Her gece yatağa doğru uzanıp gözlerimizi kapamadan bir daha uyanabilecek miyiz diye düşünmediğimizi fark etmiyoruz.
Dikkatle baktığımızda hayatımızın hiçbir anının ne sonuçlar doğuracağını da düşünmediğimizi fark etmiyoruz.
Bu hayatta hiçbir şeyin garantisi olmadığını düşünmediğimizi de fark etmiyoruz.
Evet, biz bu tür şeyleri fark etmek yerine pembe dünya dizilerindeki ilişkilerin nereye gideceğini ve gelecek zamanda o dizilerde neler yaşanacağını fark ediyoruz.
Bu konuda kafa karıştıran bir soru var. “Fark etmiyor muyuz, yoksa fark etmek istemiyor muyuz?”
Artık bazı şeylerin farkına varmanın vakti geldi. Çünkü hayat dediğimiz şey çok kıymetli ve garantisiz bir şey. Hayatın tadını çıkararak olabildiğince şeyin farkına varmanın gerektiğini düşünüyorum.
Bu yazıyı yazmamdaki asıl neden, okuduğum bir kitaptır. Kitabın adı “Küçük Mucizeler Dükkânı”, yazarı Debby Macomber.
Kitabın konusundan ziyade ana karakteri daha önemli. Ana karakteri; iki kez kanseri yenmiş bir bayan. Kanseri tadan kişilerin hayatın garanti altında olmadığını ve hayatı dolu dolu yaşamamız gerektiğini söylüyor.
İşte böyle. Bu kitabın da yardımıyla size böyle bir yazı yazdım. DÜŞÜNÜN VE FARKINA VARIN.