Fethiyespor’un Düşündürdükleri

68

 

Atatürk, Cumhuriyet ve milli devlet düşmanlığı trafikten spor sahalarına da sıçradı. Geçenlerde Denizli’de bir aracının üzerinde Atatürk çıkartması var diye açılımcı zihniyet ceza kesmişti. Ülke maalesef bir çok alanda yönetenlere karşı savunulur hale gelmiştir. Sanki yeni bir Mondros Mütarekesi imzalanmış ve ülke adeta paylaşılmaya hazır bir hale sokulmuştur. Bütün bunlar demokratikleşme ve açılım aşkı uğruna yapılıyor. Aslında biz tarih boyu tavizlerle dolu açılımlara doyamadık. “Dilimizi kabul ettirdik; toprağımızı da kabul ettireceğiz” diyen terör örgütünün siyasi kolu Mecliste yumruk sallar hale geldi.

Fethiyespor futbol takımı Fenerbahçe’yi İstanbul’da Türkiye Ziraat Kupasından eleyerek sürpriz yaptı. Tebrik edilmesi gereken bu takımımız maçın başında göğüslerinde “Yüce Atatürk” ifadesiyle sahada yer aldı. TFF buna tepki duyarak Fethiyespor’u Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk etti. Burada önemli olan; kulübe ceza verilip verilmemesi değil; disipline sevk edilmiş olmasıdır. Rabia işareti ve selâmı verenler için herhangi bir işlem yapılmadı.

Galatasaray’da oynayan iki yabancı futbolcu geçenlerde ölen ve bir ara Atatürk Barış Ödülü’nü almayı reddeden Mandela’ya saygı ve teşekkür yazılı tişörtlerle göründüler. Onlar da disiplin kuruluna verildiler.

Anlaşılan ülkenin itibarını içeride ve dışarıda kırmak için bazıları gerekeni yapıyor. Bu ülkeye, onun değer ve sembollerine bu ölçüde düşman bir siyasi takımın olabileceğini doğrusu kimse tahmin edemezdi. Yine de şükredelim ki yargısız tutuklanmadılar.

Konunun bir önemli boyutu da, hangi ligde oynarsa oynasın; takımların gücünde ve oyuncu kalitesinde dikkat çeken bir iyileşmedir. Kimse kimseyi artık küçük göremez.

Geliniz değişik dallarda ve liglerde oynayan sadece futbolcularımıza değil; bütün sporcularımıza sahip çıkalım ve önem verelim.  Yabancı sayısını anlaşılmaz derecede artırır ve ülkeyi yaşlı ve kalitesiz futbolcu çöplüğüne çevirdikçe; milli Takımlarımıza oyuncu bulmakta zorlanıyoruz. Oynayanların da mevkiinde yedekleri bulunamıyor. Türk çocuklarına güvenelim; geçici başarılar ve yönetici reklamı için olmadık yabancı transferleri yapıp genç nesilleri yok saymayalım. Fethiyesporun haklı tavrı, Cumhuriyetin değerlerine, milli devlet ve üniter yapıya bağlılığın bir ifadesidir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın sorumluluğudur.

Spor ile ilgili konular genel kültür ve devlet politikası ile birlikte yürütülebilir. Türk çocuğu Naim Süleymanoğlu’na Türk yemeklerini beğendin mi diye sorulmaz. Ekranlara çıkarılan bazı soydaş gazeteci ve yazarlara bir ara “Türkçen ne kadar güzel; nerede öğrendin” diye sorulursa; “Türkçe benim anadilim ve anam öğretti” şeklinde de cevap alınır. Bazı havalı programcıların bu ve benzeri konulara dikkat etmeleri gerekiyor.

Ankara’da DTCF’de II.Abdülhamit Sempozyumu’nu protesto eden bazı gençleri anlamak zor. Yanlış ezberleri bırakıp artı ve eksisiyle Abdülhamit’i öğrenelim ve onunla uğraşmayı bırakalım. Osmanlıyı kuran Türk unsuru ve geleneğine bağlı olanları bazıları ile bir tutmayalım.

 

 

Önceki İçerikBu Toprağın Kokusu
Sonraki İçerikHz. Mevlana Ekseninde Tasavvuf Sohbeti
Avatar photo
1944 İstanbul doğumludur. Orta Öğrenimini Maarif Kolejinde, yüksek öğrenimini İktisadî ve İdari Bilimler Yüksek Okul'unda tamamlamıştır. 1967'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne asistan olarak girmiştir. Ord. Prof. Dr. Z.F. Fındıkoğlu'na asistanlık yapmıştır. 1972'de "Bölgelerarası Dengesizlik" teziyle doktor, 1977'de "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" teziyle doçent, 1988'de de profesör olmuştur. 1976 Haziranında yurt dışına araştırma ve inceleme için giden Erkal 6 ay Londra ve Oxford'ta inceleme ve araştırmalar yapmış, Doçentlik hazırlıklarını ikmal etmiştir. 1977 yılında hazırladığı "Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri" isimli Eğitim Sosyolojisi ve Eğitim Ekonomisi ağırlıklı tezle Doçent olmuştur. 1988'de Paris'de, 1989'da Yugoslavya Bled'de yapılan milletlerarası UNESCO toplantılarında ülkemizi birer tebliğle temsil etmiştir. 1992 Yılında Hollanda'da yapılan Avrupa Konseyi'nin "Avrupa'da Etnik ve Cemaat İlişkileri" konulu toplantısına tebliğle katılmıştır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi dışında dönem dönem Harp Akademilerinde, Gazi Üniversitesi'nde, Karadeniz Teknik (İktisadi ve İdari Bilimler Yüksek Okulu) ve Marmara Üniversitelerinde de derslere girmiştir ve konferansçı olarak bulunmuştur. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi İktisat Bölümü ve İktisat Sosyolojisi Anabilim Dalı Başkanı, Metodoloji ve Sosyoloji Araştırmaları Merkezi Müdürü, İstanbul Üniversitesi Senato Üyesi, Aydınlar Ocağı Genel Başkanı ve İstanbul Türk Ocağı üyesi olan Prof. Dr. Erkal'ın yayımlanmış ve bir çok baskı yapmış 15 kitabı ve 700 civarında makalesi vardır. Halen Yeniçağ Gazetesi'nde Pazar günleri makaleleri yayımlanmaktadır. Prof. Dr. Erkal evli ve üç çocukludur. Dikkat Çeken Bazı Kitapları : Sosyoloji (Toplumbilimi) (İlaveli 14. Baskı), İst. 2009 Orta Teknik Eğitim-Sanayi İlişkileri, İst. 1978 Bölgelerarası Dengesizlik ve Doğu Kalkınması,(2. Baskı), İst. 1978 Sosyal Meselelerimiz ve Sosyal Değişme, Ankara 1984 Bölge Açısından Az Gelişmişlik, İst. 1990 Etnik Tuzak, (5. Baskı), İst. 1997 Sosyolojik Açıdan Spor, (3. Baskı), İst. 1998 İktisadi Kalkınmanın Kültür Temelleri, (5. Baskı), İst. 2000 Türk Kültüründe Hoşgörü, İst. 2000 Merkez Binanın Penceresinden, İst. 2003 Küreselleşme, Etniklik, Çokkültürlülük, İst. 2005 Türkiye'de Yolsuzluğun Sosyo-Ekonomik Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Önerileri (Ortak Eser), İst. 2001 Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü (Ortak Eser), İst. 1997 Economy and Society, An Introduction, İst. 1997 Yol Ayrımındaki Ülke, İst. 2007 Yükseköğretim Kurumlarının Bölgelerarası Gelişme Farklılıkları Açısından Önemi ve İşlevleri, İTO, İst. 1998 (Ortak Araştırma)