Elveda Kıbrıs Ama Bir gün Mutlaka! (KKTC’nin 2002 – 2005 ‘Ver Kurtul Belgeseli!)

95

Emekli Yarbay ve Yazar Atilla Çilingir, Kıbrıs Gazisidir. 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na katıldığında, 26 yaşında Üsteğmen idi. Vatan aşkı ile dolu yüreğine Kıbrıs’ı da yerleştirmiş ve bu aşkla 8 adet kitap yazmıştır. Bu kitapların en hararetli ve feryat dolu olanı, en duygu yüklü olanı ELVEDA KIBRIS isimli eseridir. Çünkü Yunan işgali altında bulunan, ata yadigârı Kıbrıs’ı yeniden bağımsızlığına kavuşturan, yepyeni ve bağımsız bir Türk Devleti kurulmasını sağlayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mensubu olarak bu çalışmalara katılmış, defalarca ölüm tehlikesi ile burun buruna gelmiş, yönetimindeki askerî birlikten 14 Mehmetçiğin ve birliğine yardımcı olan Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı’na mensup pek çok mücâhidin şehit oluşuna şâhitlik etmiş, birçoğu, O’nun kucağından uçmağa varmıştır. Kıbrıs O’nun; canından-kanından oluşan ve soyadını taşıyan can evlatlarının üçüncüsüdür.

Atilla Çilingir; eserinde Kıbrıs Adası’nın jeostratejik konumunu ve Türkiye için taşıdığı hayatî önemi şöyle açıklıyor:

Kıbrıs Adası, yüzen bir uçak gemisine benzer. Adaya sahip olan devlet Ortadoğu’yu, Türkiye’yi, Balkan ülkelerini, Kafkasları ve Türk Cumhuriyetlerini havadan; Akdeniz, Süveyş Kanalı, Kızıl Deniz ve Hint Okyanusu ile ulaşım ve ikmal yollarını denizden kontrol etme imkânına sahip olur.

Kıbrıs Adası’nı elinde bulunduran güç, bölgedeki özellikle petrol ve doğal gaz gibi stratejik ve sanayinin belkemiğini teşkil eden enerji kaynaklarını da kontrol eder. Özellikle 2007 yılından itibaren İskenderun Körfezi enerjinin kilidi konumuna gelmiştir. Ada’nın kendi karasularındaki petrol rezervleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Yine Kıbrıs Adası’nı elinde bulunduran taraf Asya’yı Avrupa’ya bağlayan Anadolu’yu ve Kuzey Afrika ülkelerini de kontrol altında tutabilecektir.

İşte bunun içindir ki, Kıbrıs Ada’sı yüzyıllar boyunca her zaman önemi büyük bir toprak parçası olmuştur. En önemlisi bu yeşil adada ata yadigârı topraklarımızın bulunması ve Türkiye’mize sadece 71 km mesafede olması ve hepsinden de önemlisi bütün bu stratejik önemlere ilaveten tam 307 yıl egemenliğimiz altında bulunmuş olmasıdır… Ecdat yadigârı bu topraklarda 120.000 şehidimiz yatmaktadır.

Tarihin hiçbir döneminde Kıbrıs Ada’sı Yunan’a ait olmamıştır.’

Yazar Çilingir Birinci ve İkinci Barış Harekâtından sonra da 1985-1987 yılları arasında Garnizon Komutanı olarak Kıbrıs’ta görev yapmış, doğuşuna şahitlik ettiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nin emekleme döneminde de O’na kol kanat germiş, bağımsızlığının pekişmesi için, ebed-müddet yaşayacak güçlü bir devlet olması için canla başla çalışmıştır. Çalışmalarına, emekli olduktan sonra da konferanslar vererek, makaleler ve kitaplar yazarak devam ediyor.

Atilla Çilingir’in 2006 yılında basılan ELVEDA KIBRIS isimli, 13,7 X 21,2 santim ölçülerinde 328 sayfalık kitabı; fotoğraflar, kupürler ve belgelerle, tam anlamıyla bir belgesel niteliği taşımaktadır.

Kitap, Annan Planı’nın özetini verdikten sonra planın; siyasî eşitlik, sosyal adalet, egemenlik ve güvenlik açılarından incelenmesine ayrılan bölümle başlıyor. Belirlemelere göre Annan Planı tuzaklarla doludur. Kıbrıs’ta barışı sağlamak maksadıyla değil, kanlı bir iç savaşın fitilini ateşlemek ve bu ateş içerisinde Kıbrıs Adası’ndaki Türk varlığını yakarak eritmek maksadıyla hazırlanmıştır. Rum kesiminin 700.000 olan nüfusunun % 11’i, 20 yıllık zaman diliminde, KKTC’nin kalan kısımlarına yerleştirilecek, Türkiye kökenli 57.000 Türk derhal Kıbrıs’ı terk edecektir. Bu şartlar, Türkleri Ada’da azınlık konumuna düşürmek, eli kanlı militan Rumların ablukası altında tutmak demektir.

Kıbrıs Türkleri, beyin yıkama metotlarıyla, Avrupa Birliği (AB) üyeliği hayalleri ve AB’den gelecek yardım havucuyla aldatılmış, çığırtkan azınlığın ‘Yes be Annem…’ yaygaralarıyla Kıbrıs Türklerinin 24 Nisan 2004 Referandumu’nda ‘Evet‘ oyu kullanmaları sağlanmıştır. Cin fikirlilerin ve onlara kananların bir hesabı varsa, elbette Allah (Subhanehu ve Teala) Hazretleri’nin de bir hesabı vardır.  O hesap, asırlar boyunca İ’lâ-yi Kelime-t’Ullah için kanını sebil gibi akıtan, gül bahçesine girer gibi kara toprağa giren Türkler lehine tertip edilmiştir. Yüce uygulayıcı Türkleri, can düşmanlarına ‘Hayır‘ oyu verdirerek kurtarmıştır.

İlahî adaletin bu şekilde tecelli ettiğine inanmayanların da kendilerine göre gerekçeleri vardır: Annan Planı ile Kıbrıs, 20 yıl içerisinde tam manası ile Türklerden arındırılacak ve Ada’nın tamamı Rumların olacaktır. Tez canlı Rumların ise acelesi vardır ve bu kadar beklemeye tahammülleri yoktur. Annan Planının üzerinden 11 yıl geçmiştir, tez canlılar bir taraftan hayallerini diri tutmaya çalışırlarken, diğer taraftan Akdeniz’deki bilumum balıkların kavak ağacına yuva yapmalarını temin maksadıyla alkış tutmakla meşgul olmaktadırlar.

Ah bu tez canlılık yok mu? Gözleri öylesine döndürmüş, başlarındaki şapkayı fırlatıp atar gibi, kafatasları içindeki beyinciklerini sokağa attırmıştır ki, Annan Planı ile Türkiye’nin denizden Kıbrıs’a yaklaşmaları bile Rumların iznine bağlanıyordu. Türkler,  hîn-i hâcette,  soydaşlarının yardımına gidemeyeceklerdi.

Yarbay Çilingir kitabında yalnızca gelişmeleri anlatmak ve tahlil etmekle yetinmiyor, Kıbrıs Türklerinin ve dahi Türkiye’nin yapmaları gerekenler konusunda da stratejiler hazırlıyor, çözümler üretiyor. Asıl önemlisi de AB sevdası uğruna, Kıbrıs’ı pazarlık masasına yatıranlara, unuttuklarını ve göremediklerini hatırlatıyor.

Ve tabiidir ki sayfalar arasında, satırlar arkasında KKTC’nin kurucusu Merhum Mücahit Denktaş yer alıyor. Denktaş Kıbrıssız olamayacağı gibi, Denktaşsız Kıbrıs da düşünülemez. O, kurduğu devletin millî menfaatlerine ömrünü adamış bir liderdir. İnce bir nezaket göstererek 20 Nisan 2005’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmadı, siyasetten çekildi. Fakat Kıbrıs için çalışmaktan geri durmadı. Ebedî âleme doğmasının hemen arifesinde aldığı son nefesleri arasında bile Kıbrıs’ı anıyor,  ‘Devlete ve bağımsızlığa sahip çıkın. Kıbrıs Türkünün tarihî mücadelesini yeni nesile anlatmak herkesin vatan ve vicdan borcudur.’ Diyordu.

Şu veciz sözler; vücudunun pek çok organı iflasın eşiğinde olan fakat imanı, zekâsı ve tefekkür kabiliyeti doruklarda seyreden bir fâninin; hasta değil, ölüm yatağından insanlığa mesajıdır: ‘Devletsiz kalmak demek, her şeyiyle aciz kalmak demektir. Başkasına muhtaç olmak demektir. Devletsiz yaşayan insanlar olabilir fakat devletsiz yaşayabilen millet yoktur. Kıbrıs Türkleri, Büyük Türk milleti camiasının ayrılmaz, kopmaz bir parçasıdır.’

Sayın Denktaş’ın ebedî âleme doğmasından sonra Kıbrıs Millî Davamız zannedilmesin ki sahipsiz kalmıştır. Emekli Yarbay ve Yazar, Kıbrıs Gazisi Atilla Çilingir ve Onunla fikir birliği yapmış mücahit ruhlu Kıbrıs dostları, Kıbrıs için toprağa düşmüş Mehmetçiklerin canı pahasına kurtarılan vatan topraklarını düşmana teslim etmemek konusunda kararlı ve azimlidirler.

Toplumsal Dönüşüm Yayınları:

Cağaloğlu Yokuşu, Ergüç Han Kat: 3 Nu: 9 Cağaloğlu, İstanbul. Telefon: 0.212-528 66 89 Belgegeçer: 0.212-519 84 85 e-posta: kardakegitim@gmail.com

Atilla Çilingir:

1947 yılında Samsun’da doğdu. Atilla Çilingir, 1959 yılında ve 12 yaşındayken başladığı askerlik hayatı, emekli olduğu 1990 yılına kadar kesintisiz 31 yıl devam etti.

1967 yılında teğmen rütbesi ile bu mukaddes ocakta göreve başladığı zaman, Kıbrıs olayları bütün hızıyla devam ediyordu. O yıllarda Ada’da bulunan şanlı Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nda görev almak için defalarca dilekçe veren Teğmen Çilingir, 1974 yılının sıcak bir Temmuz sabahı kendisini Yeşil Ada’da, savaşın içinde buldu. Kıbrıs Muharebeleri’nin her safhasında başarıyla görev yaptı ve ‘Gazi ‘ unvanı ile mükâfatlandırılarak, Türkiye’ye döndü.

1974-1975 ve 1985-1987 yıllarında görev yaptığı Kıbrıs’ta, bu milli dâvâmıza sahip çıkan ve o topraklarda seve seve hayatlarını feda eden şehitlerimizin kan ve can bedellerinin yılmaz savunucusu bir komutan olarak 41 yıldan beri Kıbrıs davamızdaki haklılığımızı savunmak adına değişik platformlarda görev aldı, almaya da devam etmektedir.

Kendi isteği ve Yarbay rütbesiyle TSK’dan emekli olan Atilla Çilingir Kıbrıs davamızı anlatan 8 adet kitap yazdı.

Hâlen Kıbrıs Türk Kültür Derneği İstanbul Şubesi’nin yönetim kurulunda görev yapan Çilingir, evli ve 2 çocuk sahibi olup, İngilizce bilmektedir.

 

Önceki İçerikAKP+MHP Koalisyonu
Sonraki İçerikSapla Saman Karışmış Yine
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.