Dr. SÂKİN Öner’le Öğretmenler Hakkında Konuştuk:

84

Öğretmenlere,
İmtihanla Değil, Kıdemine Göre Kariyer Ve Maaş Verilmelidir
.’

Oğuz Çetinoğlu: İlk ve
orta öğretimde öğretmenlerin; Öğretmen, Uzman Öğretmen, Başöğretmen olarak
kademelendirilmesi ile üniversite öğretim üyelerindeki
Öğretim Görevlisi, Dr.
Öğretim üyesi, Doçent ve Profesör unvanlarıyla anılan gruplandırmalar arasında bir
benzerlik kurulabilir mi?

Dr. Sâkin Öner: 14 Şubat 2022 târihli Resmî Gazete’de yayımlanan 7354
sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu ile
eğitim ve öğretim hizmetlerini
yürütmekle görevli öğretmenlerin atamaları ve meslekî gelişimleri ile kariyer
basamaklarında ilerlemelerinin düzenlenmesi hedef alınmıştır. Bu düzenlemenin
yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının Öğretim Görevlisi, Dr. Öğretim üyesi, Doçent ve Profesör unvanlarıyla bir
ilgisi yoktur. Yalnız şöyle bir ilişkisi vardır: Bu kanuna göre yüksek lisans (master)
yapan öğretmenler imtihansız olarak Uzman Öğretmen, doktora yapan öğretmenler
de imtihansız olarak Başöğretmen unvanı alacak. Fakat öğretmenler emekli
olunca, unvanı ne olursa olsun farklı maaş alamayacaklar, tek tip maaş
alacaklar. Sadece kıdemleri maaşlarını etkileyecek. Hâlbuki
yükseköğretim
kurumlarındaki öğretim elemanları emekli olunca,
unvanlarına göre maaş alırlar.

Çetinoğlu: Üniversite
öğretim üyeleri mesleğe intisap ederken belirtilen kademeleri aşmak için
imtihan mâhiyetinde tez hazırlamak mecburiyetinde olacaklarını
biliyorlardı.  Öğretmenler için getirilen bu yeni sistem ise, ‘oyun
devam ederken kaide değiştirmek
’ şeklinde yorumlanabilir mi?

Dr. Ömer: Aslında bu tip yeni düzenlemeler, kanunun kabulünden sonra mesleğe
intisap edenlere uygulanması gerekir. Burada şu bilgiyi vermem gerekiyor.
Öğretmen
kariyer basamakları uygulaması ilk defa 2005-2006 yıllarında
Sayın Hüseyin Çelik’in Millî Eğitim Bakanlığı döneminde yapıldı. Meslekte 8 yılı
dolduran öğretmenler imtihana tâbi tutularak, yüksek
lisans (master) yapan öğretmenler ise imtihansız olarak  Uzman Öğretmen
yapıldı. Başöğretmenlik unvanı için imtihan açılmadı, sâdece doktora yapan
öğretmenlere imtihansız olarak Başöğretmen unvanı verildi. Bu süreçte 75 bin
öğretmene Uzman Öğretmen, 330 öğretmene de Başöğretmen unvanı verildi. Ben de o
dönemde branşımda birinci sırada Başöğretmen oldum.  Bu öğretmenler çalıştıkları sürece diğer
öğretmenlerden bir miktar farklı maaş aldılar. O târihte devlet okullarında
600.000 öğretmen vardı. Bir daha imtihan açılmadığı için 525.000 civarında
öğretmen mağdur oldu. Emekli olunca ise Uzman Öğretmenler de Başöğretmenler de unvansız
öğretmenler gibi emekli oldular. O târihte öğretmen
kariyer basamakları
ile ilgili hukûkî bir düzenleme yapılmadı.

Çetinoğlu: Millî
Eğitim Bakanlığı’nı yeni bir sistem arayışına yönlendiren sebepler nelerdir?

Dr. Öner: Millî Eğitim Bakanlığı, öğretmen kariyer basamakları sistemine,
öğretmenleri yüksek lisans ve doktora yapmaya, kendilerini geliştirmelerine,
meslekî alanda rekabeti artırmaya teşvik etmek için harekete geçirmek istiyor.

Çetinoğlu: Sebeplerle
alâkalı açıklamaları tatminkâr bulmak mümkün mü? Yeni sistemden umulan
faydaların neler olabileceği düşünülüyor? Bu faydalar elde edilebilir mi?

Dr. Öner: Mümkün değil. Hatta bu sistem değişikliği öğretmenler arasında
huzursuzluğa yol açacak, motivasyon düşüklüğüne sebep olacak. Öğretmenlerin toplumdaki
imajını, itibarını sarsacak. Öğrencilerin ve velilerin öğretmenlere bakışını
çok etkileyecek 

Çetinoğlu:  Sizce sistemin diğer mahzurları nelerdir?

Dr. Öner
Bu sistemin çok mahzuru var. Konuya önce öğretmenler açısından bakalım:
İmtihanda başarısız olan ve bu unvanı alamayan öğretmenler, kendilerine olan
güvenlerini kaybedecek. Unvan alan öğretmenler yanında kendini küçük görecek.
Bu durum, âilesi içinde bile huzursuz olmasına yol açacak. Yaptığı eğitim ve
öğretim hizmetinden soğuyacak, dolayısıyla verimi düşecek. İşinden zevk
alamayacak, üzüntülü ve isteksiz olarak okula gidip gelecek. Öğrenciler,
öğretmenlerini bu unvanlara göre değerlendirecek, unvansız öğretmenlere farklı
bakacak. Bu imtihanlarda mesleğinde başarısız olan bazı öğretmenlerin imtihanı
kazandığını görünce bu unvanları ciddiye almayacak. Fizikî yapısının
güzelliğine göre okul seçen veli, çocuğunu unvanlı öğretmenlerin okutmasını
isteyecek. Özellikle bu durum ilköğretimde büyük sıkıntı yaratacak. Bazı
öğretmenlerde yığılma olacak, bazıları da dışlanacak. Bu da bir kargaşaya ve
huzursuzluğa sebep olacak. Bazı okullar, unvan sâhibi olan öğretmenlerin
gireceği sınıfları okul için bir rant kapısı olarak görüp, ona göre bağış
isteyebilecekler.   

Çetinoğlu: Sistem
hakkında bilgi verir misiniz?

Dr. Öner: Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik
Kariyer Basamakları Yönetmeliği
’nin ‘Yazılı imtihan’ başlıklı
24. Maddesine göre;  ‘Yazılı imtihan,
Ölçme, Değerlendirme ve İmtihan Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce uzman
öğretmenlik ve başöğretmenlik için ayrı ayrı olmak
üzere yılda bir defa yapılır. Bu imtihanlarda 100 puan üzerinden 70 ve üzerinde
puan alanlar başarılı sayılır
.’ Buna göre, imtihanda 70 puanın altında
kalan öğretmenle başarısız sayılacak.

 

Bu
durumda bu imtihanlar, öğretmenin zâten yıpranmış olan itibarını iyice
yıpratacak. imtihanda başarısız olan öğretmenler, büyük bir motivasyon kaybına
uğrayacaklardır. Bunun çeşitli yansımaları olacaktır. Bu durum hem ruh
sağlığını etkileyecek, huzursuz ve üzüntülü yapacak, hem de meslekî verimini
düşürecektir. Millî Eğitim Bakanlığı’nın bu durumu da göz önünde bulundurması
gerekir.

Çetinoğlu: Kariyer
basamakları imtihanı, öğretmenlerin meslekî yeterliliklerini ölçmede ne kadar
yeterlidir?

Dr. Öner: Öğretmenlik kariyer basamakları imtihanlarında kesinlikle
öğretmenlerin meslekî yeterliliklerini ölçemez. Bir öğretmenin uzman öğretmen, başöğretmen olması için önce
branşında uzman olması gerekir. Halbuki bu imtihanlarda hiç branş sorusu
sorulmuyor, meslekî performansı ölçülmüyor. Bu programlarda hangi konularda
soru sorulacağına bir göz atalım.
Uzman
Öğretmenlik ve Başöğretmenlik imtihanlarında yaz dönemlerinde verilen eğitim
programlarındaki şu konularla ilgili sorular sorulacak: Öğrenme ve Öğretme
Süreçleri, Ölçme ve Değerlendirme, Özel Eğitim ve Rehberlik, Eğitim
Araştırmaları ve Ar-Ge Çalışmaları, Eğitimde Kapsayıcılık, Çevre Eğitimi ve
İklim Değişikliği, Sosyal Etkileşim ve İletişim, Dijital Yetkinlik, Güvenli
Okul ve Okul Güvenliği. Başöğretmenlik için verilen ve imtihanlarında bu
konulara ek olarak şu konulardan da sorular sorulacak: Okul Geliştirme ve
Liderlik, Sosyal Hissî Öğrenme Becerilerin Geliştirilmesi, Dikkat, Hâfıza, Dil
Kullanma ve Anlama, Öğrenme, Değerlendirme ve Karar Verme Gibi Zihnî
Kabiliyetleri ve Düşünme Becerileri.

Görüldüğü gibi bu imtihanlarda
kesinlikle branşla ilgili soru sorulmuyor. 2006 yılında yapılan kariyer basamakları imtihanlarında maalesef bazı
yetersiz öğretmenler imtihan kazanarak uzman öğretmen oldular. Ayrıca
öğretmenlerin meslekî performansı da ölçülmüyor.

 Çetinoğlu:
Türkiye’mizde öğretmenlik
mesleğinde uygulamaya konulan bu kariyer basamakları  sistemini tatbik
eden başka ülke veya ülkeler var mı?

 

Dr. Öner: Avrupa ülkelerinin bazılarında öğretmenliğe başlamak
için, öğretmen eğitimi diploması yeterlidir. Bazı ülkelerde (İspanya, Fransa,
İtalya, Lüksemburg, Arnavutluk ve Türkiye) aday öğretmenler tam yeterliliği
elde etmek için rekabetçi bir imtihanı geçmek mecbûriyetindedir. Bazı ülkelerde
ise yazılı imtihanlar, mülakatlar, portfolyoların değerlendirilmesi,
öğretmenlik uygulamasının gözlemlenmesi veya bu yöntemlerin herhangi bir
kombinasyonu şeklinde organize edilebilmektedir. Mesleğe başlayan öğretmenler,
sürekli meslekî gelişim faaliyetlerine katılırlar.

Avrupa
ülkelerindeki öğretmenlik kariyer basamakları üzerinde yapılan bir araştırmaya
göre, 42 Avrupa ülkesinden
21 ülkede ‘Düz Kariyer Yapısı’, 21 ülkede ise Çok Seviyeli Kariyer Yapısı’
uygulanmaktadır. Düz Kariyer Yapısında: kariyer basamakları bulunmamaktadır. Çok
Seviyeli Kariyer Yapısı uygulayan ülkelerden birkaçında kariyer basamaklarına
bakalım.

 Kıbrıs ‘ta,
üç kariyer seviyesi, okul yönetimindeki bir ilerlemeye karşılık gelir: (1-Öğretmen,
2-Başöğretmen ve 3-Müdür Yardımcısı, Letonya‘da
kariyer yapısı beş ‘Kalite Seviyesi’ne
dayanmaktadır. Romanya;  (1-Başlangıç Öğretmeni, 2-Öğretmen, 3-Öğretme
Seviyesi II ve 4-Öğretme Seviyesi I-Bulgaristan:
(1-Öğretmen, 2-Kıdemli Öğretmen, 3-(Baş Öğretmen). İrlanda: (1-Öğretmen, 2-Asistan Öğretmen II, 3-Özel Yetkili
Öğretmen, 4-Asistan Öğretmen /Asistan Müdür Yardımcısı, 5-Müdür Yardımcısı, 6-Müdür).
Fransa: (1-Öğretmen, 2- Öğretmen
Eğiticisi, 3.Pedagojik Danışman). Arnavutluk:
(1-Öğretmen, 2. Nitelikli Öğretmen, 3- Uzman Öğretmen, 4-Usta Öğretmen).

Öğretmenler bu kariyer
basamaklarına imtihanla değil, meslekî eğitim başarılarına, bu konularda
yaptıkları eğitime ve performanslarına göre yükselirler. Burada şunu da
belirtmek gerekir, öğretmene meslek içinde -mentorluk dâhil- her türlü destek
verilmektedir.  Fransa‘nın ortaokul öğretmenleri 100’lük bir ölçekte
değerlendirilir ve bu derecelendirmenin % 40’ı okul lideri ve% 60’ı da müfettiş
tarafından yapılır. Polonya‘da,
‘performans değerlendirmesi’ yazılı olarak verilir ve ‘olağanüstü’; ‘pozitif’;
veya ‘negatif’ gibi notlardan biriyle sonuçlanır.  Slovenya‘da
düzenli değerlendirme ölçeği beş, Karadağ‘da
ise 10’un üzerindedir. Birleşik Krallık‘ta
(İngiltere ve Galler), değerlendirme, öğretmenin maaşının artmasını formüle
eder.

Kariyer ilerlemesi ve
maaş, kariyer yapısında daha yüksek bir seviyeye yükselme, çok seviyeli bir
kariyer yapısına sâhip ülkelerin çoğunda maaş artışına bağlıdır. Almanya‘da; Öğretmenler A12 maaş
grubunda başlar, ‘Kıdemli Öğretmen’ olduklarında A13 maaş grubuna geçer ve ‘Çalışma Şefi’ olarak A14 maaş grubunda
maaş alır. İrlanda’da öğretmenler,
kariyer seviyesine göre ücret alırlar.

Çetinoğlu: Öğretmenlik
kariyer basamakları imtihanının mahzurlarını ortadan kaldırması için neler yapılmalıdır?

Dr. Öner: Öğretmenler, Millî
Eğitim Bakanlığı’na şu soruyu soruyor: ‘16
yıl önceki ilk imtihanda yapılan yanlışlar neden benzer yanlışlarla devam
ettiriliyor
?’

Şimdi
öğretmenlik kariyer basamakları imtihanının mahzurlarının ortadan kaldırılması
için yapılması gerekenleri şöyle özetleyelim:

1-Belli
süreleri dolduranlar doğrudan imtihana alınmalı, arşiv evrakı peşinde
koşturulmamalıdır. Ücretli öğretmenlikte geçen süre de görev süresine dâhil
edilmelidir.

2-İmtihan yapılacaksa,
öğretmenlere en az yüzde 40 oranında kendi branşıyla ilgili sorular sorulmalı,
ayrıca meslekî performansı da değerlendirilmelidir.

3-Lisansüstü
eğitim (master, doktora) yapan öğretmenler, eğitim görmeden ve imtihana
girmeden doğrudan kariyer sâhibi olmaktadırlar. O zaman Millî Eğitim
Bakanlığı’nın üniversitelerle işbirliği yaparak, öğretmenlerin branşlarında
veya eğitim bilimleri alanında, fazla mâlî külfet yüklenmeden lisansüstü eğitim
yapmaları sağlanmalıdır.

Çetinoğlu: Sayın Öner, konu ile
alâkalı doyurucu açıklamalarınız için teşekkür ederim. Bu konuda eklemek
istediğiniz başka bir husus var mı?

Dr. Öner: Bu konudaki görüşlerimi paylaşma imkânı verdiğiniz için
ben teşekkür ederim. Bu konuda söyleyeceğim son sözler şunlar: Millî Eğitim Bakanlığı’nın, Avrupa’da
kariyer sistemi uygulayan ülkelerin yaptığı gibi, öğretmenlere imtihanla kariyer
verip zam yapmaktan vazgeçilmeli, kıdemlerine göre kariyer ve maaş verilmelidir.
Önemli olan öğretmenlere ülkenin yükselmesinde aldıkları sorumluluğa denk bir
maaş verilmelidir. ‘Ücretli, sözleşmeli ve kadrolu öğretmen’ ayırımı
kaldırılmalıdır. Metropollerdeki öğretmenlere barınma ve ulaşım desteği
verilmelidir. Bütün öğretmenlere yıpranma payı verilmelidir. Hepsinden önemlisi
öğretmenlere özel bir uzmanlık mesleğinin mensubu olduğu, her türlü destekle
hissettirilmelidir. imtihana girme konumunda olan bütün öğretmenlere tavsiyem,
mağdur olmamaları için, bu tartışmalardan uzak kalarak, 19 Kasım 2022 târihinde
yapılacak olan Uzman Öğretmenlik ve Başöğretmenlik kariyer imtihanlarına
katılmalıdırlar.  

İmtihana girecek bütün
öğretmenlerimize imtihanda başarılar diliyorum.

Dr. SÂKİN ÖNER

      Sâkin Öner 05.10.1947 tarihinde Denizli
ilinin o zaman Çal ilçesine bağlı bulunan ve günümüzde Baklan adı ile ilçe
olan Dedeköy bucağında doğdu. Emniyet Komiseri olan babasının görevleri
sebebiyle ilkokulu; Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde, Manisa vilayetinde, Afyon
ilinin Sandıklı ilçesinde, ortaokulu; Sandıklı, Balıkesir’in Bandırma
ilçesinde, Van’da okudu, Liseyi 1965 yılında Yozgat’ta bitirdi. 

      Üniversiteye İstanbul Hukuk
Fakültesi’nde başladı. Gazetecilik tutkusu ve geçimini sağlama düşüncesiyle
Bab-ı Âli’de Sabah Gazetesi’nde muhabir olarak çalışmaya başladı. 1966
yılında Bugün Gazetesi’ne teknik sekreter olarak transfer oldu. 1967’de Hukuk
Fakültesi’nden ayrılarak yeniden girdiği Üniversite Giriş imtihanı sonucunda
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne
kayıt yaptırdı. Üniversite hayatı boyunca; dergicilik, kitapçılık ve
yayıncılık yaptı. 1972 yılı Şubat ayında mezun oldu. Denizli iline öğretmen
olarak tâyin edildi. İstanbul’da Atatürk Eğitim Enstitüsü’nde, Sinop Lisesi,
İstanbul Kız Lisesi, Şehremini Lisesi, Pertevniyal Lisesi ve Behçet Kemal
Çağlar Lisesi’nde idareci ve öğretmen olarak çalıştı. İstanbul Millî Eğitim
Müdürlüğü’nde Müdür Yardımcılığı, Vefa Lisesi’nde müdürlük yaptı. ‘Tanzimat
Döneminde Dil ve Edebiyatta Milliyetçilik’ konulu doktora tezini vererek ‘Türk Dili ve Edebiyatı Doktoru”, 2005
yılında Millî Eğitim Bakanlığınca ilk defa uygulamaya konulan öğretmenlik
kariyer basamakları uygulamasında, en yüksek puanı alarak kendi alanında ‘Birinci sırada Başöğretmen’ unvanını
kazandı. 2010 yılında tâyin edildiği İstanbul Erkek Lisesi Müdürlüğü’nden, 07
Mart 2012 tarihinde yaş haddi sebebiyle emekli oldu.

       Sâkin Öner, ailesinden, Van ve
Yozgat’taki arkadaşlarından aldığı etkilerle milliyetçi ve maneviyatçı
duyguları ağır basan, fikrî ve siyasî hareketlerle ilgilendi, şiir ve nesir
alanında çalışmalar yaptı. Gazete ve dergilerde üst düzey yönetici olarak
görev yaptı, yayınevi kurdu, dergi çıkardı, bu yayın organlarında Türk
Milliyetçiliği fikriyatına hizmet eden makaleler yazdı.  

        Göktuğ Yayınevi tarafından 1971
yılında yayımlanan Osmanlıcadan Türkçeye çevirdiği Ömer Seyfettin’in ‘Amelî Siyâset’ isimli eseri, Sâkin
Öner imzasıyla yayınlanan ilk kitaptır. Aynı yazarın ‘Türklük Ülküsü’ isimli kitabını da Osmanlıcadan Türkçeye çevirip
yayınladı. Yayınlanmış diğer eserlerinden bâzıları şunlardır:

     
Abdülhak Hamit Tarhan Biyografisi (1974),  Ülkücü Şehitlere Şiirler (1975), Ülkücü
Hareket’in Şiirleri ve Marşları (1976), Ârif Nihat Asya Biyografisi (1978)
Müslim Ergül ve Osman Nuri Ekiz’le birlikte Eğitim Enstitüleri Türkçe Bölümü
2. sınıf Yeni Türk Edebiyatı (Servet-i Fünûn’dan Cumhuriyet’e kadar) isimli
ders kitabı. (1979), Yusuf Akçura’nın ‘Türk Yılı’ isimli dergide yer alan
‘Türkçülük’ başlıklı 128 sahifelik uzun makalesini Osmanlıcadan yeni yazıya
çevirdi. Kitap, Türk Kültürü Yayınları arasında çıktı. Nihal Atsız
Biyografisi (1979), Köy Enstitülerinden Eğitim Enstitülerine (1979),
Kompozisyon Sanatı (l981), İmla-Noktalama ve Cümle Bilgisi: (1981), Örnek
Açıklamalarla Atasözleri ve Özdeyişler (1981), Prof. İskender Pala ve Rakin
Ertem’le birlikte Ortaokul 1., 2. ve 3. sınıflar için Türkçe ve Dil Bilgisi
Kitapları (1992), Vefa Lisesi 125. Yıl Anı Kitabı (1997), Editör olarak Lise
9., 10. ve 11. sınıfların Edebiyat, Kompozisyon ve Türk Dili kitapları
(1998), Özlü Sözler (1998),  İlk
Dersimiz Sevgi (Şiirler 2002), Vefa Lisesi 135. Yıl Anı Kitabı (2007).

Önceki İçerikBâtıl Fikirler
Sonraki İçerikDeprem ve İlk Yardım
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.