18.8 C
Kocaeli
Salı, Ekim 14, 2025
Ana SayfaDin ve AhlâkDüşün Damlaları  (11)

Düşün Damlaları  (11)

      “Anlamadım!” diye, hemen okumaktan vazgeçmemeli. Sonra anlamamız; bugün anlamadan bile okumamıza bağlı. Aslında, hiç anlamıyor değiliz. Çünkü okuyuş; toprağa tohum ekmek gibidir. Nasıl ki, tohum nice zaman sonra başını topraktan çıkarıyor. İşte bu çıkış için, önceden ekiş ve bir müddet bekleyiş gerek. Bütünü, kuş uçuşu ile okuyarak, önce keşfe çıkmalı. Böylece konacağımız yeri, üstünde duracağımız konuyu tespit etmiş oluruz. Zira bütünü bilen; parçayı daha iyi, daha kolay anlar ve kavrar. Evet, her okuyuş bilgi toplayıcılıktır. O netice, nice müşkülleri anlamada anahtar vazifesi görür. Meçhullerin kapılarını aralar ve açar.

     Tekrar tekrar okumakla; akıl, beyin ve hâfıza tarlasını sürmeye ettikçe devam;

     Ancak bu uğraş sonunda hedef; eninde sonunda verir sana selâm.

x

     Her yer gurbet.

     Her yer uzlet.

     Cehalet; gafletle seyrin eseri.   

     Bırakırsan gafletli bakışı,

     Edinirsen hikmetli akışı,

     Görünür her şeyde hikmetin başı.

     Çünkü,

     Ancak, hikmetli bakış gösterir;

     Her şeydeki gerçek değeri.

x

     “Lâ ikrahe fi’d-dîn.”

     İslâma girmeleri için, kişilere baskı yapmak, İslâm’da yok.

     Tebliğ ve anlatış var, zorlayış yok.

     Akla kapı açıp, düşünceye çağrıda bulunup;

     Tercih ve seçimi muhataba bırakmak asıldır.

     Müslümana; incitmeden, kalbini kırmadan, yumuşak bir dille;

     Dinî görevlerini hatırlatmak ise, ona baskı olarak anlaşılmamalı.

     Yapması gerekenleri yapması,

     Bilmesi gerekenleri bilmesi,

     Yapmaması gerekenleri yapmamasını, güzellikle anımsatmak demektir.

     Çünkü o, bunları yerine getirmekle mükellef ve yükümlüdür.

     Kaldı ki bunlar; İslâmı kabul etmekle,

     Zaten, yapmayı taahhüt ettiği hususlardır.   

x

     “ ‘Vusûlsüzlüğümüz usûlsüzlüğümüzdendir.’ denilir. Yani hedefe varamayışımız, usûlüne uygun hareket etmeyişimizdendir. Usûl / metod bilgileri, binanın temeline veya ağaçların köklerine benzer. Temel sağlam olmazsa bina çöker. Ağacın kökü sağlam değilse, meyveleri ya hiç olmaz veya cılız olur.” (Prof. Dr. Şadi Eren)

x

     “Hem Kur’ân hem de Kâinat birer kitaptır. Kur’ân Cenab-ı Hakk’ın kelâm sıfatından (Kelâmî / Sözel bir kitap), Kâinat da (Kevnî / maddî bir kitap olarak) kudret sıfatından gelir.”                                                                                                                                           

x

     Okumayan insan; insan olarak yaratılışının gereğini, diğer varlıklardan bu yönüyle ayrıldığını, mümtaz / seçkin bir şahsiyet olduğunu göstermiyor demektir!

x

     Bizde olan “Hürriyet” yarım hürriyettir. Onu tamamlamak için, başkasının hürriyetini de tanımalı ve ona saygı göstermelidir.                                                      

Muhsin Bozkurt
Muhsin Bozkurt
1944 yılında İstanbul'da doğdu. 1955'de Ordu ili, Mesudiye kazasının Çardaklı köyü ilkokulunu bitirdi. 1965'de Bakırköy Lisesi, 1972'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. 1974-75 Burdur'da Topçu Asteğmeni olarak vatani vazifesini yaptı. 22 Eylül 1975'de Diyarbakır'ın Ergani ilçesindeki Dicle Öğretmen Lisesi Tarih öğretmenliğine tayin olundu. 15 Mart 1977, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Osmanlıca Okutmanlığına başladı. 23 Ekim 1989 tarihinden beri, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünde Yakınçağ Anabilim Dalı'nda Öğretim Görevlisi olarak bulundu. 1999'da emekli oldu. Üniversite talebeliğinden itibaren; "Bugün", "Babıalide Sabah", "Tercüman", "Zaman", "Türkiye", "Ortadoğu", "Yeni Asya", "İkinisan", "Ordu Mesudiye" ve "Ayrıntılı Haber" gazetelerinde ve "Türkçesi", "Yeni İstiklal", "İslami Edebiyat", "Zafer", "Sızıntı", "Erciyes", "Milli Kültür", "İlkadım" ve "Sur" adlı dergilerde yazıları çıktı. Halen de yazmaya devam etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa'nın Kısas-ı Enbiya ve Tevarih-i Hulefası'nı sadeleştirmiş ve 1981'de basılmıştır. Metin Muhsin müstear ismiyle, gençler için yazdığı "Irmakların Dili" adlı eseri 1984'te yayınlanmıştır. Ayrıca Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nce hazırlattırılan "Van Kütüğü" için, "Van Kronolojisini" hazırlamıştır. 1993'te; Doğu ile ilgili olarak yazıp neşrettiği makaleleri "Doğu Gerçeği" adlı kitabda bir araya getirilerek yayınlandı. Bu arada, bazı eserleri baskıya hazırlamıştır. Bir kısmı yayınlanmış "hikaye" dalında kaleme aldığı edebi yazıları da vardır. 2009 yılında GESİAD tarafından "Gebze'de Yılın İletişimcisi " ödülü kendisine verilmiştir.

Seçtiklerimiz

spot_img