Dr. Öğretim Üyesi GÖKTAN AY İle Müzik Eğitiminin Meselelerini Konuştuk.

100

Oğuz Çetinoğlu: Dr. Öğretim
Üyesi Akademik unvanı ile ‘Müzik Hocası
olarak görev yapıyorsunuz. Gazetede yayınlanan makalelerinizde ve
beyanlarınızda, görev sâhanızla alâkalı aksaklıkları ve çözüm yollarını
belirtiyorsunuz. 

Müzik öğretim ve eğitiminde belirlediğiniz problemler ve
çözümleri nelerdir?

Öğr. Üyesi Dr. Göktan Ay: Türk müziği
eğitimi veren Konservatuvarlarda ‘koro
şefliği
’ bölümü maalesef yok… Şefler; 
kendi yetenekleri ve çalışmaları ile koroları/toplulukları yönetmektedir.
Şef/Yöneten, mutlaka; donanımlı, psikolog, sosyolog olmalı. Çalışma alanı Türk Halk
Müziği ise yöre tavırlarını bilmeli. Bir müzik âletini iyi derecede icra
edebilmeli. Orkestradaki çalgılar ile sahne ve kayıt/mikrofon teknikleri
hakkında ‘derinlemesine bilgi’ sâhibi
olmalıdır

Çetinoğlu: Çok
geniş bir alandan ve derinlemesine bilgi ihtiyacından söz ediyorsunuz…

Dr. Ay: İşin başlangıcından söz ettim.
Söylediklerim yeterli değildir…

Çetinoğlu: Başka
neler var?

Dr. Ay: Müzikte ve çalgı eğitiminde
‘ritim’ çok önemlidir.

Çetinoğlu: Bildiğim
kadarıyla hem önemli hem de geniş ve derin bir mevzu. ‘Müzik Terminolojisinde Doğru Zannedilen Yanlışlar’ isimli
eserinizde kısaca temas etmiştiniz. ‘müzikte ritim’ konusu hakkında bilgi
lütfeder misiniz? Hiç değilse ana hatlarını belirleyelim. ‘Ritim’ nedir?

Dr. Ay: Ritim, müzik teorisinin temel
unsurlarından biridir. Hârika armoniler ve melodiler yaratmak için ritmin nasıl
çalıştığını ve nasıl kullanıldığını anlamak gerekir.

Ritim, müziğin
sistematik olarak topluca anlaşılan bir hız veya tempoda bir çubuk içinde
belirli sayıda tekrar eden vuruşlara bölünmesidir. Bir dizi nota ve dinlenme
tekrar ettiğinde, ritmik bir model oluşturur. Müzikal ritim, notaların ne zaman
çalındığını göstermenin yanı sıra, ne kadar süreyle ve hangi yoğunlukta
çalınacağını da belirler. Bu, farklı nota süreleri ve farklı aksan türleri
yaratır.

Çetinoğlu: Hangi
unsurlardan oluşuyor?

Dr. Ay: En mühim iki unsur: Zaman
işareti ve Tempo’dur. Tempo, bir müzik parçasının çalındığı hızdır.

Çetinoğlu: Metronom
kullanılıyor…

Dr. Ay: Metronom’suz çalgı eğitimi
olmaz. Eserin nüanslarına, eserin kalıplarına hâkim olmayı sağlar.

Çetinoğlu: Darbuka,
davul, kaşık, kudüm, def/tef gibi
ritim çalgılarından
da söz eder misiniz?

Dr. Ay: Konservatuvarlarda, her türlü
ritim çalgısı öğretilmelidir. Kendi özümüze sâhip çıkılmalı, ülkemizin dört bir
yanına dağılmış ve halk arasında kullanılan ‘ritim çalgıları’, eğitimde yerini
almalı ve sahne üzerinde de kullanılmalıdır.

Çetinoğlu: Çalgı
çalmanın ciddî bir iş olduğunu söylüyorsunuz…

Dr. Ay: Evet! Çalgı çalmak ciddî bir
iştir. Önce ‘çalgı eğitimini’ verecek öğretici, ‘donanımlı’ olmalıdır. Bağlama
icrasına, bağlama düzeni ile başlanarak, daha sonra ‘Bozuk Düzen’e
geçilebilir.  Geleneğe dayalı icraya
bağlı teknikler geliştirmek zor değil. Çalgı icrasında, birinin kopyası olmak
yerine, arayışlar içinde olmak daha geçerlidir. Teori kısmı, dizilerle
anlatılmalı.  Eser çaldırmaktan ziyade; ‘temrinler, araştırmalar, çalınacak ezginin içinden
çıkarılan özel yazımlar
’ öğrenimde çok yardımcı olmaktadır. Öğrenci önce; ‘çalgıya hâkim olmalı’, sonra ‘çalgıyı yenmeli’ ve nihâyet ‘ezgiyi iyi icra edebilmelidir.’

Çetinoğlu: Gelenek
ile akademik anlayış uyumu nasıl sağlanabilir?

Dr. Ay: Çalgı eğitiminde gelenek ile
akademik anlayış ‘ortak noktada
buluşmalıdır. Sınıfta bulunan öğrencilerin seviyesi aynı değil ise başarı
mümkün değildir. Çalgı eğitiminde, başlarken “varılacak nokta da çok önemlidir.
Çalgıda, değişik renkler aranması fikrini de vermek gerekir. Ne için öğrenmek
istiyorsun? Sorusunun cevabı sonucu belirler. Egzersizler, temrinler olmadan
gelişme olmaz. Uşşak ve Hicaz Makamı’nı bilen, iyi icra eden Türk Müziği’ni
biliyor demektir.

Çetinoğlu: Akademik
eğitimde usta-çırak ilişkisine yer var mı?

Dr. Ay: Akademik eğitimde usta-çırak
ilişkisi kesinlikle olmalıdır. Öğretim metotları benzerlik gösterebilir.
Öğrenci, öğretici ile birlikte çalmalı, onun hissiyatını görmelidir. Öğrenci
iyi durumda ise, onu durdurmamak, ‘acele
ediyorsun
’ demek yerine, ‘ileri pozisyonlarla-programlarla  teşvik edilmelidir.

Çetinoğlu: Çalgı
kültürü hakkında neler söylemek istersiniz?

Dr. Ay: Her müziğin olduğu gibi, her
çalgının da bir kültürü vardır. Her dönemin de kendine ait bir ‘ruhu’ vardır.
Önce uygulama, sonra teori gelir. Bunun tersi mümkün değildir. Fakat
‘metotsuz’  eğitim olmaz. Öğrenciye,
‘çalgı kültürü’ ve bu ruh anlatılmalı, benimsemesi sağlanmalıdır.

Çetinoğlu: Bir de
‘çalgı metodu’ var…

Dr. Ay: Çalgılarımızda maalesef fazla
eser/metot çalışması yoktur. Az sayıda metot olmasına rağmen, öğrenciler
bunları almakta istekli değiller. Öğrenci, bir an önce eserler çalmak istiyor,
sabırsızlar. Meselâ Yaylı Çalgılar için; ‘yay tekniği’ vazgeçilemez, ama öğrenci
sıkılıyor. Eğitimde, çalgıda yeni tekniklere ihtiyaç vardır.

Çetinoğlu: Diğer
meseleleri sonraki sohbetimizde ele alırız inşallah. Efendim, çok teşekkür
ederim.

 

Dr. Öğr. Üyesi GÖKTAN AY

4 Mart 1957 târihinde
Artvin’in Ardanuç ilçesinde doğdu. İlk, orta, lise tahsilini babasının öğretmen
olarak bulunduğu Tokat’ta tamamladı. 1974’de Kültür Bakanlığı Halk Dansları
Eğitim Merkezi’nde göreve başladı. Aynı zamanda Gazi Üniversitesi Müzik
Bölümüne devam etti. 1975 yılında İstanbul Türk Musikisi Devlet
Konservatuarı’nın kurulması ile Temel Bilimler Bölümü’nün imtihanını kazanarak
İstanbul’a geldi. Konservatuarın ilk öğrenci ve mezunlarından oldu. Bilim
imtihanından sonra ‘asistan’ olarak göreve başladı. 1982 yılında Konservatuarın
YÖK yasası ile İstanbul Teknik Üniversitesi’ne (İTÜ) bağlanması ile okutman,
1985 yılında sanatkâr öğretim elemanı, 1987 yılında Yrd. Doç. unvanlarını,
devam etmekte olduğu yüksek lisans ve doktora programlarını tamamlayarak 1988
yılında ‘Doktor’ unvanını aldı. 
Konservatuarda Türk Halk Oyunları (THO) Bölüm Başkan Yardımcılığı, Ana
Sanat Dalı Başkanlığı, Çalgı Eğitim Bölümü Başkan Yardımcılığı, Konservatuar
Yönetim Kurulu Üyeliği, Konservatuar Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.
Türk Musikisi Vakfı, Folklor Kurumu, İTÜ Türk Mûsîkîsi Devlet Konservatuarı
Mezunları Derneği, Unesco Cid (Uluslararası Dans Konseyi) Danışma Kurulu
Üyeliği, Başbakanlık Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü (GSGM) Türk Halk Müziği
Danışma Kurulu, Başbakanlık GSGM THO Federasyonu Gözlemciliği, İTÜ TMDK
Mezunları Derneği üyesidir.  Radyo ve
televizyonlarda programlar yapmakta, 1980 yılından bu yana, dergi ve
gazetelerde makaleleri yayımlanmaktadır. Son 4 yıldır internethaber.com da eğitim/kültür/sanat
üzerine güncel yazılar yazmaktadır. Folklora Giriş, Folklor (Halkbilim),
Sempozyum kitapları (10 adet) 
yayımlandı.  23 yıldır, her Mayıs
ayı boyunca,  ‘İstanbul Türk Müziği
Günleri’ adlı özgün ve tek Türk Müziği Festivali’ Genel Sanat Yönetmenliği’ni,
‘Ulusal ve Uluslar arası Sempozyumları’ editörlüğünü yapmaktadır.

Önceki İçerikCovit-19 Salgınında Yeni Bir Dalga mı ?
Sonraki İçerikMaturidi (853- 944) Ve Atatürk (1881- 1938) Aklı Işığında Diyanet Fetvası (2022)
Avatar photo
28 Kasım 1938 tarihinde Bafra’da doğdu. İlk ve ortaokulu doğduğu şehirde bitirdikten sonra Ankara Ticaret Lisesi ve Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde okudu. İş hayatına Ankara’da muhasebeci olarak başladı. Ankara ve Karabük’te; muhasebeci, mali müşavir ve profesyonel yönetici olarak devam etti. İstanbul’da, demir ticareti ile meşgul oldu. SSCB’nin dağılmasından sonra Türk Cumhuriyetlerinde sanayi yatırımları gerçekleştirmek üzere çok ortaklı şirket kurdu. Şirketin murahhas azası olarak Azerbaycan’da ve Kırım’da tesis kurup çalıştırdı. 2000 yılında işlerini tasfiye etti. İş hayatı ile birlikte yazı hayatı da devam etti. İlk yazısı 1954 yılında Bafra’da yayımlanmakta olan Bafra Haber Gazetesi’nde başmakale olarak yer aldı. Sonraki yıllarda İlhan Egemen Darendelioğlu’nun Toprak Dergisi’nde, Son Havadis ve Tercüman gazetelerinde yazıları yayımlandı. Türk Ocakları Genel Merkezinin yayımladığı Türk Yurdu dergisinde yazdı. İslâm, Kadın ve Aile, Yörünge, Ufuk, Emelimiz Kırım, Papatya, Tarih ve Düşünce, Yeni Düşünce, Yeni Hafta, Sağduyu, Orkun, Kalgay, Bahçesaray, Türk Dünyâsı Târih ve Kültür, Antalya’da yayımlanan Nevzuhur, Kayseri’de yayımlanan Erciyes ve Yeniden Diriliş, Tokat’ta yayımlanan Kümbet, Kahramanmaraş’ta yayımlanan Alkış dergilerinde, Dünyâ ve Kırım’da yayımlanan Kırım Sadâsı gibi gazetelerde de imzasına rastlanmaktadır. Akra FM radyosunda haftanın olayları üzerine yorumları oldu. 1990 – 2000 yılları arasında (haftada bir gün) Zaman Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Hâlen; Önce Vatan Gazetesi’nde, yazmaktadır. Oğuz Çetinoğlu; Türk Ocağı, Aydınlar Ocağı, ESKADER / Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmacıları Derneği ve İLESAM / Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sâhipleri Meslek Birliği Üyesidir. Yayımlanmış Kitapları: 1- Kültür Zenginliklerimiz: (2006) 2- Dört ciltte 4.000 sayfalık Kronolojik Tarih Ansiklopedisi: (2008 ve 2012), 3- Tarih Sözlüğü: (2009), 4- Okyanusa Açılan Kapılar / Tefekkür Mayası Röportajlar: (2009). 5- Altaylardan Hira’ya Türk-İslâm Dostluğu: (2012 ve 2013), 6- Bilenlerin Dilinden Irak Türkleri: (2012), 7- Türkler Nasıl ve Niçin Müslüman Oldu: (2013), 8- Türkmennâme / Irak Türkleri Hakkında Bilmek İstediğiniz Her Şey: (2013). 9- Türklerin Muhteşem Tarihi: (Nisan 2014 ve Nisan 2015) 10- 115 Soruda Türk İslâm-Âlimi Mâtüridî (Röportaj): 2015) 11- Cihad – Gazi – Şehid: Kasım 2015. 12-Yavuz Bülent Bâkiler Kitabı (2016 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 13-Her Yönüyle Kâzım Karabekir (2017 Mehmet Şadi Polat ile birlikte) 14-Dil ve Edebiyat Dergisi / İlk 100 Sayı Bibliygorafyası (2017 Mehmet Şâdi Polat ile birlikte) 15-Büyük Türk İslâm Âlimi Serahsî (2018), 16-Âyetler ve Hadisler Rehberliğinde Kutadgu Bilig’den Seçmeler (2018), 17-Edib Ahmet Yüknekî ve Atebetü’l-Hakayık (2018), 18- Büyük Türk İslâm Âlimi Mâtürîdî (2019), 19-Kâşgarlı Mahmud ve Dîvânu Lugati’t-Türk (2019). 20-Duâ / Huzura Açılan Kapılar. (2019) 10-Yesevi Yayıncılık, 12-Yakın Plan Yayınları, 13-Boğaziçi Yayınları, 14-Dil ve Edebiyat Dergisi, diğer kitaplar Bilgeoğuz Yayınları tarafından yayımlanmıştır.