üstelik başınıza hem dünya, hem kabir, hem âhirette;
Kendi lezzetinden çok ziyade, belâ ve elemler getirecek.
Eğer İslâm terbiyesi ile o gençlik nimetine karşı, bir şükür olarak
İffet, namusluluk ve taat / ibadette sarfetsen;
O gençlik mânen bâki kalacak / kalıcı olacak;
Ebedî / sonsuz bir gençlik kazanmanı
sağlayacak.
Fakat hayat, eğer iman / inanç olmazsa,
Ya da Allah’ın buyruklarına isyan ile, o iman tesir etmezse,
Hayat, zahirî / görünüşte kısacık bir zevk ve lezzetle beraber,
Binler derece o zevk ve lezzetten ziyade elem, hüzün ve keder verecek.
Çünkü insanda akıl ve fikir var.
Hayvanın aksine, şimdiki zamanla beraber, geçmiş ve gelecekle de,
Fıtrat ve yaratılışı gereği ilgilenir.
O zamanlardan da, hem elem, hem lezzet alabilir.
Eğer iman hayata hayat olsa, o zaman hem geçmiş, hem gelecek zamanlar;
İmanın nur ve ışığıyla aydınlanır.
Her ikisinden yararlanma, imkân dâhiline girer.
Gençler! Hayatın lezzet ve zevkini isterseniz;
Hayatınızı imanla hayatlandırınız,
Farzları yerine getirmekle ışıklandırıp süsleyiniz.
Ve tabii, günahlardan çekinmekle muhafaza edip koruyunuz.
Aziz gençler! Gençlik gidecek!
Sefahette gitmişse; hem dünyada, hem âhirette
Binler belâ ve elemler netice verdiğini
Ve öyle gençler ekseriyetle kötü alışkanlıkları yüzünden,
Aşırı gidişatları ve kurdukları vehimlerle düştükleri rahatsızlıklarla hastahanelere,
Taşkınlıklarıyla hapishane ve sefalethanelere
Veya mânevî elemlerden gelen sıkıntılarla meyhanelere
Düşeceklerini anlamak isterseniz,
Hastahanelerden,
Hapishanelerden,
Kabristanlardan sorunuz.
Sevgili gençler!
Gençlik damarı, akıldan ziyade hissiyatı dinler.
His ve heves ise, kördür. Âkıbeti görmez.
Bir dirhem hâzır lezzeti,
İleride bir batman lezzete tercih eder.
Sevgili gençler!
Nasıl ki bu yaz ve güzün sonu kıştır.
Gençlik yazı, ihtiyarlık güzünün arkası da,
Bilin ki kabir ve berzah kışıdır.

Önceki İçerikKocaeli Şehir Hastanemiz ( 3 )
Sonraki İçerikİNSANIN, İNSAN ÖNCELİĞİ
Avatar photo
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.