Ekonomide Çıkmaz Sokak

198

Az gelişmiş ülkelerin çoğu sık sık ekonomik krizler yaşamakta, gelişmemişlik çemberini kıracak atılımları yapamamaktadır. Bunun sebebi genellikle hep yanlış işler yapmaları değil, artık geçerliliği kalmamış, miadı dolmuş doğruları tekrar edip durmalarıdır.

Bu ülkelerin vatandaşları için yeterli zenginliği yaratamamış olmalarının sebepleri üzerinde düşünmemiz gerekir. Az gelişmiş ülkeler genellikle tabii kaynaklarını ucuz fiyatlarla gelişmiş ülkelere satmak veya ucuz işgücünü bir rekabet avantajı olarak kullanıp, herkesin üretebileceği harcıâlem malzemeleri ucuza üreterek satmak suretiyle bir rekabet gücü elde etmeye çalışırlar.

Zaman içinde rekabet şartlarında değişiklikler görülür. Bu ülkeler yeni rekabet şartlarına ayak uyduramaz hale gelir. Sürekli olarak ucuz işgücüne ve doğal kaynaklara dayanarak rekabet etmeye çalışan bu ülkelerin sağladığı ekonomik canlılık geçici olmakta, rekabet gücü ise sürdürülebilir olmaktan uzak bulunmaktadır.

Araştırmalar, ülkelerin milli gelirleri içindeki doğal kaynak ihracatı oranı yükseldikçe gelişmişlik seviyelerinin düştüğünü ortaya koymaktadır. Turgut Özal’ın “Türkiye’nin iyi ki petrolü veya diğer zengin tabii kaynakları yok. Aksi taktirde bugünkü kadar dahi gelişmiş olamazdık” anlamındaki sözü bu gerçeği ifade ediyordu.

Türkiye’nin doğal kaynakları kısıtlı olduğu için şimdiye kadar edindiği önemli ekonomik değerleri, Cumhuriyet tarihi boyunca kurduğu önemli şirket ve kurumları yabancılara satmak suretiyle yaşadığımız ekonomik darboğazdan çıkma politikalarını da bu kapsamda değerlendirmek mümkündür.

Geçtiğimiz hafta içinde ülkemizin tek Petrokimya Kompleksinin yabancılara satıldığı ihale yapıldı. Ayrıca Mersin ve İzmir limanlarının yabancılara devri gerçekleşti.

Özelleştirme politikalarının yabancılaştırma politikalarına döndüğünün son örnekleri bunlar. Ayrıca Oyakbank’ın bir Avrupalı dev bankaya satılması da bazılarınca sevinçle karşılandı. Bu gelişmeler üzerine yüzde 72’si yabancıların elinde olan Borsamız (!) rekor üstüne rekor kırıyor.

Bütün ekonomik değerlerimizin yabancılara satılması metodunun kalıcı ve sürekli bir ekonomik iyileştirme sağlayacağına, hiçbir aklı başında insanın inanması beklenemez.

Bırakın az gelişmiş ülkeleri, ABD, Almanya, Fransa gibi gelişmiş ülke devletleri bile önemli ekonomik varlıklarının (bunlar özel şirket olsa bile) yabancıların eline geçmemesi için özel yasal düzenlemeler yapıyor. Hatta yasal düzenleme olmasa bile toplum içinde yabancılara satış konusunda öyle ciddi tepkiler ortaya çıkıyor ki Çin ABD’den, Almanya Fransa’dan önemli bir şirket satın alamıyor.

Özellikle az gelişmiş ülkelerin liderleri, küresel ekonomi içinde rekabet edebilmek için yeni metotlar bulmak ve uygulamak zorundadır. Türkiye’nin borcu borçla döndürme anlayışı ve buna ilaveten ekonomik varlıklarımızı yabancılara satma politikasının sonu çıkmaz sokaktır.

Bütün topluma yayılmış bir ekonomik ve sosyal başarı hedeflenmeli, bunun için devlet ve özel sektör liderleri mevcut gidişatı değiştirmek için sorumluluk almalıdır. Bu değişiklik bir strateji üzerine kurulmalıdır.

Çoğu uygulama genellikle bir önceki uygulamaların sonuçlarının yarattığı baskı ve olumsuzluklara reaksiyon olarak yapılır. Bu defa uygulamamız doğru tercihlerin ve doğru stratejinin sonucu olmalıdır. Doğru strateji ise bilinçli seçimlerin zamanında uygulamaya konulmasıdır.

Bu defa Türkiye seçimini bu esasa uygun olarak yapmak zorunda. Zira “seçim yapmamak, seçim yapmaktır.”

Önceki İçerikBiz Niye Hayvanat Bahçesindeyiz?
Sonraki İçerikSandığa Giderken
Ruhittin sönmez
Ruhittin Sönmez 1956 Bucak/ Burdur doğumludur. 1980’den itibaren Kocaeli’de yaşamaktadır. EĞİTİM: İlkokul, orta okul ve lise eğitimlerini Bucak’ta yaptı. 1973’te İstanbul Üniversitesi Kimya Fakültesi - Kimya Yüksek Mühendisliğinden ve 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İŞ HAYATI: 1978-1980 Akyazı/Sakarya Yonca Süt Fabrikası İşletme ve Laboratuvar Şefi 1980-1995 Petkim A.Ş. Yarımca Kompleksi (İşletme Mühendisi, İşletme Şefi, Başmühendis.) 1995-2001 Satış Müdür Muavini 2001’de 8. Beş Yıllık Kalkınma Planı Kauçuk Ürünleri Sanayii Özel İhtisas Komisyonu Başkanlığı yaptı. 2001-2004 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdür Yrd. 2004 - 01.02.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi Ticaret Müdürü. 01.02.2007 - 30.09.2007 Tüpraş Körfez Petrokimya ve Rafinerisi İnsan Kaynakları Müdürü. 01.01.2008 - 30.10.2008 Yantaş Yavuzlar Plastik A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı. 03.03.2010’den itibaren Serbest Avukat 2018’den itibaren Arabulucu Sosyal Faaliyetler: Yaklaşık 16 yıl Türk Sanat Müziği korolarında korist olarak çalıştı. (İstanbul Üniversitesi Korosu, Kubbealtı Musiki Cemiyeti ve Tüpraş Türk Sanat Müziği Grubu) 250 Mühendis üyesi bulunan Petkim Mühendisler Derneği'nde 4 yıl başkanlık yaptı. Kocaeli Aydınlar Ocağı'nda Başkan Yardımcısı, Yönetim Kurulu Üyesi ve 7 yıl Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yaptı. 2001-2002 yıllarında Kocaeli TV' de "Geniş Açı" adlı siyasi, sosyal, kültürel tartışmaların yapıldığı programın yapımcılığı ve sunuculuğunu yaptı. Ocak 2023’ten itibaren aynı programı noktaTV’de devam ettirmektedir. Halen Kocaeli Gazetesinde haftada 2 gün köşe yazısı yayınlanmaktadır. Bu yazıların tamamı kocaeliaydinlarocagi.org.tr sitesinde yer almaktadır.