Ülkeyi yönetenler demokrasi açısından kötü bir imtihan veriyor. Yürütmenin yargıya müdahaleleri sürüyor. Her geçen gün yeni yolsuzluklar ortaya çıkıyor. HSYK yürütmeye uygun şekilde değiştiriliyor. Adalet Bakanı tek yetkili kılınıyor. Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı esastır. Hukuk devleti, parti devleti olmamalıdır. İktidara ortak paralel ve alternatif devletçikler yaratılıyor. Buna imkan verenler bugünkü durumdan şikayetçi oluyorlar. TSK üzerindeki oyunlar zamanla netleşiyor. Anayasa ve yasa ihlalleri birbirini izliyor. Yolsuzlukların üstüne gidilmesi adeta önleniyor. Böyle bir ortamda Haliç’te Patrikhanenin önderliğinde denizden haç çıkarma yarışı yapıldı ve 2000 yıllık bir gelenek sürdürüldü. Yunanistan’da Batı Trakya Türk Azınlığına çeşitli toplantı ve törenler yasaklanmakta, akla gelmedik insan hakları ihlalleri yapılmaktadır. AB üyesi Yunanistan Türk azınlık için açık hapishane haline dönüşmüştür. Mütekabiliyet esası işletilmemektedir.
***
Dört büyük kulübümüzün yeni yapılmakta olan veya mevcut stadları üzerinde oynanan isim krizi ve isim değiştirme gayretleri gözden kaçırılamayacak noktaya ulaşmıştır.
Beşiktaş’ın Dolmabahçe’deki stadı, Dolmabahçe,Mithatpaşa ve İnönü isimlerini taşıdı. Yeni, ihtiyaçlara uygun ve modern bir stadın geçenlerde gayri resmi temelleri atıldı. Ancak, yeni stada verilecek ismin soyadının “ARENA”olacağı iddiaları yaygındır.
Galatasaray’ın Aslantepe’de yapılan stadı, Mecidiyeköy’deki Ali Sami YenStadı‘nın yerini alacaktı. Maalesef bu stadın şimdi üç ayrı ismi var. Trafik levhaları insanın aklını karıştırıyor. Stadın üstünde isim olarak Türk Telekom Arena yazıyor. Garip bir özelleştirmeden sonra Telekom’un ne kadar Türk kalabildiğini artık herkes biliyor.
Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı‘nın ismini değiştirmek için birileri hızlı bir çalışma içindeler. Bir ara Sabiha Gökçen ismine de takılıp Havalimanının ismini değiştirmeye çalışan, milli kimliği reddeden etnik ırkçılar vardı. Rahmetli Şükrü Saraçoğlu FB Kulübü üyeliği ve başkanlığı yapmış Türklük konusunda hassas değerli başbakanlarımızdandı.
Son olarak Trabzonspor’un yeni stadının temelleri atıldı. Gelen haberlere göre stada verilecek ismin soyadında yine “ARENA” geçiyor. Trabzon’da trafiği hafifleten ve ulaşımı kolaylaştıran önemli bir yeni yolun ismine “TANJANT” dendiğini unutmadık. Böyle güzel hizmetler veren eserleri yanlış isimlendirmelerle bu kadar kolay küçültüp basitleştirmeyelim. Sportif faaliyetler- hangisi olursa olsun- genel kültür ve devlet politikasından bağımsız düşünülemez. Kazıklıyol (viyadük) isimlendirmelerinde de bazı yanlışlar yaptık.
Stadların yapımında maddi destek sağlayanlara ne kadar teşekkür edilse azdır. Bu eserlerle hem şahıs, hem de kuruluş isimleri yaşatılabilir. Ancak yıllar sürecek büyük bir ödül gibi bize yabancı isimlerin stadlara verilmesini kabul edebilmek zordur. Dört büyük güzide kulübümüzün tarihçesinde bu stadlara ismi verilebilecek büyük değerler vardır. Bu isimler o camiaları temsil edebilir. Her ismin arkasına arena getirip yabancılaşmak neden? Başkalaşmaya neden bu kadar meraklıyız?