Esaretin Bedeli

102

Savaş, kanlı bir ticarettir!

Emperyalist emellerle ülkelerin işgali, bu kanlı ticaretin en büyük ahlaksızlık örneğidir!

Tarih boyunca savaşlar, güçlü ülkelerin güçsüz ülkelerin emeğine ve alın terine konmak için işlediği kitlesel cinayetlerdir.

Savaştan büyük maddi çıkarlar sağlanır.

Bedelini de masum insanlar öder.

Bugün, İzmit’in düşman işgalinden kurtuluşunun bir yıldönümünü daha yaşıyoruz.

Ancak, bu günü “gerçek bir bayram” olarak kutlayan kaç kişi var?

Yasa gereği yaşanan törenlerle yetinmek yeterli midir?

Düşünün lütfen;

İlköğretim ve ortaöğretimde “İzmit’in İşgal Yılları ve Kurtuluşu” işleniyor mu?

Çocuklarımız, dedelerinin yaşadıkları o ızdırap dolu yılları biliyorlar mı?

Namazgah’taki şehitlikte yatan insanlarımızı  bu kentte kaç kişi biliyor?

Önce İngilizler, sonra da Yunanlılar tarafından işgal edilen İzmit’te inanılması güç felaketler yaşandı.

Kurtuluş da kolay olmadı.

Ne yazık ki, dünden bugüne, çocuklarımıza ve gençlerimize, yaşanan bu acı olaylar ciddi şekilde anlatılamadığı için, bugün de yurdumuz parçalanmak isteniyor.

Haberlerde, bir korku ve macera filmi izler gibi bakıyoruz terör kurbanı olan insanlarımıza.

Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Gerisi yalan!

Bir iki “ah-vah” birkaç klişe açıklama!

Hepsi o kadar…

Sonra, yine herkes kendi aleminde.

Sanayi ve Ticaret Bakanımız; “Kuzey Irak’taki Kürtler Türk mallarını tercih ediyor” diyor!

Yani, işadamları için önemli olan ticaret!

Siyasetçiler için de biraz hamaset!

Bu yüzden, Gazze’deki insanlık dramına tepki gösterenler, halkın duygularını istismar edenler, Irak’taki ABD emperyalizminin işgalini, yüzbinlerce masum sivilin katledilmesini görmüyor, tepki göstermiyor!

Hangi siyasal iktidar “velinimetine” başkaldırabilir?

Öte yandan, yüzyıllar boyu kardeşçe yaşamış, evlenip akraba olmuş halkları birbirine düşman kılmak, bizim analarımızı ağlatırken, emperyalistleri sevindiriyor!

Çünkü, Çok Uluslu Tekeller, dünyayı sömürebilmek için, “ULUS BİLİNCİ” ne sahip güçlü devletler değil, toprağı küçük, yöneticileri işbirlikçi ülkecikler istiyorlar!

Artık uyanmanın ve bu gerçeği görmenin zamanıdır!

İzmit’i işgalden ve İzmit halkını esaretten ve ölümden kurtaran  ve bu mücadelede şehit olan atalarımızı rahmet ve minnetle anmalıyız.

Bugün de bu ülkenin bütünlüğü uğruna yaşamlarını feda eden şehitlerimizi aynı minnet duyguları ile anmalı ve fakat bu uluslar arası siyasal oyuna daha fazla insan kanının karışmasına engel olmalıyız!

Elbette, bunun önkoşulu; emperyalist güçlerin tetikçisi konumundaki terör örgütünün koşulsuz silah bırakması ve bu alçakça teröre son vermesidir.

Bu ülkenin bereketli toprakları, bu topraklarda yaşamakta olan  her insanı besler ve yaşatır.

28 Haziran İzmit’in Kurtuluşu’na gelince;

Öncelikle, okullarımızda ve sivil toplum kuruluşlarımızda “İşgal yıllarında İzmit”  gerçeği ciddi şekilde anlatılmalı, bellekleri boşalan insanlarımız, atalarının neler yaşadıklarını bilmelidirler.

Ancak bu bilinç ve ortak duygu yeşertilebilirse kurtuluş bayramımızı daha bir içtenlikle ve geniş katılımlarla kutlayabiliriz.

En üretken kuruluşları yabancıların eline geçmiş bir ülkenin kutlayacak kurtuluş bayramları olamaz!

Önce, ekonomik ve siyasal sömürüye karşı bilinçlenmek gerek!

Yoksa, gerisi büyük bir aldatmacadır!