Eskiden Bir Biz Vardı, Şimdi O Biz Nerede?

97

“Elimden doğruca, güzelce, iyice bir yazı mı çıkıyor? İğreniyorum! Hâlâ bu memlekette doğru, güzel ve iyi olanı savunma gayretimden, bu gayretin boşluğunu anlayamamak enayiliğinden iğreniyorum!
Olanlar ortadayken, hep bugünü yarına erteleyici ve gelmeyecek bir istikbale ısmarlayıcı “cek” ve “cak” edatlarından iğreniyorum!
Lirik şiirin babası Pindaros şöyle der : ‘Meğer bütün bir ömür katırlara saman yerine çiçek sunmuşum!’ Ben de aynı meraret duygusuyla güneşi cepte kaybetmiş bir topluma bu sırrı anlatamamanın sefaletinden iğreniyorum!
Dudaklarla kalpler arasındaki mesafeden, her akşam başına yorganı çeker çekmez uyuyuveren nefs muhasebesi yoksunu eyyamgüder politikacıdan, tecrit kampı ve iman zindanı haline getirdikleri camilere hissizce girip çıkan marka Müslümanlarından iğreniyorum! Gördüğü şeyi nasıl görebildiğini izahtan âcizken gözüyle görmediği için Allah’ı inkâr eden maddeciden iğreniyorum!
Hâsılı, dil adına dilden, ev adına elden, vatan adına vatandan ve köy, köylü, şehir, şehirli, gazete, dergi, kitap, mektep, talebe, muallim, polis, memur, kanun, nizam, kadın, erkek, dost, ahbap ne varsa bunların gerçekleri adına hepsinden iğreniyorum!
Ötesi var mı?…
Ağlayamayan, anlayamayan, içini kanatamayan, yumruğunu sıkamayan insandan, Allahın Kur’anda ‘Belhüm adâl-hayvandan aşağı’ diye andığı iki ayaklılardan iğreniyorum!”

Merhum Necip Fazıl’ın 30 yıllık yazısındaki duyguyla doldum unutmaya durduğum Irak manzaralarından birini görünce. 19 yıl önce bugün başlamıştı Bağdat bombardımanı ve biz havaî fişek gösterisi gibi CNN’nin gâvurundan terâcim temaşa eylemiştik.

Bilanço; 2 milyon şehit, 4 milyon yetim, 6 milyon evsiz.. Yarım milyon tecavüz, 1 milyon sakat, milyonlarca muhacir.. Zulmü İsrail yapınca; ‘Bütün stad ayağa!’, Amerika yapınca; ‘Sessuzluk, sessuzluk’..

Tam 3 yıl önce ‘Irak Bir Turnusol Kâğıdı’ diye yazı yazmış ve bombaları 3’e ayırmışız: Suskunluk bombası, vurdumduymazlık bombası ve bencillik bombası. Biri birinden sağır, biri birinden ağır. Bazı bünyelerin böbrek taşı gibi bomba yapma özelliği vardır. Hani WASP çocuklar boyayıp imzalar ya hediye kolisi gönderirmiş gibi akranlarına. Hani bazılarına da şeker, çikolata, oyuncak görüntüsü verirler ya büyük adamların oyunlarında çocuk kanı görmek isteyenler. Bizim bombalarımızın tamamında da milletimin her bir ferdinin milyon milyon fotokopisi vardır. İçinde o bombaların; aile albümü vardır, mısır cipsi vardır, çerez kabukları vardır, TV dizileri vardır, futbol maçları vardır, ‘aşkım’ muhabbetleri vardır, geğirti ve geviş getirme vardı

 Y. Frank’ın ezgili dizeleriyle:

“İnsanlar ölüyor

Katilleri kurbanlarından

Keskin, kana susamış kalemiyle ayıran zaman

Seni katillerin yanına koyacak”

‘Ente mevlâna fensurna ale’l-kavmi’l-kâfirîn!’ Âmin!