Kent Konseyi başkanlığı yaptığım dönemde, 2013′ ün Mayıs ayında aldığım bir telefon beni çok şaşırtmıştı. Gebze’den, araştırmacı-belgesel gazeteci İsmail Kahraman, biraz da sitem ederek, Denizli Göleti’nin kuzeyindeki Sığırlık Merasında, orman içindeki otlaklarda hayvancılıkla uğraşan Yörüklerin sorunlarını bilgi vererek, neden ilgilenmediğimizi soruyordu. 1982’de gelip yerleştiğim şehrimizde halk içinde manav, gürcü, laz, muhacir gibi, mensubiyet yönü ile ilgili bazı tariflemeleri biliyordum ama ilimizde böyle Yörüklerin olduğunu, hele de hala konar-göçer hayatı yaşayan bu hemşerilerimizin var olduğunu yeni öğreniyordum. İşte bu telefon beni çok şaşırtmış ama bu kardeşlerimizi de tanımamıza vesile olmuştu.
Bu vatandaşlarımızın buralara gelişleri, Osmanlı Devletimizin kuruluş yıllarına kadar gitmektedir. Sultan Orhan zamanında, bölge Osmanlı hudutları içine alındığında, bu kardeşlerimizin ataları bölgeye yerleştirilmiş ve o zamandan beri hayatlarını buralarda sürdürmektedirler.1970’li yıllarda bile 100 çadırlık bir topluluk kalmışken bugün 22 çadırdırlar. Fırsat ve imkân bulanlar peyderpey şehrimizin muhtelif yerleşim yerlerine taşınarak yerleşik düzene geçmişlerdir. Kandra, Körfez, Derince, Dilovası, Gebze, Darıca, Çayırova ve İstanbul’un bazı ilçelerinde, hatta Adapazarı ve Yalova’da bile akrabaları vardır. Sırf sığırlık bölgesinden göçenler 4-5 bin hane olup, Kocaeli genelinde bu Yörük kardeşlerimiz 40-50 bin haneyi bulan bir akraba topluluğu olduğu söylenmektedir.
Konu ile ilgili yaptığımız incelemede ellili yıllarda bu Yörüklerin bir kısmının develeri, atları, kağnıları ile Yuvacık beldemizden Samanlı Dağlarındaki yaylalara göçtükleri ve bu göç kervanının çok ilgi çekici görüntüleri sebebi ile de Yuvacık halkı tarafından sevgiyle-saygı ile karşılanıp uğurlandığını Sn. İbrahim Karaosmanoğlu’ndan dinledim.)Yine bu vatandaşlarımız, 1940’lı yıllarda iri atları,bu atlara yapılan yük taşımaya uygun eğer ve el yapısı kolanlar ile sardıkları yüklerin(tereyağı, yoğurt, çökelek v.s.) indirip esnafa verirler ve karşılığında bez,gaz,tuz gibi ihtiyaçlarını alıp hayvanlarına yükleyip götürdüklerini anlatırlar.Bu insanlar kendine has kıyafetleri ile ve güven veren halleri ile esnafın sevip saydığı ve sorun yaşamadığı kişilerdir(Birol Soydan hatırası).
2013 Temmuz’unda, o günkü valimiz Sn. Ercan Topaca’yı ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. İbrahim Karaosmanoğlu’nu konu hakkında bilgilendirmek üzere şu anki dernek başkanı Cemil Karateke ve şehrimizin Yörük İlbeyi Mehmet Özer ile birlikte gittiğimiz zaman, onlarda bu bilgileri hayretle karşılamışlardı. Bu insanlarımızın 1980’lerdeki kadastro çalışmalarında yapılan yanlışlıkla yaşam alanlarının orman alanı olarak gösterilmesi sebebiyle yaşadıkları sıkıntıların olmaması yönünde gereken talimatlar verilmişti.
Valiliğimizin(Sn. Ercan Topaca) ilgi ve talimatları ile başlayan bu süreç, 2018 yılı yazında kendilerinin burada yerleşik düzene geçmelerini sağlayacak 58 dönüm arazinin 22 aileye tapuları ile sahiplendirilmesini sağlamıştır. Büyük şehir Belediye Başkanımız Sn. İbrahim Karaosmanoğlu’nun talimatları ile burada yerel dokuyu bozmayan ve bu yurttaşlarımızın günlük hayatına da uygun bir yerleşim yeri oluşturulması hususundaki süreç devam etmektedir. Kurdukları kooperatif öncülüğünde, Gebze Sığırlık Yörükler Mandırası adını verdiğimiz bu çalışma bitiminde, kardeşlerimiz hem kendi yerlerinde yaşayacaklar hem de hayvancılıklarını sürdürebileceklerdir.
Sığırlık Yörüklerimizin durumu, bilgilendirdiğimiz herkesin ilgisini çekmiştir. Konu ile ilgili bilgilendirdiğimiz(Başbakan yardımcılığı döneminde)Kocaeli milletvekili Sn. Fikri Işık, buranın yörük kültürünün görüldüğü, yaşandığı bir park olmaya uygunluğunu ve gerekliliğini paylaşarak bu hususta da çalışmamızı önermiştir. Bu tespit ve öneri ilgili arkadaşlarca da benimsenmiş ve burada Gebze Sığırlık Yörük Obası adının verileceği bir çalışma da sürdürülmektedir. Yörük kültürünün ve yaşantısının otantik turizme uygun olması bu çalışmayı daha cazip kılmaktadır. Bu maksatla yapılan araştırmada Manisa’da Obasya ‘nın varlığı öğrenilmiş irtibata geçilmiştir.Obasya Yunt Dağları eteklerinde yaşayan Yörüklerin yaşantılarını günümüze taşımak-tanıtmak amaçlı bir çalışmadır. Bölge Kalkınma Ajansı ve Avrupa Birliği proje destekli bu çalışma bizim de örnek alacağımız yönleri olan bir çalışmadır. ”Kaybolan Değerlerimiz Yörük Kültürü” isimli diğer bir çalışmamızda İçişleri Bakanlığı’mızdan destek almıştır. Bu amaçla Antalya Gebiz’e gidilerek, Gebze Yörükleri ile bağları sorgulanmıştır. Yörük kültürünü tanımak ve yaşatmak amaçlı, 20 Ocak’ta bir Yörük şenliği düzenlenerek, bu insanlarımızın muhtelif kültürel unsurları gözler önüne serilmiştir. Yapılan panel ile de konu ilgililerce ve bilenlerce tartışılmıştır.
2013 yılındaki şaşırtıcı bir telefonun geldiği, getirdiği nokta budur. Bu konuda ilgileri ve destekleri sebebiyle Sn. Fikri Işık’a, Sn. Ercan Topaca’ya, Sn. İbrahim Karaosmanoğlu’na teşekkürler ederim. Diğer emeği geçen tüm ilgililere de teşekkür ederken bu çalışmada çok emeği ve gayreti olan Dernek başkanlarımız Cemil Karateke ve Mehmet Özer beyi tebrik ederim.
Dileğimiz en kısa sürede mandıramızın temelinin atılması, tamamlanarak örnek bir yaşam alanı olması ve Yörük Obası çalışmasının da hayata geçirilmesidir.